Kaptaj’dan Geldi, Kayıp-Kaçakta Gitti!
20 Ağustos 2025, Çarşamba 15:39
Bir zamanlar Malatya’nın suyu şifaydı…
Evliya Çelebi’nin “içtiğim en güzel su” dediği, kaptajdan gürül gürül akan, dağların kalbinden kopup gelen o su… Artık yok!
Yok dediysek, musluklardan damlamıyor.
Yoksa dağın bağrından hâlâ çıkıyor.
Ama kayıp!
Ama kaçak!
Ama MASKİ’nin yollarında izini kaybettirmiş!
Birileri bu şehirde suyun akışını değiştirdi.
Dağdan çıkan su, vatandaşa değil; kaçak bağlantıya, patlayan şebekeye, boşa akan boruya gidiyor.
O yüzden çeşmenin başında bekleyen teyze, susuzluktan dua etmiyor artık.
Beddua ediyor.
Yokluğa, vurdumduymazlığa, liyakatsizliğe…
Kaptaj hâlâ yerinde.
Ama Malatya’nın sabrı tükenmiş.
Kimi şehirlerin altı altındır, bizim altımız delik borudur!
Kimi şehirlerin üstü çiçektir, bizim üstümüz çukurdur, kazıdır, yalandır.
Suç suyun değil.
Su hâlâ akar.
Ama yönetim,
Ama sistem,
Ama bu düzende su bile yolunu kaybeder!
Düşünsenize…
Bir şehir düşünün, dağın kalbinden çıkan suya hâkim olamıyor!
Bir şehir düşünün, su gibi nimeti sözde hizmetle heba ediyor!
Bir şehir düşünün, övdüğü suyu kendisi susuz bırakıyor!
Malatya…
Susuzluktan kırılıyor ama hâlâ sabrediyor.
Çünkü hâlâ hatırlıyor:
“Kaptaj vardı bir zamanlar…”
Vicdanla kalın…
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.
Yorumlar
Serkan Altuntaş
20-08-2025 16:20“Kimi şehirlerin altı altındır, bizim altımız delik borudur!” cümlesi, yerel yönetim tarihine geçecek bir metafordur. Yazı sadece bir eleştiri değil, aynı zamanda halkın çektiği sıkıntının sosyolojik ifadesidir. Kayıp-kaçak oranları bu seviyedeyken, altyapı sistemleri bu kadar kırılganken, yöneticilerin hâlâ PR peşinde koşması kabul edilemez. Bu yazı, danışman raporlarından daha net, daha sahici. Halkın sesidir. Vicdanı olan her yönetici bu satırları dikkatle okumalıdır. Su bir nimettir ama iyi yönetilmediğinde felakete dönüşür. Yazı, kamu yönetimi derslerinde okutulmalı.
Seher Balta
20-08-2025 16:19Okuduğumda gözlerim doldu. Ne güzel demiş yazar, “Kaptaj hâlâ yerinde ama Malatya’nın sabrı tükenmiş.” Vallahi doğru! Biz anneler, çocuklarımız susuz kalmasın diye damacana damacana su taşıyoruz. Musluk açılmıyor, varsa da çamur gibi akıyor. Yazıda geçen “teyze beddua ediyor” cümlesi beni tarif etmiş resmen. Belediyeye kaç kere şikâyet ettik, “çalışıyoruz” diyorlar ama sadece kazı çalışıyor, su hâlâ yok! Hüccetullah Bey, yüreğimizi kaleme almış. Bu yazı, her kadının mutfağında okunmalı. Çünkü evin direği olan su, artık yok hükmünde.
Yavuz Eren
20-08-2025 16:19Abi bu yazı tam da bizim mahalledeki musluk gibi! Açıyorsun ama tıs yok! Dalga geçer gibi su kesintisi ilanı yapıyorlar, gece gelecek, sabah gelecek derken 3 gün geçiyor. Ama belediye hâlâ “Kaptaj yerinde” diyor. E tamam da bize niye gelmiyor? Yazar çok güzel anlatmış. Hem de lafı uzatmadan, tam bizim anlayacağımız dilden yazmış. Bence bu yazıyı birileri gidip Sami Başkan’ın odasına çerçeveletip assın. Her geçen gün arabamı yıkayamaz oldum, çocuklara banyo yaptıramaz oldum. Ayıptır, günahtır! Bu yazı su gibi değil, beton gibi çarpıyor insanın yüzüne.
Derya Uçaner
20-08-2025 16:19Hüccetullah Hakder’in yazısı, su krizinin sadece teknik değil aynı zamanda vicdani bir mesele olduğunu çok iyi anlatmış. Kaptajdan gelen suyun kayıp-kaçakta yok olması, yönetimsel beceriksizliğin özetidir. Su yönetimi sadece altyapı meselesi değildir, stratejik bir planlama ve denetim işidir. Burada ciddi anlamda izleme sistemlerinin devreye girmemesi, bakım-onarım eksikliği ve insan kaynağındaki yetersizlik net bir şekilde hissediliyor. Yazıdaki ironi ise tam yerinde! Mühendislik sistemleri çöker ama halkın sabrı çökmeden önce bu tür yazılar uyarıcı işlev görür. Bu bir çevre felaketine giden yolun habercisi olabilir.
Bilal Hamasi
20-08-2025 16:18Allah aşkına söyleyin, bir memleket kendi suyunu kendi elinden nasıl kaçırır? Bu nasıl bir ihmaldir? Eskiden bizim gençliğimizde kaptajdan gelen su abdest üstüne abdest aldırırdı. Şimdi çeşmeye giden eller bedduayla geri dönüyor. Yazıyı okuyunca içim acıdı. Sanki Malatya değil de çöl ortasında bir yer anlatılmış. “Kaptaj vardı bir zamanlar…” cümlesi beni aldı, çocukluğuma götürdü. Biz öyle bir milletiz ki suyun sesinden bile Kur’an’ın sedasını duyarız. Ama bu yöneticiler suyun akışına bile hâkim olamıyor. Allah akıl fikir versin. Bu yazı, vicdanlara yazılmış bir hutbe gibi!