dore okulları
Malatya
28 Mart, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.35
  • EURO
    35.15
  • ALTIN
    2308.4
  • BIST
    9079.97
  • BTC
    70732.1$

Şevket Keskin 'Meşaleyi' neden vurdu?

22 Ocak 2018, Pazartesi 07:48


Diriliş Ertuğrul, Payitaht Abdülhamid, Kut-
ülAmare ve Zeytin Dalı!.. 

Başlığı okuyunca TRT'nin dizilerinin isimlerini görürsünüz. Bu isimler ve işledikleri konular tarihimizden sayfaları içerir. Başlıktaki listenin sonundaki “Zeytin Dalı” ise, bu milletin özüne dönüşünün işaretlerinden biri olan harekatın adıdır. Rabbim, harekata katılan kardeşlerimizin yar ve yardımcısı olsun. Amin...   

Dünyada rezalet bulundukça faziletin ona karşı cihat etmesi zaruridir” sözü,  Kur'an-ı Kerim'in yaklaşık 300 ayet-i kerimesinin tefsiri hükmündedir. 1950'li yıllarda gündeme getirilen ve 1971 yılında İslam memleketi olan bu vatanda tatbikata konulan “İslamiyetsiz bir Müslümanlık” planıyla kalkan cihat inancı yerine, “Kılıç kınına girdi” fikri(!)  tam maya tutmak üzereyken; şu günlerde izni ilahi ile tesirini yavaş yavaş kaybediyor. TRT1'de  yayınlanan “Diriliş Ertuğrul, Payitaht ve Kut'ul amare” dizileri, necip milletimizin başına yüz yıllar boyunca “bela” olan dahili ve harici düşmanların varlığını yeniden hatırlatıyor. Devlet kanalı eliyle yapılan böyle hayırlı işler, milletimizi yeniden “Cihat” ve “Şehadet” ruhuna kavuşturuyor Elhamdulillah... 
 
Geçtiğimiz günlerde ziyaret ettiğim Akmercan Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Cemal Akmercan'ın; “Kut'ül amare” dizisine sponsor olduğunu büyük bir memnuniyetle öğrendim. Milli uyanışa vesile olan bu gibi dizilere bir hemşerimin dahlinin bulunması, hangi Malatyalıyı memnun etmez ki?   

 

KEM GÖZLÜLERİN KULAĞININ DİBİNE OKKALI BİR ŞAMAR VURULUYOR 

Cihat ruhundan uzaklaştırılmak istenen milletimize, 1974 Kıbrıs Barış Harekatı anlatıldığında “efsane” gibi geliyordu anlatılanlar. Türkiye'nin son 40 yılına “markist-leninist” veya bilmem hangi gâvur beslemesi olan terör örgütleri büyük darbeler vurdu. Çok şükür bugünlerde onların beli kırılmış durumda. Dahildeki yılanların kafası ezilmişken, hariçtekilerin de ihmal edilmemesi gerektiğini düşünenlerdenim. Çok şükür, sınır ötesi harekatlarla bir yandan yılanın başı eziliyor, diğer yandan kem gözlülerin kulağının dibine okkalı bir şamar vuruluyor. Temennim odur ki millet olarak, i'layı kelimetullah adına müstakim olup, "siyonistlerin" oyununa gelmeyelim. 

 
ELİMİZDEKİNİN KIYMETİNİ BİLMİYORUZ 
Geçtiğimiz günlerde Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Başkanı Prof. Dr. Ahmet Cevat Acar, eşi hanımefendiyi rahatsızlığı sebebiyle Malatya'ya getirerek, Turgut Özal Tıp Merkezi'nde başarılı bir operasyondan geçirtti. Diyeceğim o ki; ilimiz dışında bilim adamlarımızın kıymeti bilindiği halde, maalesef ilimizde kısır ve yersiz çekişmelerle bilim adamlarımız haksız ithamlara maruz bırakılıyor.  
 
 

SALAVATI KUVVETLİ!.. 

Geçtiğimiz günlerde İstanbul'da ziyaret ettiğim AK Parti Pütürge İlçe Başkanı Mikail Sülük ve misafirleriyle sohbet ederken, konu Yeni Malatyaspor'a geldi. Yakalanan başarıyı herkes farklı bir ifadelerle yorumlarken; Mikail Sülük'ün “Adil Gevrek'in salavatı kuvvetli” şeklindeki yorumu Yeni Malatyaspor'un yakaladığı başarıyı özeller nitelikteydi... 
 
 

 

İYİ DE DAVA GİDERLERİNİ KAMU NİYE ÖDÜYOR? 
 
Müşteki: Malatya Valiliği adına Mustafa Toprak 

Sanık:Murat Çetin (yani ben) 

Suç: Kamu görevlisine görevi nedeniyle zincirleme biçimde hakaret 

Dosya no: 2017/317 
 
İddia edilen suçumu size özetleyeyim; Malatya Valiliği adına Mustafa Toprak'ın kendisini, Battalgazi'nin eski kaymakamı Vedat Yılmaz'ı ve Kale ilçemizin eski kaymakamı Ferhat Sinanoğlu'nu şaibe altında bırakacak haberler yapmışım. Toplum nezdinde küçük düşürmüşüm. İtibarlarını zedelemişim ve kişilik haklarını ihlal etmişim. Bu suçlamalar için ise bazı yazdığım yazıları delil göstermişler. Göstermişler, lakin o deliller 2017/475 nolu karara göre suç teşkil etmiyormuş. Suç teşkil etmesi için; Mustafa Toprak, Vedat Yılmaz ve Ferhat Sinanoğlu'na hitaben beni dinleyin lan” veya “eee kesin lan” gibi  saygınlığı rencide edici boyutta sözler söylemem lazımmış... (Zaten özel yaşantımda nezaketten ödün vermemeye özen gösteren biriyim. Bizi bilen bilir.) 
 
Çok şükür böyle bir suç işlemedik.  Lakin benim anlayamadığım bir husus var. Mahkemenin ilk celsesinde “BERAAT” ettiğim halde, yapılan yargılama giderleri kamu uhdesinde bırakıldı. Halbuki bu giderler kurumun başındaki müştekiye ait olmalıydı bence. Devlet “Onun-bunun..” keyfinin faturasını neden ödesin ki... 

Bu arada meraklısına küçük bir not: Başlıktaki İYİ kelimesine takılmayın. Herhangi bir sübliminal mesaj içermiyor) 

 
HEM SİZİN HEM DE BENİM İÇİN YENİ BİR MERAK KONUSU… 

ESOB başkanı Şevket Keskin'in bir özelliği de “geri vites atmak” . Geçmişte bunun örneğini çok gördüm. Solak bir parmaksız ve sümüklünün gazına geldiğini tahmin ettiğim Keskin, “Şelaleciler” diye tabir ettiği “Meşaleciler” grubuna müntesip bazı siyasiler ve iş adamları ile aynı ortamda bulunduğunda nasıl bir durum sergileyecek acaba? Merak konusu...
 
Bence ESOB Başkanı Şevket Keskin yaptığı yersiz çıkışlar ile Meşale gurubuna bu süreçte zarar veremeyeceğini adı gibi biliyor. Peki bu açıklamaları neden şimdi yaptı ve hedefi ne? 

İddiaya göre mezkur grup, Şevket Keskin'in karşısında bulunan rakibi destekledi ve hayli zorladı. Koltuğunu muhafaza eden Keskin, krizi fırsata çevirme adına zafer sarhoşluğuyla verdi veriştirdi. Gayesi de önümüzdeki seçimlerde “Davutoğlu'cu” diye ekarte edileceği iddia edilen bu cemaat ve müntesiplerinden oluşan boşluğu doldurarak "milletvekili" veya "belediye başkanı" olmak... 

Bu iddianın doğruluk payını merak ediyorum. Bence siz de benim gibi merak ediyorsunuz. 

Selam ve dua ile

Fiemanillah