TOKİ Benim İşimmiş… Peki Adıyaman Kimin?
30 Haziran 2025, Pazartesi 10:45
Sami Er öyle bir cümle kurdu ki, TOKİ’nin duvarları bile kıpkırmızı oldu:
“TOKİ tamamen benim işim…”
Yani TOKİ konutlarını,
devletin değil de
sanki Fatih Belediyesi’nin müteahhidi yaptı!
TOKİ, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na değil,
Sami Er’in WhatsApp grubuna bağlı!
Öyle bir sahiplenme ki,
insan “Adıyaman’da ne yaptı acaba?” diye düşünüyor.
Çünkü Adıyaman’da 31 bin konut yapıldı.
Ama o belediye başkanı hiç çıkıp,
“Ben TOKİ’yim” demedi.
Zira o başkanın partisi CHP.
Peki bu ne demek?
Demek ki mesele partide değil.
Mesele kişilikte!
Çünkü bazıları için TOKİ,
depremzedenin umudu değil…
sadece siyasi reklam tabelası.
Sami Başkan TOKİ’de çalıştı diye,
kendini hâlâ orada zannediyor galiba.
Oysa TOKİ’nin işi imar etmek,
Sami Er’inki ise…
fotoğrafa girmek!
Ve en garibi…
Hatay’da da yapılıyor, Maraş’ta da.
Hepsi aynı anda başladı.
Hepsi aynı merkezden koordine ediliyor.
Yani Sami Er olmasa da…
bu konutlar yapılacaktı.
Ama Sami Er,
TOKİ’nin tapusunu cebine koymuş gibi konuşuyor!
Sanki enkazdan ev değil, kariyer devşiriyor!
Peki o zaman soralım:
— Adıyaman’da sen mi vardın?
— Maraş’ta seni mi beklediler?
— Hatay’a sen mi talimat verdin?
Yok!
Ama Malatya’da biri çıkıyor,
devletin inşa ettiği her temele isim kazıyor.
TOKİ’nin kazmasını tutmayan el,
açılış kurdelesinde makasa uzanıyor!
Çünkü bazıları için mesele şehir değil…
eser gibi poz vermek.
Sami Er’in Zarf Koleksiyonu
Sami Er anlatıyor:
“Malatya Çarşısı beton yığınına döndü…
Ama emin olun, eskisinden güzel olacak!”
Yani beğenmiyor.
Ama yine de kendisi yapıyor.
Sonra yağmur yağıyor.
Malatya sel oluyor.
Suçlu belli:
Karayolları!
18 milyar borç bırakılmış.
“Ben bu yükle nasıl hizmet edeyim?” diyor.
O zaman hiç gelmeseydiniz Başkan.
Bu iş teminat mektubuyla alınmıyor.
TOKİ’ye gelince…
İş yolundaysa: “Ben yaptım.”
İş sarpa sararsa: “Bakanlık yaptı.”
İnşaat onun, ihale başkasının!
Zaten “üç zarf hikâyesi”ni kendi anlattı…
Birinci zarf: Gürkan suçlu.
İkinci zarf: Karayolları, ekip, çevre.
Üçüncü zarfa geliyoruz.
Yarın Sabri giderse,
Kadir görevden alınırsa,
şoför kapı önüne konursa…
Şaşırmayın.
Çünkü Sami Bey hizmet etmiyor.
Zarf açıyor.
Kravatla Şehir mi Kurtarılır Başkan?
Malatya’da yer gök şantiye…
Her taraf beton, toz, kepçe, moloz…
Ama belediye başkanlarına bakıyorsun,
sanki nikâh tazelemeye gidiyorlar!
Sami Er, Bayram Taşkın, İlhan Geçit…
Hepsi takım elbiseli.
Hepsi kravatta yarışıyor.
Biri haritayla poz veriyor,
biri sıcakta ceketini çıkarmıyor,
biri şantiye tabelası önünde selfie çekiyor.
Ama hepsinde ortak bir eksik var:
Baret yok.
Depremin göbeğinde görev yapıyorsun,
ama ayağında çizme yok.
Her karede kravat var,
ama bir kez bile tozun içinde görünmemişsin.
Sosyal medya için poz veriyorsan bari,
gerçekçi ol Başkan!
Kravatı çıkar,
baret tak,
ayağını çamura sok.
Yoksa halk sadece projeye değil,
poza da bakar!
Yahu TOKİ’nin önünde poz veriyorsun…
Başında baret yok.
Elinde harita var.
Ama o harita hangi sokağa ait belli değil!
Sanki şehir planı değil de,
masa örtüsü katalogu inceleniyor.
Bu şehir “sloganla” değil,
sürünerek ayağa kalkar.
Bu enkaz “fotoğrafla” değil,
alın teriyle temizlenir.
Kravatın varsa, vizyonun da olmalı.
Gömleğin ütülü ama şehir hâlâ buruşuk!
Başkanlar…
Bir ricamız var:
Kravatla yönetmiyorsanız,
hiç değilse, kravatsız poz verin.
Çünkü bu halk artık makyaj değil,
merhamet görmek istiyor.
Kayısıyı Biz Kuruttuk, Aklı Elin Adamı Aldı!
Malatya’da bir merkez yapıldı…
Kayısı için…
İhracat için…
Malatya için.
Adı: Dünya Kayısı Ticaret Merkezi.
Ama sorun şu:
Yapan Selahattin Gürkan!
O yüzden bugün bu merkez,
Sami Er tarafından susturuluyor…
Abdurrahman Babacan tarafından unutuluyor…
İnanç Siraç Kara Ölmeztoprak tarafından cezalandırılıyor!
Burası 857 dükkânlık dev kompleks.
Yüz binlerce metrekarelik vizyon.
Ama Malatya’nın yeni yöneticileri için
bu bina sadece “eski başkanın hatırası.”
Kıymeti yok!
Peki kim farkında?
Nazilli!
Evet, yanlış okumadınız…
Nazilli Ticaret Borsası Başkanı çıkıyor,
“Bu merkezi örnek alacağız, incir için aynısını yapacağız” diyor!
Elin adamı geliyor…
Malatya’dan akıl alıyor.
Ama Malatyalı yönetici…
kendi aklını görmezden geliyor!
Yani mesele bina değil…
Mesele “kim yaptı?” hastalığı.
Ve unutma Başkan…
Sen sahip çıkmadın diye
bu merkez Gürkan’ın olmadı.
Ama sen unuttukça,
Malatya çok şey kaybetti!
Ziyaret Ettiler, Suçüstü Yakalandılar!
Bayram Taşkın ve Kale Belediye Başkanı,
AK Parti’nin Erzurum’daki eğitim toplantısına gittiler.
Protokol, eğitim, program…
Ama en büyük suçları neydi biliyor musunuz?
Hemşehrilerini ziyaret etmek.
Malatyalı Murat Altundağ’ı.
Aylarca Malatya’ya hizmet etmiş bir bürokratı.
Ama Sami Er’le anlaşamadı diye
şehir dışına sürülen birini.
Fotoğraf çekildi…
Malatya’da bardaklar çatladı!
Ziyaret mi?
Hayır.
Resmen suç delili!
Ama Bayram Taşkın ne yaptı?
Nezaket gösterdi.
İnceldi, ama kırılmadı.
İnsanlık etti, çünkü unutmamak karakter ister.
Sami Er unutmuş olabilir…
Ama Malatya unutmuyor.
Ve unutmadıkça,
Bayram Taşkın gibi duruşlara biraz daha saygı duyuyor.
KALEM HAKKI:
Bakan Geldi, Tablo Verildi, Fotoğraf Çekildi… Dosya Nerede?
Adalet Bakanı geldi… İlhan Geçit ne yaptı? Halı verdi. Tespih verdi. Tablo verdi. Bakan gitti, o da tweet attı. Fotoğraf var, dosya yok. Hediye çok, proje sıfır. Bu memlekette dosya taşıyana iş yok, ama boş çerçeve taşıyana bol bol poz var. Malatya’nın adaletini önce bu fotoğraflar yargılamalı.
LAF EBESİ:
Kuru Fasulye ve Karakter
1. Dünya Harbi öncesiydi.
Mehmet Akif, bir arkadaşıyla oturmuş, kuru fasulye aşı yiyordu.
Bakanlıktan biri geldi.
Nezaket süsüyle eğildi:
“Yazılarınız fazla sert, biraz geri dursanız…”
Akif başını kaldırdı:
“Bu fasulyeyi her gün yerim.
Ama sizin dediğinizi bir gün yaparsam, bu millete haram ederim!”
Sofra fakirdi.
Akif zengindi.
Omurgası olan adamdan, yumuşak yazı çıkmaz.
FİSKOS MASASI:
Malatya’da kim kime selam vermiyor, kim kimi görmezden geliyor, kulislerde neler fısıldanıyor?
– Aile Kazada Yaralandı, Şehir Bilgiden Yoksun!
Büyükşehir Belediye Başkanı Sami Er’in eşi ve oğlu trafik kazasında yaralandı. Olay ciddi ama açıklama yok. Ne resmi bir bilgilendirme var, ne kamuoyunu rahatlatan bir açıklama. Malatya konuşuyor, belediye susuyor!
– Protokol Var, Teşkilat Yok!
Malatya Büyükşehir Belediyesi, düzenlediği programlara ne AK Parti İl Başkanı’nı ne de il teşkilatını davet ediyor. Üst üste gelen yok saymalar, teşkilatta rahatsızlık oluşturmuş durumda. Aynı çatı altındakiler, aynı salona giremiyor!
– Veli Ağbaba Türkiye Üçüncüsü, Malatya’da Durum Meçhul!
CHP Milletvekili Veli Ağbaba, yapılan ankette partisinin Türkiye genelindeki en beğenilen 3. vekili seçildi. Ama memleketindeki algı farklı olabilir. Anketler yukarıyı gösteriyor ama Malatya’daki gönül listesi başka hesap yapıyor olabilir.
– Malatya’ya Adaletin Binasi Geliyor, Dilekler Şimdiden Hazır!
BİM Bölge İdare Mahkemesi ve Adli Tıp binası Malatya’ya kuruluyor. Binadan yana sorun kalmayacak gibi… Gerisi hukuk sisteminin vicdanına emanet!
– Kent Konseyi Toplanamıyor, Çalıştaylar Boş Kalıyor!
“Deprem ve Göçün Ekonomiye Etkisi” başlıklı çalıştaya katılım yok denecek kadar azdı. Eskiden Kent Konseyi insanları toplar, söz verirdi. Şimdi ne topluyor, ne konuşturuyor. Konsey var ama içerik yok, ilgi sıfır!
Fiskos Masası kulak kabartmaya devam ediyor…
Çünkü Malatya’da söylenen kadar söylenmeyen de önemli!
Selam ve dua ile
Fi-emanillah
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.
Yorumlar
Akif sarı
01-07-2025 01:19Malatyada tas kayıp İlhan geçit belediyeyi aile şirketi haline çevirdi.Kimse teşkilat AK Parti tanımıyor herkes kendini parti üstü görüyor ki zaten bunlar AK Partilide değil daha düne kadar muhaliflerdi ama paraşütle getirilip ödüllendirildiler.Bayram da bir hizmet yaptığı yok sadece şov reklam yazık oldu Malatyaya adam ben sekiz beş çalışacağım diyor. Reisten haberi yok valilere bile emretti mesai mefrumu olmadan çaılışın diye velhasıl kelam şehre yazık oldu Helede Yeşilyurta çok yazık yakındır ulusal basına düşmesi tekrardan.
Yılmaz
30-06-2025 23:47Sami Er tramvay yapacağız dedi her yerde.. 13 şubatta etüt ihalesi yapılacaktı.. Halen yapılmadı bu ihale.. Toki nin siyasetini yapacağına bu tramvay sözünü yerine getirmenin peşine düşsün..
Resul
30-06-2025 16:35Selahattin Gürkan ın eserleri olan devasa Dünya Kayısı Ticaret Merkezi Yüzüncü Yıl Parkı gibi eserleri parlamasın diye atıl duruma getiren Sami Er e hakkımı helal etmiyorum.. Adam devasa parkı Kayısı ticaret merkezini yapmış ama Sami Er bunları yok sayıp sahipsiz bırakıyor..
İsmet
30-06-2025 15:30Siyaset gelip geçicidir ama insanî vefa kalıcıdır. Ziyaret edilen kişi, zamanında bu şehre hizmet etmiş biri ise, onun yeri uzak da olsa yakındır. Bayram Taşkın bu duruşuyla yalnızca bir hemşerisine değil, Malatya’nın kendi geçmişine selam vermiştir. Bu selamı sorgulayanlar, aslında şehrin hafızasına mesafe koymaktadır. Bu da yerel siyaset açısından ciddi bir kırılma noktasıdır.
Ahmet Kılıç
30-06-2025 15:30Günümüz siyasi atmosferinde “ziyaret” gibi insani bir eylemin dahi cezalandırılması, bir tür modern linç psikolojisinin hâkim olduğunu gösteriyor. Bayram Taşkın, ‘sürüden ayrılmak’ pahasına, kendi şahsi ahlakını korumayı tercih etmiştir. Bu da politik değil, ahlaki bir direniştir. Çünkü vicdan, grup kararlarıyla değil, kişisel duruşla yaşar.
Bürokrat
30-06-2025 15:29Ziyaretin rahatsızlık oluşturması, Türkiye’de hâlâ siyaset ile bürokrasinin birbirine karıştırıldığına işaret ediyor. Oysa bürokratlar siyasi rakip değildir; sistemin çalışan parçalarıdır. Bayram Taşkın gibi isimler, bu ayrımı bilen ve yaşayan yönetici profilidir. Bu duruş, siyasal parti kimliğinden çok, kurumsal liyakat kültürünün bir dışavurumudur.
Nihat
30-06-2025 15:29Yerel yönetimlerin güç savaşı içinde birbirine gözdağı vermek yerine, vicdanî ortaklıkları güçlendirmesi, siyasal olgunluğun işaretidir. Bayram Taşkın’ın yaptığı ziyaret; ‘sadakat’ ile ‘bağlılık’ arasındaki farkı bilen, duygusal zekâsı gelişmiş yöneticilerin işidir. Çünkü kimileri iktidara hatırlamayı değil, unutmayı öğretir. Ama toplumlar ancak hatırlayanlarla büyür.
Ahmet Yüce | 62 | Emekli Müfettiş
30-06-2025 14:33Ben yıllarca denetim yaptım. Şunu iyi bilirim: Suçlu arayan yönetici, ya işin içinden çıkamıyordur ya da baştan beri yanlış iş yapmıştır. Sami Başkan’ın her açıklamasında bir savunma, bir ön alma refleksi var. Zarf hikâyesini biz müfettişler kurumlarda duyunca anlarız ki iş sarpa sarmış. ‘Beton yığını oldu ama güzel olacak’ demek nedir ya? Belediye başkanı umut satmaz, iş yapar. Sel oluyor, yol çöküyor, ama suç hep başkası. O zaman o koltukta oturan neden sensin Başkan? Koltuğu da zarfa koy, istersen onu da gönder!
Hatice Yıldırım
30-06-2025 14:32Sami Er’in çarşıyı ‘beton yığını’ olarak tanımlaması, klasik bir siyasi manevradır: Önce kötüle, sonra yeniden sahiplen. Oysa yerel yöneticinin görevi, krizi tanımlamak değil, çözmektir. Bu söylemde ‘suçlu arama’ psikolojisi baskındır. Karayolları, Gürkan, çevre, ekip… hepsi hedef. Peki sistem nerede? Koordinasyon, liyakat, hesap verebilirlik nerede? Modern kamu yönetimi, sorumluluğu üstlenmeyi ve çözüm üretmeyi gerektirir. Zarf açmak ise otorite boşluğunun retoriğidir. Halk hizmet bekler, polemik değil.
Rıfat Demir
30-06-2025 14:31Ya Başkan her şeyi biliyor, ya da hiçbir şeyi bilmiyor. Çarşıyı betonlaştırıyor, sonra ‘beton oldu ama güzel olacak’ diyor. Ya kardeşim madem beğenmedin niye o zaman imzayı attın? Sel oluyor, suç Karayolları. Trafik karışıyor, suç TCDD. Pazar yanıyor, suç Hal Müdürlüğü. E bu şehirde sen ne yapıyorsun? Herkesin suçu varsa, senin görevin ne? Zarf açmaya gelince maşallah elin hızlı. Ama kusura bakma, biz o zarfın içini artık görüyoruz. Hizmet paketi beklerken, suç duyurusu geliyor içinden.
Mehmet Emin Karaca
30-06-2025 14:31Yazıda geçen ‘üç zarf teorisi’, yönetim bilimlerinde bir ironi olarak anlatılır ama kamu idaresinde sıkça yaşanan bir gerçektir. İlk zarf: selefi suçlar; ikinci zarf: çevresini; üçüncü zarf: istifayı barındırır. Sami Er’in beyanlarına bakıldığında, klasik bir ‘krizden sıyrılma protokolü’ görüyoruz. Kurumsal hafıza yok sayılıyor, her başarısızlık bir başka kuruma yamanıyor. Belediyecilikte önemli olan kaynak değil, liyakattir. 18 milyar borç bahanesi, kötü yönetimi aklamaz. Çünkü yönetici, sorun çözmek için değilse, neden vardır ki?
Battal
30-06-2025 13:24Sami Bey in problemi hizmet üretememek.. Geçmiş dönemi suçlayan belediye hizmetlerini yürütemeten Sami Bey Toki üzerinden siyaset yapma peşinde.. Toki projeleri Ankara da çiziyor ve yapıyor.. Başkan diyor ben yaptım.. Hayır sen yapmadın.. Sen önce delik deşik olan alt yapıyı üst yapıya el at..
Hasan Tiryaki
30-06-2025 13:12Devletin yaptığı işi sahiplenmekle, o işi gerçekten yapmak aynı şey değil. Birileri poz veriyor, biri de enkaz altında can veriyor. Aradaki farkı gören var mı?
Elif Doğan
30-06-2025 13:12Devleti ben yaptım demek, devleti kişiselleştirmek değil mi? Bugün ev benim diyorsun, yarın hukuk da benim mi diyeceksin?
İsmail Tokgöz
30-06-2025 13:11Vallahi biz TOKİ’de tuğla dizdik, ne Sami Er’i gördük, ne belediyeyi! Kimse bizim kadar ‘benim işim’ diyemez ama biz susuyoruz. Çünkü biz müteahhit değiliz, işçiyiz.
Derya Kurt
30-06-2025 13:11Malatya yerle bir olmuş, biri çıkmış ‘TOKİ benim işim’ diyor. E o zaman neden hâlâ konteynerde insanlar var? Sahiplenmekle çözüm üretmek aynı şey değilmiş demek ki.
Hüseyin Topal
30-06-2025 13:10Ben bu yazıyı okuyunca şunu düşündüm: TOKİ’yi sahiplenen bir başkan var ama hâlâ çarşı pazar çökmüş durumda. Hadi TOKİ senin, peki yollar niye hâlâ delik deşik?
Merve Yıldız
30-06-2025 13:10Bir şehirde ‘devlet benim’ diyen varsa, orada devletin sesi kısılmış demektir. Bu cümleleri sadece mizah diye okumamalıyız, demokrasi açısından da sorgulamalıyız.
Mahmut Arslan
30-06-2025 13:09Bizimkiler depremden sonra evine bile giremedi, ama bakıyorum biri TOKİ’nin tapusunu cebine koymuş gibi konuşuyor. Olmaz kardeşim, devletin işine belediye konamaz.
Aysel Can
30-06-2025 13:09Ben o ‘TOKİ benim işim’ lafını duyunca, kendi çocuğumun okuluna belediye yerine hayırseverlerin yaptığını hatırladım. Kim neyi sahipleniyor önce ona bakmak lazım.
Mehmet Ali Gök
30-06-2025 13:08Devlet işiyle poz veren çok olur. Ama iş tıkandığında herkes bakanlığa, valiliğe suçu atar. Madem senin işin, o zaman sorun da senin olsun. Var mı cesaretin?
Büşra Güven
30-06-2025 13:08Yazıyı okudum, hem güldüm hem düşündüm. Malatya’nın en büyük sorunu şu: İş yapan değil, işin üstüne oturan prim yapıyor. Bu kafayla ne TOKİ kalır, ne şehir!
Nilüfer
30-06-2025 11:21Artık oy verirken projeye, hizmete değil... adayın fotojenikliğine bakacağım. Göz zevkim önemli çünkü zaten iş yok, bari storylerde estetik olsun
Burak Sarpkaya
30-06-2025 11:19Sert yazanlar yürek taşır, çıkar beklemez. Yazıyı kalbimle okudum. Emeğinize sağlık.
Avukat Fikret B.
30-06-2025 11:19Bakan’a tablo verilmiş ama adalet dosyası verilmemiş. Ne güzel, görsel adaletin peşindeyiz!
İsmail Tuncer
30-06-2025 11:18Gürkan yaptı diye kullanılmayan bina, Malatya’nın kaderini anlatıyor
Merve Aydın
30-06-2025 11:17Belediye başkanından beklediğimiz vizyon, baretli bir kararlılıktır kravatlı poz değil. Bu yazı, gençlerin gözüyle de çok şey anlatıyor
Tebrikler
30-06-2025 11:17Gerçekten şehir değil, şov yapılıyor. Net bir tespit, güçlü bir kalem.
Depremzede
30-06-2025 11:16Evimiz yıkıldı, çadırda kaldık. Ama en çok zoruma giden bizim acımızı reklam yapanları izlemek oldu...
Esnaf Hasan
30-06-2025 11:16Biz hâlâ dükkânımızı açamadık, ama başkanlar bir açılış bitmeden diğerine koşuyor.
Emekli Öğretmen
30-06-2025 11:15Ben 70 yaşındayım, Malatya’da büyük yıkım gördüm ama böylesine kibirli bir sahiplenmeye ilk defa şahit oluyorum. TOKİ devletin kurumu, kimsenin şahsi malı değil. Yazıda anlatılanlar acı ama gerçek.
Elif Sezer
30-06-2025 11:12Kent Konseyi’ne kimse gitmiyor çünkü artık kimse sesini duyurabileceğine inanmıyor. Çalıştay yapıyorlar ama halkı çağıran yok, gençleri dinleyen yok. Deprem yaşamış bir şehirde suskunluk hâkim. Malatya’nın artık lafa değil, samimi sohbete ihtiyacı var.
Adem
30-06-2025 11:12Kravat Önemli Sayın Çetin.İlhan Hocamız bütün personeline 45 derecede bile kravat ve ceket giydiriyor. Adamın yaptığı iş yok, icraat yok, proje yok... Dikkati ceket ve kravat ile çekiyor. Geldiğinden beri yaptıkları tek şey millete kart takmak ve ceket giydirmek. Başka da bir icraati yok.
Hüseyin Toprak
30-06-2025 11:12BİM Adalet binası kuracakmış, çok güzel. Ama binadan çok adalet lazım. Dosyalar raflarda çürümesin de… O betonun içinde hak yerini bulsun. Yoksa cam gibi bina da olsa, içi karanlıksa bir işe yaramaz.
Nazlıdan Demir
30-06-2025 11:12Veli Ağbaba anketlerde üçüncüymüş… Ama burada sokağa çıksa selam veren kaç kişi olur bilmiyorum. Malatya başka, Ankara başka. Bizde algı değil, icraat konuşur. Lafla peynir gemisi yürümez, hele Malatya’da hiç yürümez.
Ferhat Özçelik
30-06-2025 11:11AK Parti İl Başkanı’nı belediye programlarına çağırmamak ne demek? Aynı partinin adamları birbirini yok sayarsa, biz kimi dinleyelim? Malatya’da herkes kavga eder olmuş, kimse şehrin derdiyle ilgilenmiyor. Siyasi kapris uğruna şehir harcanıyor.
Ayşe Kalaycı
30-06-2025 11:11Sami Er’in eşiyle oğlu kaza geçirmiş, geçmiş olsun… Ama koskoca belediye bu olayı duyurmaz mı? Vatandaşın dilinde dolaşıyor, bir satır açıklama yok. Belediye başkanı sadece koltukta değil, kalpte de durmalı. Kendi derdini paylaşmayan, halkın derdine nasıl derman olacak?