dore okulları
Malatya
04 Mayıs, 2024, Cumartesi
  • DOLAR
    32.33
  • EURO
    34.89
  • ALTIN
    2393.4
  • BIST
    10272.67
  • BTC
    62994.959$

Vatana Sadakat ve Terk Edişlerin Sancısı

21 Nisan 2024, Pazar 19:35
Vatana Sadakat ve Terk Edişlerin Sancısı

Her ayrılık, bir travmadır; fakat en ağırı, vatanını terk etmektir. Vatan, sadece toprak parçası değil, geçmişin, ataların ve geleceğin yankılandığı bir mekândır. İnsanlar bazen hızla değişen hayat şartları ve zorluklar karşısında yeni arayışlar içine girer, bireysel özgürlükler peşinde farklı diyarlara savrulur. Fakat terk edişin ardında yatan gerçekler her zaman göründüğü gibi masum veya haklı değildir.

Pek çok kişi, gittikleri yerlerde bireysel özgürlükleri yakalayacaklarını sanır; ancak gerçek özgürlük, öyle kolay elde edilmez. Yeni bir ülkede, yeni bir başlangıç yapmak sandığınız kadar basit değildir. O yeni yerde, atalarınızdan kalan bir dağ, bir taş, bir iz bulamazsınız. Bu, derin bir yalnızlık hissidir ve insanı köklerinden koparır. Vatansız kalmak, bazıları için en büyük esaret biçimidir. Çünkü insan, geçmişi ve geleceği ile bir bütündür ve bu bütünlüğü kaybetmek, iç huzurunu da yitirmek demektir.

Öte yandan, ülkesini terk edenlerin bıraktığı boşluk, beklediklerinden çok farklı şekillerde dolar. Gidilen yerde aranan özgürlükler ve imkânlar her zaman vaat edildiği gibi çıkmayabilir. Ve en ironik olanı, terk edilen vatanın kıymetinin, uzaktayken daha bir fark edilmesidir. Bu topraklarda kalmayı seçenler, gidenlerin sızlanışlarına kulak asmazlar. Çünkü onlar, her sabah dağına, taşına bahar dolusu bakan, toprağıyla, tarihiyle iç içe yaşayan, kavga edip, hapse girse de toprağını terk etmeyen sadık yurttaşlardır.

Ben de işte böyle bir yurttaşım. Uğruna kavga ettiğim, hapse atıldığım, ötelere itildiğim bu ülkede kalmayı seçtim. Çünkü burada her taşın, her dağın bir hikâyesi var ve bu hikâyeler benim hikâyelerim. Ülkemi, güzel ülkemi asla terk etmeyeceğim. Üzerindeki kara sisler bir gün mutlaka dağılacak ve biz, güneşli günlerde sevişeceğiz, ağız dolusu…

Herkes yutar belki ama ben yutmam. Çünkü bir ömür boyu bu yola adanmış biri olarak, kafasını kumdan çıkarmayanları, devrim gazelleri okuyanları iyi tanırım. Bunlar tatlı su balıkları gibi, sıcak iklimlerde yaşar; tuzlu suların, buzlu iklimlerin zorluklarına dayanamazlar. Bu yüzden giden gidene, ama unutmayın, ben buradayım. Burada, bu topraklarda yaşamaya, bu ülkeyi sevmeye devam edeceğim. Gidin, hepiniz gidin; nasıl olsa ben buradayım ve bugün yine dağıma, taşıma bahar dolusu baktım.

 

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.