dore okulları
Malatya
29 Mart, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.39
  • EURO
    35.10
  • ALTIN
    2326.6
  • BIST
    9122.28
  • BTC
    70416.8$

15 Temmuz 2016 Kalkışması

08 Ağustos 2016, Pazartesi 07:17

05 Ağustos 2016

 

TBMM Dışişleri Komisyon Başkanı Malatya Milletvekili Taha Özhan Başkanlığındaki Milletvekillerinden oluşan heyet (Fehtullahçı Terör Örgütü) FETÖ'nün 15 Temmuz 2016 tarihinde Türkiye'de gerçekleştirdiği Kalkışmayı ve Ülkemizde Yaşananları Dünya Kamuoyuna anlatmak için FETÖ'nün başı Fethullah Gülen'in yaşadığı Amerika'ya gittiler. 15 Temmuz FETÖ kalkışması ile ilgili Amerikan kamuoyunu bilgilendirmek ve Fethullah Gülen'in Yargılanması için ülkemize iadesi için temaslar bulunmaktadırlar.

 

Dış kamuoyunda Türkiye'de meydana gelen bu kalkışma 2 grubun iktidar mücadelesi gibi gösterilmeye çalışılmaktadır. Dış kamuoyundaki bu algıyı kırmak için TBMM çatısı altındaki partilere üye Milletvekillerinin birlikte hareket ederek yurt dışı temasları artırmaları; bu kritik günlerde ülkemiz açısından büyük önem kazanmakta ve Ülkemiz yararına da olumlu sonuçları olacaktır.

 

Dışişleri Komisyonumuzun yurt dışındaki temasları, siyasi partilerimizin ülkemizde meydana gelen bu kötü durumdan bir an önce çıkılması için birbirleri ile kenetlenmişken, Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Şeref Malkoç'un TRT1 de katıldığı programda Yüksek Askeri Şura'nın yeni yapısı ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin Komuta Kademesinde yapılan yeni düzenlemeye ilişkin çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnamenin neden çıkarıldığını açıklarken “15 Temmuz'da Komuta Kademesi mi vardı? Ordu mu vardı? v.b.” kullandığı ağır ifadeleri çok kırıcı buldum. Anayasal Kurumlarımıza ilişkin (Dünya Kamuoyunun gözleri üstümüzde iken) böyle ağır ifadeleri kullanılmasından da büyük üzüntü duydum.

 

Eğer Şeref Malkoç katıldığı programdan 2 gün önce (1 Ağustos) Eski Genel Kurmay Başkanı İlker Başbuğ'un Ahmet Hakan'la CNN Türk'te canlı yayınlanan Röportajı da dinlemişse üzüntüm gerçekten daha da artar. Özellikle bu sıkıntılı günlerimizde; ülkemizde yakalamış olduğumuz birlik beraberlik havasını bozacak ortamların yaratılmasına katkı vermeyi doğru bulmadığımdan Şeref Malkoç'un açıklamalarına cevap vermek istemiyorum.

 

Aslında 15 Temmuz bizlere Anayasal Kurumlarımızın ne kadar kötü yönetildiği göstermiştir. Askeri vesayete karşı durulurken, cemaat yapılanmasının devleti nasıl kuşattığı ve Devlet yönetim kademesindeki koordinasyonsuzluğu gördük. Allah beterinden saklasın ülkemizi.


Fakat her şeye rağmen kalkışma başladığında Başbakanımızın Televizyonda halka hitaben; bunun Türk Silahlı Kuvvetleri içinde bir grubun kalkışması olduğunu, emir komuta içinde bir hareket olmadığını söyleyerek, Savcıları ve Polisleri göreve çağırması çok önemli hamleydi.

 

Daha sonra Parti Liderlerinin ve Milletvekillerinin hep birlikte bu kalkışmaya karşı durmaları, Meclis Başkanımızın TBMM giderek Milletvekilleri ve Bakanlarla birlikte canları pahasına kurumlarımıza sahip çıkmaları, 1.Ordu Komutanın “Genelkurmay Başkan Vekili” olarak Ordunun bu kalkışmanın içinde olmadığını belirterek kalkışmada bulunanlara gerekli dersin verileceği açıklaması kurumlarımızın çok çabuk toparlanmasını sağlamıştır. Ve hepsinden önemlisi de Cumhurbaşkanımızın Televizyon Haber Merkezi bağlanarak durumun kontrol altına alınmaya çalışıldığını söylemesi ve halkımızı meydanlara davet eden hamlesi de çok büyük bir öngörü idi.

 

15 Temmuz sonrası en büyük kazanımımız iktidar ve muhalefet arasında kurulan köprülerdir. Bu yakınlaşmayı hakim kılarak kurumlarımıza sahip çıkmak ve kurumlarımızda tespit edilecek eksiklere ilişkin uygun yasal düzenlemeler yaparak elbirliği ile ülkemizi her konuda ileri ülkeler seviyesine çıkarmalıyız.

 

Kurumlarımız 79 Milyon ülke insanımıza hizmet için vardır. Hakimiyet Kayıtsız Şartsız Milletindir anlayışına sahip insanlar olarak da 79 Milyonun temsil yeri TBMM'dir. TBMM'i kanun yapmanın yanı sıra Denetim görevi de bulunmaktadır. Önümüzdeki dönemde mecliste kurulmuş olan 18 İhtisas Komisyonunun bütün devlet kurumlarını denetleyerek denetim sonuçlarını bir rapor halinde Milletvekillerine, Bakanlıklara ve Kamuoyuna sunmaları gerekmektedir.

 

TBMM üyeleri; İhtisas Komisyonlar tarafından hazırlanmış raporları, kamuoyunun talepleri ile önceki yıllarda ülkemizde yaşamış olduğumuz (28 Şubat 1997 Milli Güvenlik Kurulunda yapılan görüşmeler, 27 Nisan 2007 tarihli Genel Kurmay Başkanının Bildirisi, AkParti Kapatma davası kararı, Ergenekon – Balyoz - Ayışığı vb Kumpas Davaları, CHP ve MHP'ye yapılan Kaset Komplosu, Askeri Okul ve ÖSYM tarafından yapılan sınavlardaki usulsüzlükler, 2010 KPSS'nın iptal edilmesi, Darbeleri bitirmek için yapılan 12 Eylül 2010 Referandumu sonucu anayasada yapılan değişikliklerin sonuçları, 7 Şubat 2012 de KCK kapsamında MİT Müşteşar'ının yargı önüne çıkarma girişimleri, Gezi Olayları, 17 - 25 Aralik 2013 Hükümete yönelik girişimler, MİT Tırlarına yapılan Baskın ve olarak yaşadığımız 15 Temmuz 2016 FETÖ Kalkışması) sorunları da göz önüne alarak 79 milyon ülke insanının Huzuru, Güvenliği, Refahı ve Mutluluğu için yasal düzenlemeler yapmalıdır.

 

79 milyon nüfusumuzla daha iyi hayat seviyesinde yaşamak için her ferdin ülkemizde yapılması gereken düzenlemelere ilişkin kafa yorup katkıda bulunması da çok önemlidir. Geçen yıl 7 Haziran seçimleri öncesi hazırlamış olduğum yazıda önümüzdeki dönemde TBMM'sinin yapması gereken çalışmaları Siyaset – Hukuk - Toplumsal ve Bireysel Haklar – Güvenlik - Ekonomi ve Maliye - Çevre ve Sağlık – Eğitim - Basın ve Medya olmak üzere 8 başlıkta 52 madde olarak sıralamıştım.

 

Bilgin Akbal

Elektrik Yük.Müh.