dore okulları
Malatya
29 Nisan, 2024, Pazartesi
  • DOLAR
    32.39
  • EURO
    34.80
  • ALTIN
    2431.1
  • BIST
    10068.51
  • BTC
    62832.76$

Sosyal medya ve cep telefonlarının hayatımıza etkileri!..

01 Eylül 2023, Cuma 16:59
Sosyal medya ve cep telefonlarının hayatımıza etkileri!..

Bugün cuma namazı için Başakşehir Tunahan Camii'ne girdiğimde namaza yaklaşık 25 dakika vardı. İki rekat "tahiyyatül mescid" (mescidi selamlama) namazı kıldım. Sonra cami boş olduğu için ön safa ilerleyip oturdum. 

Biliyorsunuz yıllardır ön safta yaşı yetmiş işi bitmiş, emekli, kahveye artık gidemeyen, damarları tıkanmış, arkadaşları terketmiş, gidecek yeri olmayan, dünyayı terkedenler değil, dünyanın kendilerini terkettiği yaşlılar olur.

Bu tarifi neden yapıyorum?

Çünkü bunlar gençliğinde camiye gitmiş olsalardı, öncelikle camii adabını bilir, iki rekat namaz kılar, sonra namazı beklerken Kuranı ellerine alır bir kaç ayet okurlardı. Bunu yapmayanlar bu tarifin içine girenlerdir. Bunlar adeta kalan ömür kredilerini burada tüketiyorlar. Tabi ki içinde böyle olmayanları da vardır, ama geneli Türkiye'de böyledir.

Her cuma ayrı haller görürüm;
Hutbe okunurken whatsapptan mesajlaşanları, namaz esnasında telefonu çalanları, hatta telefona cevap verenleri, namazdayken mesaj yazanları, hutbe esnasında telefonundan oyun oynayan gençleri, kandil gecesinde bile mevlithanların safında oturup, hocam şu saat olunca beni uyar, deyip yanındaki imamı tenbih eden borsa oynayan müftüleri, hutbe bitinceye kadar birbiriyle sohbet edenleri, şirketinin, marketinin muhasebesini, sevk ve idaresini hutbeden önce ve hutbe esnasında yapanları ve dahi nicelerini gördüm.

Bu cuma öyle bir şey gördüm ki, gözlerime inanamadım;
Yanımda ayaklarının üstüne oturamayan, beli iki büklüm olmuş, ayaklarını önüne doğru yuvarlatmış, bir şeyleri gizler gibi yaşlı bir amca var. Arada bir de bazı sesler geliyor bana, ama nereden geldiğini kestiremiyorum. 

Bildiğiniz üzere cuma günü Kehf Sûresini okumak sünnettir, vaiz bey nasihatlarına devam ederken ben de bu sûreyi okuyorum. Gittikçe dikkatimi çeken yaşlı amca, titreyen iki eliyle o yuvarlatmış kıvrık ayaklarının arasında tavuk gagası gibi bir şeylere tıklıyordu. Yanlış anlamasın diye yandan kestirmeye çalıştım. Bir de gördüm ki adam, o kazıklaşmış ayaklarının arasında sakladığı cep telefonuna tıklıyormuş meğer!.. Biraz daha dikkat ettim gördüm ki, iskambil kağıtlarına benzer bir oyun oynuyor benim tırı gitmiş vırı kalmış amcam!..

On dakika bekledim, ama adam bitirmedi oyunu. Sonunda dayanamayıp kendisine dokundum ve kulağına eğilerek dedim ki:
Sanırım yanlış yerde oynuyorsun, burası buna uygun yer değil. Burada bunu oynamaman lazım. Adam kulağını işaret etti, yani duymuyor numarasını yaparak tedirgin oldu. Bak oyun sesleri geliyor bize dedim. Tam ezan okunmaya başladı ki, o da o anda apar topar oyunu ve açık pencereleri kapatıp telefonunu kaldırdı. 

Şimdi sözde akıllı, ama insanı akıldan eden ve insanlıktan çıkaran bu telefonların, sosyal medya ve ortamının hayatımızda ne etkiler yaptığını görüyor musunuz!?.
Camiye, Cuma namazına gelen adam on dakika telefonunu kapatamıyor. 

Meşhur alimlerimizden biri bir gün şöyle demişti;
Tarihte öyle isimler vardır ki, günde on sekiz saat Kuran ile haşir neşirlermiş!. Bir türlü aklım almıyordu bunu. Bir insan hayatı boyunca nasıl her gün on sekiz saat Kuran okur diyordum!?. Ne zaman ki bu akıllı telefonlar çıktı, ondan sonra buna inandım. İnsanın kalbinde ne varsa ona aşık oluyormuş dedi.

Şimdi biz Müslümanlar olarak bugün Allah'ın kitabı Kuran'ın neresindeyiz!?. Küsmüşüz Kuran'a. Eskiden duvarda asılıydı, her gün görürdük, şimdi duvarlarımız da şatafatlı olduğu için Kuran'ı asmaktan vazgeçip başka yerlere attık. 
Duvarda Kuran asılı olduğu için o odada uyumaya haya eden bir ecdadın torunları bugün Kuran okumayı bilmiyor!..
Sonra haçlılar her gün Kuran'ı yırtıp yakarken sosyal medyada mücahit kesiliyoruz!. Sen o Kuranı okusaydın bugün o Kuranı kimse yırtamazdı!. Aslında Kuran'ı yırttıran Müslümanlardır. 

Kuran hayatımızda değil ki elin gavuru saygı göstersin. Onun yaktığı, matbaada kağıda basılan bir nüshadır. Aynı nüshadan milyarlarca var dünyada. Bizim göğsümüzdeki ve hayatımızdaki Kuran nerede!?.

Bu hafta içinde bildiğim biri, eşiyle telefon yüzünden tartışıp boşanmaya kadar gitmişler. Eşinin elindeki telefon, bildiğiniz ünlü bir Amerikan markası!. Zamanında ailesinin yardımıyla almış. Ama şimdi modeli düşük olduğu için yenisini almak istiyor. İkide bir iphonum da iphonum, nerede iphonum, değiştirmem lazım, bunun hafızası düşük, (Bu arada hiç bir şey almayan kendi hafızasına bakmıyor!) Ak Parti seçimde vaad etti, şimdi çarketti, neden bu markayı ötv'siz alamıyoruz, illa da ben bu telefonu alacağım diye diye eşine sözlü ve vicdani şiddet uyguluyor. Bu günlerce sürüyor ve hayatı kendisine adeta zehir ediyor!. Sonunda aralarında kavga oluyor ve kocası bunu bir talak boşuyor. Bu toplum ne hale gelmiş görüyor musunuz!?. Kim bu toplumun aklına bu derece tecavüz etti!?.

Yüce Allah Kuran'da:
"Siz yeryüzüne çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. Çünkü siz iyiliği emreder, kötülükten men edersiniz..."
Bugün bu görevi kimse  yapamıyor. En hayırlı ümmet, en hayırsız ve en bedbaht toplum olmuş!.. İyilik yapanın da kötülüğü yapmayın diyenin de önü kanunlarla kesiliyor. Son yirmi yılda çıkarılan yasalarla kimse kimseye bir şey diyemiyor. Koca karısına, baba kızına,  öğretmen öğrencisine, büyük küçüğe bir şey söyleyemiyor!.. Sokakta fuhuş yapanlara kimse karışamıyor!.. Hayvanlar gibi soyunup sokakları umumhaneye dönüştürenlere kimse bir şey diyemiyor!.. Kafelerde, bahçelerde, toplu taşıma araçlarında sevişenlere kimse sesini çıkaramıyor.

İşte dostlar, halimiz ortada ve ne kadar perişanız!.. Benim bildiğimi ve gördüğümü hepiniz biliyor, görüyor ve yaşıyorsunuz. Ben sadece yazıyorum.
İnsanoğlunun fay hatları kırılmış, ar damarları çatlamış, yeraltındaki fay hatları ne yapsın!.. Sanırım sorun yerin altında değil, artık yerinde üstünde...

Fi Emanillah…

Ebuzer AYDIN

“Ey Kalemim! Bir Gün Doğru Bildiklerini Yazmazsan, Kolumla Beraber Kırar Atarım Seni”