dore okulları
Malatya
27 Nisan, 2024, Cumartesi
  • DOLAR
    32.45
  • EURO
    34.82
  • ALTIN
    2438.6
  • BIST
    9915.62
  • BTC
    63976.378$

Yarı Başkanlık Sistemine Merhaba!

24 Mayıs 2016, Salı 07:55



Rahmetli ERBAKAN ile dile getirilen, Türk siyasetine damga vuran isimlerle dillendirilen, vatanını ve milletini seven her fert tarafından benimsenen, Lozan'ı imzalayan ideoloji tarafından da hep şiddetle red edilen Başkanlık sistemine ramak kaldı. Çin atasözü; “Merdiven basamak basamak” der. Tam başkanlık sistemine geçişin birinci basamağı ise yarı başkanlık sistemidir. Bana göre Ak partinin 22 Mayıs kongresi de bunun habercisi oldu.

Bir önceki yazımda Binali YILDIRIM'IN aday gösterilmesi durumunda Ak Partinin talebi partili Cumhurbaşkanlığıdır ki, buda yarı başkanlık sistemi demektir. Bu nedenle yazımın başlığını 22 MAYIS KONGRESİ MİLAT OLACAKTIR koymuştum. Yeni bir sistemin doğuşunun temeli bu kongre ile resmen atılmış oldu. Yeni Türkiye'nin idare şekli, bu kongrede belli olan isimler ile atılacaktır. Ülkeyi ve idaresini hapsettikleri parlamenter sistemi bize bir asır önce dayayan zihniyet, her ne kadar bugün direnmeye çalışsa da başarılı olamayacaktır. Türkiye bugün ne birinci dünya savaşından çıkmış bir ülkedir! Nede o gün kü idarecilerle idare edilmektedir!. Dünyanın gözünün üzerinde olduğu, bileğini bükmeye çalıştıkları, ama her defasında yenildikleri bir lideri var!. Makamlarına çağırıp kulaklarını çekip talimat verdikleri eski kukla idareciler yoktur artık!...

Ak Parti kongre kararı alınca; “Dere geçilirken at değiştirilmez” diyenler ile, muhalefetin ağzı bir oldu. Beğenmedikleri ve Dışişleri Bakanı iken Türkiye'yi felakete sürükledin dedikleri hocayı bir anda savunmaya başladılar. Şöyle iyiydi, böyle yamandı sözleri sosyal medyada hep sağanak yağdı. Hele CHP hiç bu kadar Ak Partili olmamıştı!. Genel başkanı savunan bir pozisyona girmişlerdi. Bende tam bu noktada kararımı vermiştim. Lozan'ın torunları bunu böyle okuyorlarsa hayır bundadır demiştim. Genel başkanlık Firdevs cenneti değildir ki aşağısına inilmesin!. Netice de dünyalık geçici bir makamdır. Sayın Davutoğlu biraz sitem etse de, böyle daha hayırlı olacağını biliyordur ki bu makamdan kendi isteğiyle feragat etmiştir. Yoksa O'da bazıları gibi akordu bozuk sazı eline alır, bazı köşe başlarında çalardı!. Ama öyle bir örnek hareket yaptı ki, tüm dünyanın takdirini topladı. Buda kendisine dünyalık ödül olarak yetti de arttı. Bir zirve ancak bu kadar güzel bir şekilde bırakılabilirdi!.

Ak Parti içinse, aslında 7 Haziran seçimleri milat olmuştu. Eksikliklerini kısmen tamamlayarak 1 Kasım seçimine gittiler. Şimdi ise kala eksikliklerini tamamlayarak yeni seçime hazırlanacaklardır. Mesele millet ve devlet ise gerisi teferruattır düsturuyla hareket eden Türkiye'nin büyük siyasi hareketidir Ak Parti. Hataları yok mu? Olmaz mı hataları!?. Kim daha çok çalışırsa o daha çok hata yapar. Niyeti nemalanmak olan birinin Ak Partide vatanı milleti düşüneceğini düşünmek abesle iştigaldir. O nedenle virüsler çıktıkça yok edilecek, hatalar yapıldıkça azaltılacak, yanlışlar oldukça da düzeltilecektir.

22 Mayıs'ta öne çıkan en önemli şey ise; Cumhurbaşkanına yapılan vurguydu. Rahmetli Özal'dan beri korkulan; parti kurucusu partiyi bırakıp Cumhurbaşkanı olursa o parti dağılır tereddüdüdür. Bunu ısrarla denemeye çalıştılarsa da başarılı olamadılar. Buna Sayın Cumhurbaşkanımız müsaade etmedi. Belki de olağan genel kongre kararını alma sebeplerden bir tanesi de budur. İlk defa bir parti kongresinde kurucu genel başkana bu kadar atıfta bulunuluyor, kendisinden bahsediliyor ve teşekkür ediliyordu. Cumhurbaşkanın mesajı okunurken bile herkes ayaktaydı. Bu durum, muhalifleri çok rahatsız ettiği gibi bazı Ak Partilileri de üzmüş olabilir. Ama onlar sevinsin, sadece ayaklarına pranga olmaya çalışanlar üzülsün!. Çünkü bu yağcılık değil, bana göre bağlılık ve doğrular üzerine bir biatti. Bu nedenle kongrenin ana teması da; “Kutlu Yürüyüşe Devam”dı.

Ufukta erken seçim var mı?

Eğer Ak parti tam başkanlık sistemini hedefleyerek genel başkan değişimine gitmiş olsaydı, bana göre hem hata yapmış olacaktı, hem de birkaç ay içerisinde erken seçim kararı alıp genel seçime gidecekti. Ancak basamakları tek tek çıkmak isteyen Ak Parti, yani Recep Tayyip ERDOĞAN'NIN yol arkadaşları acele bir erken seçim kararı almayacaklardır. Ama genel seçim de, zamanında yapılmayacak, öne alınacaktır. Nedeni ise; Türkiye'ye çağ atlatacak devasa projelerin hayata geçişinden sonra erkene alınması düşünülen seçim masaya yatırılacaktır. Şimdi masada, 3. köprünün açılışı, 3. havalimanının bitirilmesi, İstanbul İzmir karayolunu 8 saatten 3.5 saate indirecek Körfez Osman Gazi köprüsünün faaliyete geçmesi gibi çok önemli projeler var. CHP'nin kalesi İzmirlileri bu köprüden geçirelim ki İzmir'i fethedelim hesabının burada yatmadığı ne malum!?. Bununla birlikte Türkiye'nin doğusunun terör belasından temizlenmesi, yeniden imar edilmesi, aynı zamanda Suriye'deki belirsizliğin biraz daha netleşmesi gerekmektedir. Ak Parti ne zaman sandık başına gideceklerin oylarının en az yüzde 55'ini, sandığa gidemeyenlerin de oylarının tamamını almaya hazırlanırsa o zaman sandığa gidecektir.

1 Kasım seçimlerinde Suriye, Filistin, Mısır, Irak, Yemen ve bütün İslam alemi oy kullanmıştı. Türkiye halkının kullandığı oylar sandığa, onların kullandığı oylar arşı âlâya Allah'a arzedilmişti. Bu nedenle kaybedilmek üzere olan bir hareketi Allah yeniden bu millete iade etmişti. Bazı şeylerin sadece maddi olmadığını herkes müşahede etmişti. Ben Ak Partinin maddi desteği halkından yani seçmeninden, manevi desteği de Türkiye'de ve İslam aleminde yaşayan mazlum Müslümanlardan aldığını düşünenlerdenim. Bu ülkede Ak Partiyi dualarıyla kurtaracak bir mercinin olmadığına, herkesin kendi menfaati ve maslahatı doğrultusunda dua ettiğini düşünüyorum. Bu halkın Ak Partiye oy vererek destek vermesi yeterlidir zaten.

Başbakan Binali YILDIRIM nasıl bir profil çizecek?.

Türkiye tarihinde belki hiç alışılmamış bir Başbakan seyredecek. Her gün ekranlarda esprili, fıkralarla açıklamalar yapan bir Başbakan göreceğiz. Muhalefetin yüzünü güldürecek cevaplar verecek. Sözünden rahatsız olmadıkları bir Başbakanın eyleminden de fazla rahatsızlık duymayacaklar. Muhalefeti, tatlı diliyle, zeki ve kıvrak cevaplarıyla kilitleyecek, dolayısıyla seçmeninin bir kısmını Ak Parti potasında eritecek. Bağırarak çağırarak çıkarılamayan bir çok yasayı daha sakin ve rahat çıkaracak. Muhalefet kanadında düşmanı daha olacak!.  Başkanlık sistemine onun Başbakanlığında geçilecek. Yeni Anayasa yine onun Başbakanlığında yapılacak.

Hülasa;

Şer gördüğünüzde hayır, hayır gördüğünüzde şer olabilir. Şahsen benim Türkiye'de şer olarak gördüğüm bazılarının Ak Partide nöbet değişimini şer olarak görmeleri, yapılan işin ne kadar hayırlı olduğunu görmeme yetiyor ve artıyor. Değişimin ülkemiz için, İslam Alemi için, bütün insanlık için hayırlı olmasını Yüce Allah'tan niyaz ediyorum. İleriki bir tarihte, “Ba'da harâbı Basra” dememek için, dilimin döndüğü, kalemimin yazdığı kadar Ak Partinin neyi harab ettiğini, harab ettiğini nasıl onaracağını, günahlarını ve neden tövbe edeceklerini yazacağım inşaallah. Kim bilir, belki de bu sefer doğru söyleyeni dokuzuncu köyden kovmazlar!.

Fi Emanillah… / [email protected]

“Ey Kalemim! Bir Gün Doğru Bildiklerini Yazmazsan, Kolumla Beraber Kırar Atarım Seni”