dore okulları
Malatya
19 Nisan, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.6
  • EURO
    34.78
  • ALTIN
    2497.6
  • BIST
    9524.59
  • BTC
    63923.93$

YAPTIĞINIZ İŞİN ARKASINDA DURAMIYORSANIZ!..

28 Kasım 2016, Pazartesi 07:16

Cinsel istismarla ilgili tartışmalar geçtiğimiz haftanın önemli konularından biriydi. Neyse ki Cumhurun Reisi olaya el koydu da gündemimizden düştü. Ancak konuyla ilgili hemen hemen herkes bir şeyler söylemişti. O sözlerden birini de Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Öznur Çalık yapmıştı. Düzenlemenin tecavüz ve cinsel istismar suçlarını kapsamayacağını ve “1 defaya mahsus” bir uygulama olacağını kaydeden Öznur Hanım, “1 defaya mahsus” kelimeleriyle meramını anlatamamıştı. Bu kelimeleri istediğiniz yöne eğip bükebilirsiniz. İşte iki şekilde yorum:

  • Evet, ana muhalefet partisi haklı. Ama bu kusurumuz bir defaya mahsus.

  • Dediğiniz gibi yapılacak düzenleme tecavüz ve cinsel istismar suçunu da kapsıyor… Onun için bu af bir defaya mahsus..

    İşte size bir tüyo. Bellki bir kenara yazar başka bir zaman kullanırsınız. “Sayın Kılıçdaroğlu'nun ninesinin, annesinin teyzesinin veya halasının kaç yaşında evlendiğini bir sorsaydınız ya."

Geçenlerde Karga ile tilkinin uçak maceralarını yazmıştım. Hatırlarsanız karga tilkiye demişti: “Madem kanatların yok, neden kıllık yapıyorsun?” diye.

Bende Ak Partililere diyorum ki; madem bu işi ifadeden acizsiniz o halde neden gündeme getiriyorsunuz?

Fakat şunuda belirtmeden geçmek istemiyorum. İslam'ın tespit ettiği fıtri yaş olan sinni buluğ(ergenlik yaşı) 18 ile sınırlı değildir. Dolayısı ile mağdur aileler büyük bir zulüm ile karşı karşıyadır. Hasıl-ı kelam; bu husus halka doğru anlatılamadı...

BAŞKANLIK SİSTEMİ HEMEN!

Bu saatten sonra AK Parti, Cumhurun Başı olan Recep Tayyip Erdoğan'ın sırtında yüktür.  Bir an önce Başkanlık sistemine geçilmeli

HADİ BAŞKA KAPIYA

Ak Partili dostlarımız ne İslam'dan vaz geçebiliyor, ne de demokrasiden.  Fıtri olan İslam ise (ki öyle) Demokrasi mücahitleri başka kapıya lütfen.

TROLEYBÜS ARIZASI…
Geçenlerde Bakanların bindiği ve Malatya'nın başına bela olan troleybüs arıza yaptı. AÖF sınav çıkışı saatine denk gelen arıza öğrencileri perişan etti… Ya troleybüs, bakanların bindiği sırada arıza yapsaydı…

HÂLÂ KENDİNİ MECLİS'TE SANIYOR

Geçtiğimiz günlerde İstanbul'da Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkçi'nin organize ettiği iş adamlarından müteşekkil bir toplantı yapıldı. Bu tür toplantıların ortak istek ve gücü ortaya çıkardığına inanıyorum. İnşallah bereketli geçmiştir. Bu toplantıyla ilgili görüşlerimi sonraya bırakarak, toplantıya katılan ve konuşmaya yeltenenlere küçük bir hatırlatma yapmak isterim. Devletimizin ve hükümetimizin temsilcisi bir zatın bulunduğu ortamda biraz daha sükunet lütfen.  Bazı gereksiz hareket ve konuşmalar yaşanmış. Bunlar yaşanırken aşağıdaki fıkra aklımdan geçiyordu:

Fıkra bu ya. Milletvekilinin biri ölmüş. Cenazesi toprağa verilmiş. Münker ve Nekir melekleri gelerek suallere başlamışlar. “Rabbin kim? Nebin kim?” diye sorulmuş. Milletvekili “Ben laikim” demiş. Sual meleği tekrar sormuş, “Rabbim kim? Nebin kim?” diye sormuş. Milletvekili yine “Ben laikim” demiş. Bu olay birkaç kez tekrarlanınca, sual meleği diğer meleğe dönerek, “Ben ne sorsam adam hep “Ben laikim” diyor ne yapayım?” demiş. Diğer melek de “Divan-ı Hakk'ta olduğunu söyle. O hâlâ kendini Meclis'te sanıyor

FETÖİZMİ BİTİREN ZAT BU OLSA GEREK

Geçenlerde Malatya'da il müftüsünü ziyaret ettim. Mübarek öyle anlatıyor ki; gören diyecek “Evet FETÖ'izmi bitiren Mehdi misal zat bu olsa gerek

Madem Terör örgütü lideri zata olan iltisak din ile oldu; dolayısıyla bu işte Diyanet İşleri Başkanlığı'ndaki bazı isimlerin de dahli var. Demem o ki; Diyanet camiasında çok FETÖ'cü var. Belki de bu işin temeli diyanet. İşte müftünün cevaplayacağı bir soru:  FETÖ'yle mücadelede ne yapıyorsunuz?

“ALLAH KATINDA TEK DİN İSLAM'DIR”

Nihayet Diyanet İşleri başkanlığındaki Dinlerarası Diyalog Dairesi kaldırılmış. Bu arada şunu belirteyim ki ; Hıristiyanlık ve Yahudilik eski din değil, batıl dindir. Allah'ın indinde tek din İslam'dır. Yahudilik ve Hıristiyanlık uydurma birer dindir. Bütün peygamberler Müslümandır.

“Hristiyanlık” kelimesini her duyduğumda aklımdan Hıristiyanlığın Pavlos'un uydurması olduğunu destekleyen bir tefsir geçer. İşte oradan bir alıntı:

Hz. İsa'nın göğe çekilmesinden seksen sene sonraya kadar çevresindeki topluluk İslam dini üzerineydi. Kıbleye (Kudüs) doğru namaz kılıyor, Ramazan orucunu tutuyorlardı. Bu, onlarla Yahudiler arasındaki harbe kadar devam etti. Yahudilerin bir kumandanı vardı, çok cesur ve akıllı biriydi. Bolis (Pavlos) isimli bu kişi Hz. İsa'nın ashabından çok kişi öldürmüştü. Bir gün etrafındakilere şöyle bir söz etti:

 “Eğer İsa hak ise, peygamber ise onunla beraber olanlar da haktır. Biz ise onları vurduk, öldürdük. Bizim yerimiz cehennemdir. Biz zarar ederiz. Onlar cennete, biz ise cehenneme gireceğiz. Onlara (İsevilere) hile yapıp saptıracağım ve onları da cehenneme sokacağım.”

Bolis'in “İkab” adında bir atı vardı. Bolis, hristiyanların yanına gitti, pişmanlığını dile getirdi, başına toprak saçtı, hristiyanlara dedi ki:

Ben Bolis'im (Pavlos). Sizin düşmanınızım. Gökten bana bir ses geldi. Bana, -Senin tevben kabul olunmaz. Ancak hristiyan olursan kabul olunur.” Dedi.

Bunun üzerine hristiyanlar onu (Bolis'i) kilisenin bir odasına koydular. Bir sene gece-gündüz orada kaldı ve hiç dışarı çıkmadı. İncil'i iyice öğrendi. Bir sene sonra kiliseden çıktı. Hristiyanlara dedi ki: “Bana gökten ses geldi, Allah bana tevben kabul oldu” dedi. Hristiyanlar onu tasdik etti ve onu sevdiler. (Bolis onların reisi oldu) Sonra Beyt-ul Makdis'e geçti. “NASTURA” denilen birini onlara halife yaptı. Nastura'ya sır verdi (bir şey öğretti), dedi ki “İsa ilahdır (Meryem oğlu İsa ilahdır).” Sonra Rumlara döndü, onlara “İsa'nın bir ilahlık, bir de insaniyet yönü vardır” diye bildirdi. Sonra “YAKUB” denilen bir adama sır verdi (öğretti) ki “İsa insan değildir ki insan olsun, cisim değildir ki cisim olsun. O Allah'ın oğludur.” dedi. Başka bir adam çağırdı, onun ismi de “MELİK” idi. Ona da “Allah ölmez ki İsa da ölsün” dedi. Bu üç adamı ayrı ayrı çağırıp görüştü ve bu sırları verdi. Onlara ayrı ayrı, “Siz benim sırdaşımsınız. Ben İsa ile görüştüm. Benden razı oldu” dedi. Sonra yine onlara ayrı ayrı “kendimi yarın keseceğim, kurban edeceğim” dedi. Sonra mezbahaya (kurban kesimi yapılan yer) girdi ve kendini kesti. Bolis'in kendini kesmesinin üçüncü gününde bu üç kişi halkı kendi fikirlerine çağırdı. Onlara (bu üç kişiye) ayrı ayrı taifeler tabi oldu. Bu taifeler bu güne kadar birbirlerini öldürdüler, ihtilaf ettiler. Bu şekilde hristiyanlar üç fırkaya ayrıldılar. Onların şirke girmesine bu BOLİS denen adam sebeb oldu. –Allahu A'lem-”

(Tefsir-i Kurtubi- Nisa suresi- ayet 171)

 BEDİÜZZAMNADAN GÜNCEL YORUM

Şark(Doğu) husumeti, İslâm inkişafını boğuyordu; zâil oldu ve olmalı. Garb (Batı) husumeti, İslâm'ın ittihadına, uhuvvetin inkişafına en müessir sebebdir, bâki kalmalı.

BU KAREYE İYİ BAKIN



Geçtiğimiz haftalarda İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kızılay'ın şahsına operasyon yapıldığı iddiasıyla, 71 dernek tepki gösteren bir bildiri yayınlamıştı. Bazı Allah'dan korkmaz, kuldan utanmazlar;  bu STK'ları FETÖ'cü ilan etmişti.. Şimdi merak ettiğim husus şu; ar damarı çatlamış o şahıslar(!) bu kareye nasıl bir yorum yapacaklar acaba?