Bir Başkan Değil, Bir Gelecek Mimarı: Prof. Dr. İlhan Geçit

Bazı insanlar vardır; sadece görev yapmaz, iz bırakır.
Varlığı bir dönem değil, bir dönüm noktası olur.
İşte Prof. Dr. İlhan Geçit, Yeşilyurt’un bu yeni döneminde, sadece bir belediye başkanı değil — şehrin kalp atışını duyan bir gönül insanı olarak karşımızda.

Yeşilyurt’un sokaklarında yürürken, bir düzenin değil, bir vizyonun nefesini hissediyorsunuz.
Bir yanda toprakla yeniden buluşan ata tohumları, diğer yanda okul bahçelerinde koşan çocukların neşesi,
bir yanda doğayla barışan şehir planları…
Tüm bunlar, bir belediye hizmetinden çok daha fazlası: bir anlayışın, bir bilincin, bir kalp emeğinin eseri.

Ata Tohumuyla Dirilen Topraklar

İlhan Hoca’nın “Ata Tohumu Projesi” bana hep bir dua gibi gelir.
Çünkü bu proje, sadece tohum ekmek değildir; geçmişi geleceğe, kökü meyveye, emaneti umuda taşımaktır.
Yeşilyurt’un tarlalarında yeniden yeşeren her tohum, aslında bu toprağın hafızasına düşülen bir satır gibidir.
Bu şehir artık sadece üretmiyor, kendi özünü yeniden hatırlıyor.

Bir belediye başkanından çok bir toprak öğretmeni gibi…
Bilgiyi, bilinci ve bereketi aynı avuçta buluşturan bir dokunuş bu.

Eğitimle Yükselen Bir Şehir

“Bir şehir, bilgisiz büyüyemez.”
Bu cümle İlhan Geçit’in dilinde bir ilke değil, bir yaşam biçimi.
Yeşilyurt’ta çocukların dersle birlikte hayatı da öğrendiği, sporun, sanatın ve bilimin buluştuğu bir kent kültürü oluşuyor.
Eğitime yapılan yatırım, sadece okul binalarında değil, çocukların gözlerindeki ışıltıda büyüyor.

Belki de Yeşilyurt’un en büyük şansı; yönetilen bir şehir değil, yetiştirilen bir nesil olması.

Doğaya Saygı, Yaşama Ahlakı

Bugün Yeşilyurt’un rengi sadece yeşil değil; şuurun rengi.
“Sıfır Atık”, “Yeşil Pazar”, “Yerli Tohum Merkezi” gibi projelerle doğaya saygı, bir yönetim politikası değil, bir vicdan meselesi haline geldi.
Toprağa dokunan her elin, geleceğe uzanan bir dua olduğunu bilen bir başkan yönetiyor bu şehri.
Bu yüzden Yeşilyurt büyürken kirlenmiyor; çünkü vicdanla büyüyor.

Kültürle Soluk Alan, İnsanla Büyüyen Şehir

Kültür sadece geçmişi hatırlamak değildir; bugünü anlamlandırmaktır.
Yeşilyurt, bu bilinçle inşa ediliyor artık.
Kent Konseyi'nden, Spor Adası’na, Eğitim Parkı’ndan Lezzet Caddesi’ne kadar her proje,
bir taş değil, bir hikâye koyuyor şehrin duvarlarına.

Her parkta bir çocuk gülüyor, her atölyede bir genç hayal kuruyor, her sokakta bir kültür nefes alıyor.
Ve Yeşilyurt, insanıyla yaşayan, ruhu olan bir şehir haline geliyor.

Birlikte Üreten, Birlikte Gülen Bir Şehir

İlhan Geçit’in yönetim anlayışı, “ben bilirim” değil, “biz yaparız.”
Köylüyle aynı sofrada, öğrencinin yanında, esnafın derdinde.
Karar masasında halkın sesi, proje defterinde emeğin izi var.
O yüzden Yeşilyurt’un hikâyesi tek kişinin değil, bin yüreğin ortak duası gibi okunuyor.

Bilgiyle Yönetip Gönülle Hizmet Etmek

Prof. Dr. İlhan Geçit, akademik disiplini halkın sevgisiyle birleştiren bir lider.
O, şehir yönetmiyor; şehre ruh üflüyor.
Her projesinde bilgiyle yoğrulmuş bir sevgi, her dokunuşunda gönül emeği var.

Bugün Yeşilyurt’un ufkunda yükselen her değer, onun vizyonundaki bilimin, emeğin ve insan sevgisinin yansıması.
Ve belki de bu yüzden, Yeşilyurt’un büyümesi betonla değil, bilinçle ve gönülle oluyor.

Bir şehir, yollarla değil, insanıyla güzelleşir.
Yeşilyurt, Prof. Dr. İlhan Geçit’le birlikte sadece büyümüyor;
kimliğini buluyor, kültürünü koruyor, geleceğini kuruyor.

Ve bir kez daha anlıyoruz ki;
bazı başkanlar görev yapar,
bazıları ise şehre ömür verir. 

Bazı şehirler kaderini bekler, bazı şehirler kaderini yazar.
Yeşilyurt, ikinci grupta.
Çünkü bu şehir, toprakla bilimi, kültürle emeği buluşturan bir yürekle yönetiliyor:
Prof. Dr. İlhan Geçit.

Onun yönettiği Yeşilyurt’ta bir şey fark ediliyor — artık her proje sadece bir bina, bir yol, bir park değil;
bir anlamın, bir emeğin, bir inancın yansıması.
Yeşilyurt değişiyor, ama bu değişim gösterişle değil, özle oluyor.

Prof. Dr. İlhan Geçit, Yeşilyurt’un sadece bugünüyle değil, yarınıyla ilgileniyor.
Her projesinde bilgi var, vicdan var, emek var.
Bu şehirde yapılan her yenilik, sadece bir hizmet değil;
bir değer, bir duruş, bir gönül işi.

Ve bugün Yeşilyurt’un rüzgârı bile başka esiyorsa,
bu, o rüzgârın yönünü değiştiren bir yüreğin sayesinde.