dore okulları
Malatya
28 Mart, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.32
  • EURO
    35.10
  • ALTIN
    2298.6
  • BIST
    9055.55
  • BTC
    71299.59$

Temayül yoklamasıyla ilgili notlarım

07 Mayıs 2018, Pazartesi 08:14

Geçtiğimiz Cumartesi günü Malatya'daydım. “AK Parti'nin temayül yoklamasının haricinde şehirde seçim heyecanı yoktu” desek yeridir. Temayülde gördüğüm bir kaç tespit:

1- Malatya için AK Parti'de siyaset yapmak isteyen kişilerin çoğunluğunun “Profilinin düşük” olması.

2- Aday adaylarından bazıları “kartvizit” ihtiyacından; bazıları da “kamuda terfi” almak için müracaat ettikleri.

3- Battalgazi CHP İlçe Başkanı Selahattin Sarıoğlu'nunillallah” ederek; AK Parti'ye geçmesi ve aday adayı olması.

4- “Allah, gönlünden geçeni hakkında hayırlı kılsın” diye temennide bulunduğum iki kişinin “ümitle” yine  aday adayı olması.

5- Aday adayları dahil ekser kişilerin görüşünün "Hakan Kahtalı" hariç; listede fazla bir “değişikliğin” olmayacağını tahmin etmesi.

 

SÜ UYUR, DÜŞMAN UYUMAZ...

Geçtiğimiz günlerde “solak haber portalı”nın biri, Malatya Milletvekili Mustafa Şahin'in aday adaylığı için yaptığı konuşmadan yola çıkarak, ağabeyi konumundaki “salak haber sitesi”nde, “Malatya AKP Milletvekili Mustafa Şahin, MHP'lileri köpeğe benzetti” şeklinde bir habere imza attı. Mustafa Şahin'in şahsında, bu operasyonla mütedeyyin kesimi “Oda”larının bir köşesine sıkıştırma  gayreti içerisine girişmişlerdi. Hızını alamayan “bu sürü” akabinde Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı Hacı Uğur Polat için; “İlk icraatı Atatürk Posterini kaldırmak oldu” şeklinde ikinci bir habere (skandala) imza attılar. “Bu iftirayı neden bu kadar pervasızca atıyorlar?” şeklindeki bir suale: “Hedefe koydukları şahısların mütedeyyin oluşlarından ve iktidarı temsil ettiklerinden ötürü olabilir” diye kısa bir cevap verilebilir. O sebepten dolayı bu müfterilerin yaptıklarını kamuoyuyla paylaşma gereği duydum. Demek “Sü uyur, düşman uyumaz...

İlgilisine not: Her iki meseleyi de bizzat ben araştırdım. Aslı astarı yoktur.

İFTİRAYI, FIRSATA ÇEVİRMEYİ BİLDİ

Girişimci krizi fırsata çevirendir” sözünü severim. Mezkur “Haber portalı (!)”nın iftiralarını fırsat bilerek PR yapan Mustafa Şahin; turnayı gözünden vurdu. “Ben oyumu Erdoğan'a vereceğim, AK Partililere vermeyeceğim” diyenleri Saadettin Köpek'e benzeten Mustafa Şahin'in yaptığı tespitin aynısını Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Kayseri İl Kadın Kolları Kongresinde şu şekilde ifade etti: "Birileri fitne kaynatıyor. 'Oyumu Cumhurbaşkanı'na vereceğim ama parlamentoda AK Parti'ye vermeyeceğim' diyorlar. Böyle bir şey olabilir mi? Bu oyunu da bozmaya var mıyız? Bu oyun, bu tezgah... Kimlerin olduğunu anlıyorsunuz. Bu münafıklar çetesini inşallah 24 Haziran'da hep birlikte yere gömeceğiz.”

FUARDA SABRI ZORLAYAN!..

Malatya'da 7. Kitap Fuarı hakikaten Malatya'nın şu ana kadar en güzel fuarı olduğu kanaatindeyim. Stantların dolu dolu olması; ziyaretçilerin yoğun olması dikkatimden kaçmadı. Bununla birlikte Malatya Kültür AŞ'nin müdürü Sabri Akın'ın gayet “Ünlü” bazı yazarları davet ettiğine ve o yazarların ilgi ve alakanın olmayışından dolayı Malatya'dan üzgün ayrıldıklarını gördüm. Dolayısıyla “Sabırlarının zorlandığına” şahit oldum. Aslında “Sabrı zorlayan” ın kim olduğu biliniyor da neyse!..

 

Erdoğan'ın 'Rabia'yla anlatmak istedikleri!..

Geçtiğimiz günlerde Gazeteci-Yazar sayın Ferhat Ünlü'nün davetlisi olarak, “Seçimin gölgesinde Türkiye'yi bekleyen tehditler” başlıklı konferansta sunum yapma imkanı bulmuştum. Sunumumda, “Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın ısrarla kullandığı ve “Tek Bayrak, Tek Millet, Tek Devlet ve Tek Vatan” diyerek açıkladığı Rabia işareti, aslında siyasi ve politik bir söylem değildir. Bunu, Âli İmran Suresi'nin 103. Ayeti Kerimesi'nden yola çıkarak izah edebiliriz. Buna tarihi anekdotları da ilave etmemiz gerekir.” ifadelerini kullanmıştım. Bugünkü yazımız da bu minval üzere olacak.  İslam Alemi'nin bugünkü durumunun neden böyle olduğuyla ilgili bir kıssa anlatmak isterim. Malum olduğu üzere Peygamber Efendimiz (sav)'in “hicret” hadisesi vardır. Bu hadiseye baktığımız zaman “Muhacir” ve “Ensar” kavramlarını görürüz. Ensar denilince, akla iki tane kabile gelir. Bunlardan biri Evs, diğeri de Hazrec'tir. Bu iki kabile aslen Yemen'lidir. Medine'de ciddi bir nüfusa sahip olmuşlar ve aralarındaki 120 yıllık savaşla anılmışlardır. Peygamber Efendimiz(sav)'in hicretinden çok kısa bir zaman önce, yine savaşmış, bu savaş iki kabile arasındaki en şiddetli savaşlardan biri olarak “Yevm-i Buas” adıyla tarihe geçmiştir. Peygamberimiz (sav)'in, Medine'ye hicretiyle bir birine düşman olan bu iki kabile, dost ve kardeş olmuştur. Akabinde, Medine'deki bir Yahudi, Evs ve Hazreç'in dostluğunu görünce hemen bir genci çağırarak, bu iki kabileden mezkur savaşta her iki kabileden de öldürülen insanları anlatmasını ister. Ortaya atılan fitne, iki kabileyi tahrik eder. Neticesinde birbirlerine hakaret ederek, üstünlük taslarlar. İki kabileden birer genç kavgaya tutuşur. Olay kabilelerin yeniden birbirine girmesine ve savaş raddesine kadar gelir. Medine dışında vuruşacakları sırada, olayı haber alan Peygamber Efendimiz (sav): “Evs ve Hazreç kabileleri ben sizin aranızdayken böyle birbirinizi mi kıracaksınız? Birbirinizi mi vuracaksınız?” diye seslenir. Bu ikaz üzerine iki kabile yaptıklarının hata ve şeytanın vesvesesi olduğunu anlayıp, ağlayarak birbirlerine sarılırlar. Pişman olduklarını ifade ederler. Bu hadise üzerine Al-i İmran Suresi'nin 103. Ayeti Kerimesi nazil oluyor. “Hablul metin olan Kur'an üzerinde birleşin tefrikaya düşmeyin.”  Bu ayet gösteriyor ki; şu dünyada ne kadar fitne varsa, ne kadar fesat varsa, ne kadar harp ateşi varsa bu fitne, fesat ve ateşi yakan Yahudi komitesidir.

 

Detaylar: https://m.aksam.com.tr/pazar/erdoganin-rabiayla-anlatmak-istedikleri/haber-732633