dore okulları
Malatya
26 Nisan, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.58
  • EURO
    35.00
  • ALTIN
    2459.5
  • BIST
    9896.75
  • BTC
    64460.56$

BAĞIRSAKLARINIZ NE KADAR HUZURLU?

17 Ekim 2020, Cumartesi 20:59

 

 

Değerli takipçilerim bu hafta sizlerle yine oldukça mühim bir konuyu paylaşacağım. Daha önceki yazılarımda bağırsaklardan ve mikrobiyatanın öneminden bahsetmiştim. Bu hafta ise aslında pek çoğumuzun sık sık yaşadığı ancak ne olduğunu bilmediği bir hastalıktan bahsedeceğim. Konumuz: Huzursuz Bağırsak Sendromu.

“İrritabl” veya “Hassas Bağırsak Sendromu” olarak da adlandırılan bu hastalık, isminden de anlayacağınız üzere bağırsakların huzursuz olması ile alakalıdır. Peki, bağırsaklar nasıl ve neden huzursuz olur?

Hastalığa tam olarak neyin sebep olduğu bilinmiyor. Bu yüzden de net bir tedavisi mevcut değil. Ancak toplumun genelinde rastlanan bir hastalık diyebiliriz. İnsanları sosyalleşmekten alıkoyan, işe bile gidemez hale getiren bu hastalık, büyük ölçüde sıkıntıya yol açmaktadır. Buna rağmen bağırsaklara kalıcı bir zarar vermez ve ciddi hastalıklara neden olmaz. Bu hastalığa yakalanan kimi insanlar yoğun ishalden dolayı ani tuvalete koşma ihtiyacı duyar. Kimi hastalarda ise kabızlığa sebep olur ve günlerce hastalar tuvalete çıkamaz.

Normal zamanlarda yemek yenildikten sonra besinler, mide ve ince bağırsaklarda sindirilir. Gerekli olan besin ögeleri emilerek vücuda geçer ve kalanlar kalın bağırsağa iletilir. Kalın bağırsaklarda kasılma gevşeme hareketleriyle ilerleyen bu kalıntılara dışkı adı verilir. Bu kasılma hareketleri sayesinde insanlar tuvalete çıkar. Huzursuz Bağırsak Sendromu'nda kalın bağırsak kasları sadece hafif bir uyarıcıdan sonra bile kasılmaya başlar. Hastalanan bireylerin kalın bağırsaklarının normalden çok daha hassas ve tepkisel olduğu görülmektedir. Çoğu insanı rahatsız etmeyecek basit uyarıcıların bile bu bireyleri aşırı rahatsız ettiği biliniyor.  Rahatsızlığa sebep olarak stres, duygusal çatışmalar, yaşam tarzı değişikliği, beslenme değişikliği gibi faktörler gösterilmektedir.

Yemek yemek, kalın bağırsaktaki gaz, diğer maddelerden kaynaklanan şişkinlik gibi sıradan olaylar bu rahatsızlığı yaşayan kişilerde aşırı tepkiye neden olabilmektedir. Belli ilaçlar ve yiyecekler hastalarda kasılmaları tetikleyip bazen dışkının geçiş zamanını uzatır ve kabızlığa neden olur. Çikolata, süt ürünleri ya da fazla miktarda alkol çoğunlukla bu durumun sorumlusu olarak görülebilir. Kafein birçok insanda dışkının yumuşamasına sebep olur. Fakat hastaları çok daha fazla etkilemektedir. Huzursuz Bağırsak Sendromu, hassas karakterleri ve üreme hormonları üretmeleri nedeniyle kadınları daha fazla etkilemektedir.

Normal bağırsak fonksiyonu kişiden kişiye değişiklik gösterir. Yani bir birey günde üç kez tuvalete çıkarken başka bir birey haftada üç kez gibi seyrek aralıklarla tuvalete çıkabilir. Bu noktada kişinin vücudunu ve bağırsaklarını iyi tanıması gerekir. Her iki durum da normal kabul edilir ve dışkıda kan ya da kramp şeklinde ağrı yoktur. Burada hastalık olarak adlandırdığımız durum tuvalete çıkma sıklığının günde üç defadan haftada üç defaya düşmesi olarak özetlenebilir. Hastalarda şiddetli kramp şeklinde bir karın ağrısı oluşur, bazı kişilerde ise kabızlık ve ishal dönemleri birbirini takip eder. Aşırı gaz ve dışkılamadan sonra krampların azalması da hastalığın belirtilerindendir.

Huzursuz Bağırsak Sendromunu tetikleyen faktörler:

  • Yemekten sonra bağırsaklarda kısa sürede oluşan anormal kasılmalar,
  • Aşırı yağlı diyet,
  • Stres,
  • Sinir sistemi bozuklukları,
  • Bağırsaklarda oluşan iltihap,
  • Bağırsak mikrobiyatasında bulunan yararlı bakteri sayısının azalması

Huzursuz Bağırsak Sendromu için beslenme önerileri:

  • Düzenli bir diyet uygulamak çoğu bireyde hastalığın belirtilerini azaltır. Ancak öncesinde hangi yiyeceklerin rahatsızlığa sebep olduğunun kaydedilmesini, bulguların doktorla ve diyetisyenle paylaşılmasını öneririm. Örneğin, süt şişkinlik ya da huzursuzluğa sebep oluyorsa günlük beslenmeden çıkarılarak nasıl bir değişim olduğu gözlemlenebilir. Özellikle süt, laktoz intoleransına sebep olabildiği için birçok kişiye rahatsızlık verebilir. Bu noktada laktozsuz süt ya da yoğurt tüketilmesini öneririm.
  • Birçok durumda lifli besinler hastalığın belirtilerini azaltır. Tam tahıl taneleri, kuru baklagiller, meyve ve sebzeler iyi lif kaynaklarıdır.
  • Fazla yemek bu hastalıkta kramplara ve ishale yol açabilir. Bu yüzden yeterli kalori ve miktarlarda yemek önemlidir.
  • Yemekler az az, sık sık tüketilmelidir. Sık ve küçük gerçekleştirilen öğünlerin hastalığın belirtilerini azalttığı görülmüştür.
  • Yiyecekleri uzun süre çiğnemek ve yavaş yemek gaz şikayetlerini azaltır.
  • Egzersiz; özellikle endorfin, serotonin gibi mutluluk hormonlarının salınımına neden olduğu için duygu durumunu düzeltir ve bireylerin kendini daha iyi hissetmesine katkı sağlar.
  • İshal ön plandaysa yüksek lif içeren besinlerin tüketimi azaltılmalı, kabızlık ön plandaysa tam tersine artırılmalı ve bol su tüketilmelidir.
  • Probiyotik içeren besinlerin alımı artırılarak bağırsak mikrobiyatası zenginleştirilmelidir.
  • Sorbitol gibi yapay tatlandırıcılar içeren hazır paketli ürünlerin tüketimi kısıtlanmalıdır.

Tüm bu önerilerden daha önemli olan şey ise stresten uzak durmak. İçinde bulunduğumuz durumlar çoğu kez hayatımızı her anlamda zorlaştırıp sistemlerimizi bozabilir. Ancak bununla başa çıkmak zorundayız. Yaşadığımız sürece stres, dert, imtihan bitmeyecek. Ancak dermansız dert olmadığını bilerek tevekkül edip yolumuza devam etmemiz gerekir.

Huzurlu bağırsaklar ve huzurlu bir hafta dilerim.

Diyetisyen İrem ERCAN