dore okulları
Malatya
19 Nisan, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.63
  • EURO
    35.09
  • ALTIN
    2503.4
  • BIST
    9524.59
  • BTC
    62347.89$

Tahşiye kumpası ve Elazığ raporu bağlantısı!

10 Temmuz 2015, Cuma 11:46

Türkiye'nin bütün kurum ve kuruluşlarını adeta kopyalayan bir terör örgütününvarlığı artık herkesin malumu. Lideri okyanus ötesindeki bu terör örgütününkurduğu kumpasların belgeleri ortaya çıkmaya devam ediyor.

Bilindiği gibi kurulan kumpas neticesinde “Tahşiye terör örgütü” diye bir şeyuydurulmuştu. Bu uydurulan sözde terör örgütünün lideri ise Molla Muhammedolarak tanınan Mehmet Doğan'dı.

Tahşiye Kumpasını kısaca hatırlayalım isterseniz? Okyanus ötesindeki zatın 6Nisan 2009 yılında yaptığı bir konuşmada, “"Türkiye'de de Hizbul vahşetten sonra El-Kaide'yi icat ettiler. Yarın daha başka şeyler de icat edebilirler. Mesela Tahşiye diye bir şey icat edebilirler. Onları güçlendirirlerse ellerine silahlar da verebilirler. Adlarına da Tahşiyeciler derler. Sonra da Kalaşinkoflar verirler ellerine, iki yerde bir şey yapınca bunlar. Demek ki imkân bulunca bunlar dasilahlanabiliyor. İnsanlara terörist damgasını vuracaklar orada" ifadelerinikullanmıştı.

YAZILAR VE TELEVİZYON DİZİSİ

Malum zatın bu konuşmasının ardından harekete geçen bir kaç aklı evvel, öncegazete ve televizyonlarında yaptıkları yayınlarla bu sözde terör örgütünü afişeetmeye başlamıştı.

Okyanus ötesindeki zatın malum konuşmasının ardından, cemaatin meşhurgazetesi haberini yapmış, televizyon kanalı ise yayınladığı bir dizide “Tahşiye terör örgütü” diye bir şeyi senaryosuna dahil etmişti.

Okyanus ötesindeki zatın senaryosunu yazdığı kumpas büyük bir hızla yayılıyordu. Bir suç örgütü icat edilmiş, diziler ve yazılar eliyle ülke gündemine taşınmıştı. Hocalarından talimatı alan savcı ve hakimlerin işi daha rahattı. Uydurulan bu terör örgütünü dinlemeler başlatılmış, teknik takip yapılmış iş operasyonlara gelmişti.

22 Ocak 2010 tarihinde yapılan operasyonla Molla Muhammed de dahil olmak üzere 122 kişi gözaltına alınmıştı. Artık deliller üretilmeli, uydurulan “Tahşiyeterör Örgütü”ne üye ne kadar insan varsa her biri cezaevine gönderilmeliydi.Mahkeme safhasında uydurulan delillerin acemice hazırlanmış olması, davaya bakan hakimlerin pek umurunda değildi. Zamanla onların da cemaatin adamı oldukları ortaya çıkacaktı. O dönemde mazlum insanlar, cezaevi şartlarında yaşamaya zorlanıyordu. Cezaevindekilerin yakınları da büyük bir baskı altındaydı. Toplum gözünde itibarsızlaştırılmaya çalışılan bu insanlar, kurulan kumpasların neticesinde 17 ay boyunca büyük sıkıntılar çekti.

Molla Muhammed'in çevresinde bulunan eş, dost, akraba ne kadar insan varsa her biri ayrı ayrı gözaltına alınmış daha sonra çıkarıldıkları mahkemelerde uydurma delillerle bu insanlar mağdur edilmişti. Uydurma deliller neticesinde Molla Muhammed ve arkadaşları cezaevine gönderilmişti. 66 yaşında bir insanı terör örgütü lideri diye lanse eden bu kumpas, aradan geçen zaman zarfında ortaya çıkarılmıştı.

HAKSIZ TUTUKLAMAYA SUÇ DUYURUSU

Mehmet Doğan, 17 aylık tutukluluk süreci için suç duyurusunda bulunuyordu.İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na yapılan suç duyurusunda, "Emniyetraporlarında ve devletin elindeki belgelerde açıkça görüleceği üzere paralel yapının hedef gösterdiği kişiler o zamana kadar asayişi ihlal edecek bir tek hadiseye dahi karışmamıştı.

Çevrelerinde güzel ahlaklı olarak bilinen kişiler, bir gecede terörist ilan edildi.Dehşetli bir komplo ve senaryo hayata geçirildi. Biz yalnızca hakkın tecellietmesini istiyor, suç duyurusunda bulunuyoruz" denilmişti.

SUÇ DUYURUSUNUN ARDINDAN İLK GÖZALTILAR

Mehmet Doğan'ın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na yaptığı suç duyurusununardından; Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından Parelel yapıya yönelik başlatılanoperasyonda Samanyolu Televizyonu'nda yayınlanan Sungurlar ve Tek Türkiyedizilerinin yönetmeni ve yapımcısı, İstanbul Eski Terörle Mücadele Şube Müdürü ve eski Hakkari Emniyet Müdürü Tufan Ergüder, Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca, gözaltına alınan isimler oldu.

GÜLEN'İN SOHBETİ, TALİMAT OLMUŞ…

Tahşiye kumpasını kısaca anlattıktan sonra, gelelim bu günkü belgeyle ilgilikonuya. Bu belgede “Paralel Yapı” soruşturmasında örgüt mensubu emniyetmüdürlerinin, Fethullah Gülen'in video sohbetlerindeki sözlerini talimat kabulettikleri ve 37 ilde operasyon başlattıkları belirlendi.
Ele geçen rapor 14.04.2009 tarihi dikkat çekiyor. Malum konuşmanın üzerindensadece 8 gün geçmiş. Fethullah Gülen'in malum konuşmasını talimat olarak kabuleden Paralel Yapı” mensupları 37 ilin istihbarat müdürlerine gönderdiği raporda“Tahşiye grubu hedef gösterdiği görülüyor. Rapor, dönemin Elazığ Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürü Abdullah Turgut imzalı.

İSTİHBARAT RAPORU MU, YOKSA CEMAAT TALİMATI MI?

Elazığ İl Emniyet Müdürlüğü raporunda, Tahşiye grubunun kentte yaptığı faaliyetler ve ilişkileri ağı anlatılırken, Muş'taki Molla Muhammed Doğan ile bağlantılı hareket ettikleri de iddia ediliyor. Abdullah Turgut'un raporuna dayanak olarak gösterdiği ise malum zatın konuşması… Ayrıca söz konusu raporu sanki bir istihbarat polisi tarafından değil de bir cemaat mensubu tarafından yazılmış gibi görünüyor.

Abdullah Turgut'un hazırladığı raporun en can alıcı noktası: “Yaşanan bu süreçle ilgili olarak H. Y. grubunun ilimizde bulunan kanaat önderleriyle yapılan görüşmede, “M. Fetullah Gülen'in yaptığı konuşmanın zamanlama ve içerik olarak çok isabetli olduğunu, polisiye tedbirlerle çözülemeycek bir konunun yüzde 80 çözüme ulaştığını, ilerleyen süreçte Tahşiye Grubu'nun irtica bağlantısı ile ilgili kamuoyunda çıkarılabilecek art niyetli haberlerin ve izleyebilecekleri harekat tarzının M. Fethullah Gülen'in bu konuşması ile deşifre edildiği” şeklindegörüş beyan ettikleri hususunu bilginize arz ederim.”

HACI HULUSİ BEYİN VARİSİ OLDUĞUNU İDDİA EDENLERE SORULAR…

Gördüğünüz gibi Fethullah Gülen'in bir istihbaratçı gibi analiz yaptığından ve buanalizin isabetli olduğundan bahsediliyor. Ayrıca terör örgütü diye bahsedilen “H.Y. grubu” ibaresi de Hacı Hulusi Yahyagil ismini temsil ediyor. Hacı Hulusi Yahyagil, üstad Bediüzzaman Hazretleri'nin birinci talebesidir. Ayrıca Risale-I Nur gibi bir tefsir-I Kur'ani'nin oluşmasında sorularıyla etkili olan bir zattır. Böylesine önemli bir zatın terör örgütü gibi bir oluşuma dayanak gösterilmesi kadar büyük bir hatayı yapan “Paralel Yapı”yla bilrikte hareket eden O zata yakın olduğunu iddia eden insanlar, farklı bir algı oluşturmaya çalışıyorlar.

Bu rapora göre, Hacı Hulusi beyin varisi olduğunu iddia eden bazı isimler, MollaMuhammed'in Hacı Hulusi bey ile herhangi bir münasebetinin olmadığını ifadeetmişler. Bence, Molla Muhammed Hoca'nın, Hacı Hulusi bey ile alakasının olup olmadığını varisi olduğunu iddia eden kişilerden ziyade, linkini verdiğimiz videokaydında Hacı Hulusi beyin ağzından Molla Muhammed ile ilgili sözleri ve O'na olan teveccühünü izleyelim. Sonra da bu iddia sahiplerinin Hacı Hulusi beye olannispetlerini görelim.

İşte o video:


Hacı Hulusi beyin varisi olduğunu iddia eden Muhammed Orakçıoğlu, bu raporanasıl bir tepki gösterecek? Muhammed Orakçıoğlu'nun “Paralel Yapı”yla ilişkisinasıl açıklanacak?

“Tahşiye Kumpası”nın başlangıcına sebep olan malum zatın konuşması 6 Nisan 2009 tarihinde gerçekleşmiştir. 14 Nisan'da ise sözkonusu rapor 37 ilin istihbarat müdürlerine ulaştı. Bu konuya dikkat çekerek, bir başka meseleyi de sormamız lazım. Sözkonusu konuşmadan yıllar önce Kanal D televizyonuna giden bir ihbardan bahsedelim. Tahşiye kumpasıyla 17 ay boyunca cezaevinde kalan Molla Muhammed'in intihar bombacısı yetiştiren bir terör örgütü lideri olduğuyla ilgili iddia Kanal D'ye gönderilmişti. Hacı Hulusi beyin varisi olduğunu iddia eden kişilerin Kanal D televizyonuna yapılan ihbarla bir bağlantısı var mı?

Hacı Hulusi beyin varisi olduğunu iddia eden bu kişiler, rapordaki memnuniyetkararını alırken, Üstad Bediüzzaman'ın hizmetkarlarından kimlerle görüştüler?
Abdülkadir Badıllı'nın kaleme aldığı, Fethullah Gülen'in seyyid(!) ve büyük biralim(!) olduğu iddia edilen, bütün agabeylerin destek verdiği iftiralarla dolu“İfhamname” isimli eser(!), Tahşiye Kumpası”nda iddianameye dönüşmüştü.Hacı Hulusi beyin varisi olduğunu iddia edenlerin “İfhamname”nin hazırlanmasında dahli oldu mu?

Eğer bu iddia doğruysa kumpasa alet olan kişilerin, Üstad'la veya Hacı Hulusi beyle ne gibi bağlantıları olabilir?
Elazığ'da bulunan sözde kanaat önderleriyle görüşüldüğü gibi, başka hangiillerde kumpasa destek olundu?