dore okulları
Malatya
20 Nisan, 2024, Cumartesi
  • DOLAR
    32.50
  • EURO
    34.78
  • ALTIN
    2499.5
  • BIST
    9693.46
  • BTC
    63832.866$

Aman ha! Nefes almayı unutmayın

17 Nisan 2022, Pazar 09:42
Aman ha! Nefes almayı unutmayın
 




Değerli Okurlarım. 

Bundan uzun yıllar önce önemli bir sağlık sorunu ile karşılaştığımızda bir dostumuz bize bir isim ve telefon numarası verdi. “Bunu ara. Bir şekilde Türkiye’ye getir. Derdine derman bulabilir. Adı “MAYA” dedi.

Gürcistan’daki telefon numarasına ulaştık. Bir şekilde Ankara’ya gelmesini sağladık. Türkiye’ye sık sık geldiği için anlaşacak kadardan biraz öte Türkçeyi de öğrenmişti. Yoğun bakımdaki ve artık beyin ölümü gerçekleşmekte olan hastamıza elinden geleni yaptığı halde derman olamadı. Geç kalınmıştı. 

O sıralarda bir arkadaşımızın kızı trafik kazası geçirmişti. Tüm vücudu çürük-çarık içinde idi. 2 gündür yattığı yerde ağrılardan kıvranıyor, ama kıpırdayamıyordu. Biyoenerji uzmanı olan Maya Hanım'ı bu kazazede kızımıza götürdük. Elini ağrıyan bölgeye yaklaştırıyor, arada 3-5 cm boşluk bırakarak tutuyordu. 10-15 dakika sonra diğer ağrıyan noktaya. Sonra diğerine. Tek tek saatlerce uğraşıyordu. 3 ya da 4 saat sonra yatan kıza dönerek:

-“Hadi bir su getir de içelim, enerjimizi toplayalım” deyince annesi hemen fırlayarak mutfağa yöneldi. Maya durdurdu:

-“Senden istemedim. Kızın getirsin. Yattığı yeter!” deyince herkes şaşırmıştı. Kızcağız yattığı yerde:

-“Ben nasıl getireyim abla? Kımıldayamıyorum ki!” 

-“Getirirsin. Fazla bir şeyin kalmadı. Suyu getir devam eder tamamlarız” dedi.



Kızcağız korka korka dirseğiyle yatak yüzeyine dayanıp önce başını, sonra omuzlarını kaldırdı. Kendisine engel olan bir ağrı hissetmediğinden olacak doğrularak yatağın kenarına oturdu. Kendini yokladı. Anladığımız kadarıyla ağrı hissetmiyordu. Maya fırçalarcasına:

-“Hade hadee! Getir suyu da içelim!”

Tüm ailenin hayretle açılan gözlerinin önünde kızcağız ayağa kalktı. Çok dikkatli ve yavaş adımlarla korka korka mutfağa yöneldi. Getirdiği suyu içen Maya:

-“Gidip gelirken acıyan, ağrıyan yerlerin oldu mutlaka. Nereler göster” dedi. Yürürken ağrıyan kısımlara bir saat kadar daha uğraştı. Enerji verdi. Kazazede kız, artık yavaş ve dikkatli olarak geziyor, oturup kalkabiliyordu. Ama Maya da aşırı enerji kaybından yorulmuş, tükenmişti. 

Atletik bir vücut yapısına sahip, 30-35 yaşlarında simsiyah saçlı, şık giyimli bir bayandı Maya. O günlerden itibaren 25 yıl boyunca her zaman ve hemen her rahatsızlıkta Maya ile görüştük. Adapazarı’nda bir Türk ile evlendi. Türkiye’ye yerleşti. Sıkı bir Hristiyan’dı. Ama enteresan bir şekilde Hz. Muhammed (S.A.V.) efendimizin peygamberliğini de kesin dille kabul ediyordu. Götürdüğümüz bazı hastalara Biyoenerji tedavisi uyguladıktan sonra “Kur’an’daki şu sureleri ara ara oku. Tedavinin tamamlanmasında yardımcı olur” diyordu.



Gençliğimde futbol takımlarında oynadım. İyi futbolcu değildim. Ama hakemler takımlarından yana karar kullansınlar diye her takım kendilerinde oynamamı isterdi. Fabrikanın futbol turnuvasından bahsediyorum. İlk turnuvada 3. Ya da 4. Maçta dizimde menüsküs yırtığı oldu. Turnuvadan çekildim. 3 haftalık futbol hayatım böylece sonlanmıştı. Menüsküs ameliyatı geçirdikten birkaç gün sonra Maya Hanım'ı çağırdık. Geldi. Bir hafta sonra dikişlerim alınacaktı. Yara henüz kapanmamış, sargı bezi her açıldığında da yaradan kanım sızıyordu.

Dizimde eliyle 4-5 saat süren bir enerji yükleme işlemi yaptı. Ameliyat yerimde dikişlerin olduğu kısımda etlerimin birbirine yapışıp kaynamasını, sonra da yanık gibi büzüşüp kurumasını film izler gibi izledim. Bu olay 2-3 saatlik süreçte gerçekleşmişti. İşlemin sonunda da dikişlerimi aldı. 4 saatin sonunda bana “koltuk değneği kullanmadan yürümemi” söyledi. Bir tur atıp geliyordum. Dizimin sağ, solu neresi ağrıyorsa tekrar tekrar enerji yüklüyordu. Ben böylece bu rahatsızlığı atlatmıştım. 



İstanbul’daydım. Altı ay kadar sonda bir komşumuzla karşılaştım. Koltuk değneği ile geziyordu. Benimle aynı dönemde o da menüsküs ameliyatı olmuştu. Doktoru “Dizine yüklenme” demiş. Maya ise tam tersini söylemişti. 

-“Rahat rahat bas. Dizine yük ver. Eğer koltuk değneği ile gezersen dizinde oynak kısımda boşluk oluşur. Vücut olağan dışı boşluğu kabul etmez. Oraya farklı malzemeler dolar. Bu da ilerde hareketini zorlaştırır ve ağrı yapar” demişti. Haklıymış. Ameliyatımı yapan doktorum “dizlerin ileriki yıllarda soğukta ağrır” demesine rağmen ben bu ağrıyı nice yıllar ve nice soğuklar geçirmeme rağmen hiç yaşamadım.

*** 

“Suyun altındasınız farz ederek nefesinizi tutuyorsunuz. Dayanabileceğiniz son deme kadar dayanın ve sonunda derin ve kocaman nefesler alın. Nefesinizi tuttuğunuzda vücudunuz gerekli oksijenin gelmemesinden dolayı alarm vermeye başlar. Bu süre uzadıkça alarm çoğalır. Sürenin sonunda aldığınız derin nefeslerle vücudunuza oksijen girmeye başladığında Allah’ın yüklediği harika sistem devreye girer; Gelen oksijeni vücudumuz öncelikle en zayıf ve hasta organa gönderir. Öyle ki o ilk anda o hasta ve zayıf organa gönderilen oksijen nefesinizi tuttuğunuz sürece gitmesi gerekenin çok ama çok üzerindedir. Bu o organlarda tedaviyi en azami şekilde hızlandırır. Bunu zaman zaman denemenizde büyük faydalar olacaktır.” Der Maya Hanım.

Ben de tavsiye ediyorum bu nefes tutma olayını. Ama siz gene de sonunda tekrar derin nefes almayı unutmayın. Unutursanız sadece hasta organlarınızı kaybetmiş olmayacaksınız.

Kalın sağlıcakla.