dore okulları
Malatya
29 Mart, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.37
  • EURO
    34.97
  • ALTIN
    2325.6
  • BIST
    9079.97
  • BTC
    70358.76$

YA UNUTTULAR, YA DA YÜZLERİ KALMADI!..

20 Ocak 2020, Pazartesi 05:48

 

SESLİ MAKALE 

Geçtiğimiz hafta yapılan grup toplantısında, 5 tane belediye başkanı, AK Parti'ye katıldı. Durumdan önceden haberdar olduğumdan, katılımın en azından birinin “Malatya”dan olacağı yönünde bir beklentim vardı. Kaldı ki bu isim, önceki dönemde AK Partili belediye başkanıysa.. Bu kişi farklı partilerden teklif geldiği halde, hiç birine tenezzül etmeyip, tek başına bağımsız bir şekilde belediye başkanlığı koltuğuna oturan biriydi. 


İsimler tek-tek açıklanırken, Akçadağ Belediye Başkanı Ali Kazgan'ın adını, bir türlü duyamadım.  “Allah,  Allah!.. Malatya'nın bu kadar kurt(!) siyasetçileri varken, nedir bu garabet?” diye içimden geçirdim. Sonrasında “Galiba bunların Ali Kazgan'a yüzleri kalmadı” diye mırıldandım. O esnada, geçmişte yaptığımız “Ali Kazgan Röportajı” aklıma geldi.

Bakın o röportajda, hangi notları tarihe düşmüşüz:

“Ben yıllarca kaymakam ve vali yardımcısı olarak görev yaptım. Siyasetçiye selam vermeyi ‘Tarafsızlığım bozulur' şeklinde değerlendirecek kadar farklı gören bir yapıya sahiptim. 28 Şubat sürecinde, epeyce bir sıkıntı yaşandı. Ardından AK Parti kurulunca; milliyetçi, muhafazakâr değerlere sahip herkes, bir farkındalık içine düştü. AK Parti'ye sıkı sıkıya sarıldık.”  

“Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı ve AK Parti'nin kurumsal kimliğini değil, bana ve Akçadağ'a yanlış yapan, AK Parti'nin Malatya'daki siyasi aktörlerini hedef aldım. Bağımsız aday iken kazanan biri için bu anketler nasıl doğru olabilir? Bu görev, anamın ak sütü gibi helal. Kimse ‘Ayıbın, leken var' diyemez. Akçadağ, çantada keklik gibi görülüyor. Akçadağlılar da bu süreçte kendilerine oy verdi.”

“Recep Tayyip Erdoğan'ın ismi ve ona olan teveccühle oylar sel olmuş akıyor. Yorulmaya, terlemeye gerek kalmıyor! Başarı böyle kolay gelince de, birileri kerameti kendilerinde ya da başkalarında arıyor! Güç zehirlenmesiyle ‘Ben yaptım oldu' yaklaşımı ortaya çıkıyor. Tepeden bakma bir bakış! İşte Ali Kazgan da küçümsendi. ‘Kimin oya etkisi var?' Bunu göremezsen böyle bir durum ortaya çıkar.”

“Ben Yeşilyurt sınırları içinde doğdum, büyüdüm, Akçadağ'a yabancı kaldım; ama Akçadağ teklifi geldi. Kendi talebim olmadı. Sonuçta ‘Ata yurduma faydam olmalı' diye düşündüm ve geldim. Dönemin başkanı Ahmet Çakır benimle değil de Sarı Çizmeli Mehmet Ağa (!), yani konuyla hiç alakası olmayan biriyle, Osman Güde ile çalışmayı tercih etti. Bunun izah edilir bir tarafı var mı?”

“İnsanlar, seçim büromuzun açılışına her türlü tehdidi göze alarak geldi. Bahri Köyü'nden bir arkadaşa baskı yapıldı. Ertesi gün aranıyor. ‘Senin oğlun Hakkâri'de uzman çavuş. Bunu Süleyman Soylu'ya söyleyeceğiz ve işten attıracağız. Ali Kazgan'dan vazgeç' diyorlar. Herkese iş vaadinde bulundular. Benim boyumda iş talep formu dağıttılar. ‘Amaca ulaşmak için her şey mubahtır' diyebilir miyiz? Hayır!”

Üstelik aynı röportajda Ali Kazgan, 31 Mart yerel seçimlerinde anakentte kime çalıştığını şu cümleleriyle ifade ettiği halde,

Akçadağlılar, Malatya Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinde AK Parti'ye oy vererek, şans tanıdı. Gezdiğimiz yerlerde de Selahattin Gürkan'a destek istedik…

Demek ki, yüzleri kalmamış…



ACI KAYISI ÇEKİRDEĞİNDEKİ SIR; “KAYISIR”!

Bu konu ile ilgili haberi ilk gördüğümde "ilgi çekici bir isim, lakin çok işe yaramaz!" diye içimden geçirdim. Daha sonra konuyu bilen bir dostuma sorunca gerçeği öğrenmiş oldum. Meğer acı Kayısı Çekirdeği içindeki sır; hem “sağlık” hem de “para” demekmiş.

Uzun zamandır acı kayısı çekirdeği üzerinde bilimsel çalışmalar yapan Malatya Turgut Özal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut öncülüğünde, bilimsel bir çalışmanın ürünü “Kayısır”. Üniversitenin Kayısı Araştırma ve Geliştirme Merkezine ait laboratuvarında geliştirilmiş bir ürün. Tamamen bitkisel bir ürün ve hiçbir yan etkisi yok. Prebiyotik içeriğiyle kanseri önleyici ve tedavi edici özelliği de var. İlaç değil ama çok güçlü bir takviye ürün. Üstelik uluslarası patenti de alınmış durumda.

Kayısır”daki birinci sır sağlık için gerekliliği. Bir başka sır ise ekonomik girdisi. Daha önce Malatya kayısı için coğrafi işaret almıştı, fakat bunun bugüne kadar Malatya'ya çok katkısı olduğunu söylemek mümkün değil. İşte ekonomik açıdan girdiyi “Kayısır” gibi katma değeri yüksek ürünler sağlayacak.

Kayısıyı kurutup dünyaya satmak tek başına ekonomik olarak büyük bir girdi sağlamaz. Fakat “Kayısır” gibi ürünler yüksek ekonomik girdi sağlarlar. Daha iyi anlaşılması için şöyle bir örnek vereyim; 1000 kg kayısıdan 4000 dolar girdi sağlanıyor. 10 kg “Kayısır”dan da aynı girdiyi sağlamak mümkün. Yani yükte hafif pahada ağır bir ürün.

Başta Rektör Aysun Hoca olmak üzere emeği geçenleri tebrik ediyor, bu tür ürünlerin artması için herkesi üzerine düşen görevi yapmaya davet ediyorum.


AK PARTİ'NİN İÇİNDEKİ “BEYAZ TÜRKLER”

İktidar partisi kendisini “AK parti” diye tanımladığı halde, sırf inat olsun diye “A-Ke-Pe” diyenleri, bir türlü havsalam almıyor. AK Parti milletvekili olduğu halde, kendilerine “A –Ke-Pe Milletvekili” diyenlerle dostluk yapanlar bile var. Bu kişilerle dostluktan öte aleni bir şekilde onlar hakkında “sitayişle” bahseden milletvekillerini hiç anlamıyorum. Pardon anlayamıyorum. Sonrasında bu konuyu ciddi bir şekilde düşününce, şu kanaate vardım: “Bunlar her ne kadar iktidar partisinin milletvekili(!) olsalar da, kendilerine “A-Ke-Pe” diyenlerle aynı ruh halini yaşıyorlar…

Ülkemizin aslı” olduğunu iddia eden bir avuç zihniyeti bozuk için bir zamanlar “Beyaz Türkler” benzetmesi yapılmıştı. İşte aidiyet sorunu yaşayan bu “A-Ke-Pe”liler de “Beyaz Türkler”in kripto üyeleri.



TEKNİK DİREKTÖRLÜK BU KADAR BASİT BİR İŞ OLAMAZ…

Yeni Malatyaspor'da sular durulmuyor. Türkiye Kupası'ndaki 4-0'lık Sivasspor yenilgisinin ardından Sergen Yalçın ile yollarını ayıran yönetim, geçiş sürecinde takımı Sportif Direktör Ali Ravcı'ya emanet etmişti. Geçen sezon son 5 maçta görev alıp, Malatya futboluna 16 yıl sonra Avrupa kupalarının kapısını açan Ravcı, Başakşehir'de sınıfta kaldı. 7 değişiklik ile oluşturduğu 11 kişilik kadro, 41 dakikada 4 gol yiyip, 4-1 kaybetti. Süper Lig'de, son 9 haftada toplanabilen puan ise 8'de kaldı.

Önceliği sağ olsa da kanatların solunda da forma giyebilen Bifouma'dan “Beyin” yapma düşüncesi, rakibin işine geldi! Kaplanların buradaki ilacı ise Başakşehir'de yedek soyunan Aleksic tarzı bir yetenek. Beşiktaş dedikodularıyla zihni bulanan Brezilyalı Guilherme bazen “10 numara” olsa da bu mevkideki zafiyet aşikâr. Fransız nerede oynadığını anlayamadığı gibi, Fildişi Sahilili Fofana da ilk devrede gezindi durdu! Ravcı, oyun dizilişindeki hatasını geç de olsa fark etti. Aklı, evlerinin 2. katından düşen; ama komadan çıkan oğlu Darius'ta olduğu gözlenen Mina'nın yerine 46'da Murat Yıldırım'ı alıp Robin Yalçın'ı stopere, Hadebe'nin yanına çekti. Günün vasatı Fofana da Umut Bulut ile el sıkışınca kısmen toparlanma oldu. Bunda, Turuncu-Lacivertli ev sahibinin “sakatlık yaşamama” fikriyle, oyunu rölantiye almasının etkisi de yadsınamazdı.

Başakşehir Fatih Terim Stadyumu'nda izlediğim Yeni Malatyaspor'un bana söylediklerine gelince: Mağlubiyeti tek başına Ali Ravcı ile “teknik sorumluHakan Çalışkan'a bağlamak, sadece yanlışların üzerini örter. Ancak Fofana, Bifouma, yakın geçmişte Guilherme'nin üzerine yürüyen kavgacı Acquah (!) ve Başakşehir'de soyunma odasının kapılarını tekmelediği ileri sürülen Mina gibileri idare etmek de epey zor. Keyifte olan bu oyunculara “Alternatifin var” diyebilmek için kenarda güçlü bir irade olmalı. Onları ancak “otoriter” bir teknik adam dizginleyebilir.

Başkan Adil Gevrek ve kurmaylarının, hoca arayışlarını hızlandırması ve ivedilikle neticelendirmesi mecburi. Çünkü 27 Ocak'ta, Trabzonspor ağırlanacak ki, yeni bir dinamizm gerekiyor. Bu noktada, önceliği “para” değil de başarı olan, kulübe uzun süre hizmet edecek, “takviye” diye sürekli diretmeyi bırakıp “yıldız” futbolcuları kendisi çıkartacak biri şart! Öyle ki, Sergen Yalçın ile iplerin kopmasında “transfer” yapılmamasından kaynaklanan sürtüşme konuşuluyor. Lakin üzümün tadını ekşi bulanlar (!), bugünlerde “bağcı”yı suçlamaya başladı. Övgünün de yerginin de saha sonuçları ile doğrudan bağlantılı olduğu gerçeği yadsınamaz.

Malatya futboluna; kısa sürede iki şampiyonluk, Türkiye Kupası'nda yarı final, Avrupa kupalarına katılım hediye etse de eleştiri oklarının yöneltildiği Başkan Gevrek'i “itidal”li olması gereken bir dönem bekliyor... 

 

MALATYALI RECAİ KUTAN!..

 Yaşı çok ilerlediği halde, hala hafızasının zinde olmasını “Demek çok Kur'an okumuş” şeklinde yorumlamıştım. Arkadaşım ise bana “Öyle olmakla birlikte, günahlara nazar etmemiş…” şeklinde bir ilavede bulundu. Yaptığım röportajdan ötürü çok “yorum” aldım. Fakat umumiyetle herkesin ortak yorumu; Malatya'ya yapılan bu hizmetlerin, Recai Kutan tarafından yapıldığının bilinmemesiydi. Yıllar önce yazdığım “İz bırakanlar kervanı” başlığını yeniden kullansam; Recai Kutan ve Metin Emiroğlu hakkında kullanırdım. Üst düzey bir siyasetçimizle konuştuğumuzda, “Sizi siz yapacak bir hikâyeniz olmalı” demiştim. İşte bu röportajdan sonra buradan yine bütün siyasetçilerimize diyorum, Rahmetli Turgut Özal, Recai Kutan ve Metin Emiroğlu gibi bir hikâyeniz olsun diyorum.

 

Recai Kutan ile ilgili tespitlerim:

1-) Temiz bir siyasi geçmişe sahip.

2-) Çizgisinden asla taviz vermemiş.

3-) Yaptığımız röportajda anladığım kadarıyla, genç yaşında bile yüksek bir özgüvene sahipmiş.

4-) Recai Kutan ve onun gibi isimler, boşuna lider olmamışlar sorusunun cevabını, bizzat kendim gördüm.

5-) Yaşının ilerlemesine rağmen, Malatya ile ciddi alakadar…

 

MİLLİ GÖRÜŞ HAREKETİNİN LİDERİ ERBAKAN!..

Söz Recai Kutan beyefendiden açılmışken, Milli Görüş Hareketi'yle ilgili aklıma takılan bir konuya da değinmek isterim. Türkiye siyasetinin son yarım asrına damga vuran Milli Görüş Hareketi, merhum lideri Necmettin Erbakan'dan sonra bazı iç çekişmelerle anılır olmuştu. Necmettin Erbakan'dan sonra çocuklarının parti organizasyonlarına çağırılmadığı, parti binasına dahi alınmadığıyla, hatta geçtiğimiz sene yapılan Erbakan'ı Anma programına bile çağırılmadıklarıyla ilgili türlü tartışmalar yaşandı. Şahsen, bütün bunları medyadan öğrendim. Yine medyadan öğrendiğim bir konu var ki işte değinmek istediğim de bu. Milli Görüş hareketinin tepe kadrosunda bulunan, günümüzde “Ak saçlılar” diye anılan grubun en önemli ismi Oğuzhan Asiltürk'tür. Malatya Hekimhan doğumlu olan hemşerimizi son zamanlarda kendilerine yakın medya organlarında “Milli Görüş Lideri” sıfatıyla görmeleri ilginç geldi bana. Elbette, bu sıfatla ilgili bir açıklama yaparlar. Her ne kadar dar-ı bekâya irtihal etmiş olsa da Milli Görüş Hareketi'nin tek lideri vardır. O da Prof. Dr. Necmettin Erbakan'dır. “Milli Görüş Partisi” olsa neyse…   

 

Selam ve dua ile
Fiemanillah