dore okulları
Malatya
26 Nisan, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.56
  • EURO
    34.96
  • ALTIN
    2437.8
  • BIST
    9716.95
  • BTC
    64366.97$

Bir şey yapmalı!..

18 Eylül 2022, Pazar 11:32
Bir şey yapmalı!..

 

 

 

Merhabalar dostlar,
Bu gün insanın kendini sevmesi konusunda yazmak istedim.
Geçenlerde çıtı pıtı, sessiz,  tavırları serçeler kadar ürkek, bakışları buğulu bir genç kızla karşılaştım. Daha doğrusu bu genç kızın bir başkasıyla dialoguna kulak misafiri oldum.

Kızcağız daha 15  yaşlarında. Karşı taraf kıza "Çok değişmişsin, seni tanıyamadım" dedi. Kız da  yakın zamanda saçını boyatığı ve artık maske takmadığı için farklı göründüğünü belirtti. Saçlarını koyu bir siyaha boyatmıştı, hal ve hareketlerinden insanlarla göz göze gelmekten çekindiği belli oluyordu.  Sonrasında karşıdan onay beklercesine " Çok çirkin mi görünüyorum" diye sordu. Ve yine maske takmak istediğini belirtti. Bunu duymak beni çok üzdü. Genç kızı yanıma çağırdım. "Çok güzelsin, gözleri ışıl ışıl bakan, güldükçe yüzünde güller açan bir kızsın. Yüzünde hiç bir kusurun yok, burnun fındık, ağzın kahve fincanı gibi, çoğu insan senin hatlarına sahip olmak için para ödüyor. Sen daha nasıl olmayı istiyorsun, hatların çok güzel, gülmek sana çok yakışıyor, neden gülüşünü saklamak istiyorsun?" diye sordum. Genç kız "Ben kendimi hiç beğenmiyorum, çok çirkin buluyorum. Maskemi hiç çıkarmak istemiyordum, evde bile takıyordum. Şimdi maske takmak kaldırılınca çok rahatsız oldum" dedi.

Bunu neden anlattım?

Şöyle ki, birileri topluma bir güzellik kriteri dayatıyor ve şayet, şu şekilde, şu kriterlerde olursanız; ancak güzel olursunuz algısı yaratıyor. Toplumlarda kendilerine sunulan bu kriterleri ölçü kabul ederek örnek olarak sunulan şahıslar gibi olmaya, onlara benzemeye çalışıyor. Benzeyemeyince de kendinden nefret eden, mutsuz insanlara dönüşüyorlar.

Malumunuz ekranlar ve sosyal medya estetik harikası bu tiplerle dolu.Hele de öncesi ve sonrası fotoğrafları akıl çelmede bayağı etkili. Bu alanda çok büyük bir pazar var. Konu da güzellik olunca nadir de olsa haberlerde karşılaşıyoruz. Yıllarca canını dişine takıp, çalışıp birikim yaparak aldığı evini satıp estetiğe harcayan bile var. Bunun nedeni de  özellikle bu işi fazlası ile abartan estetik harikası bazı sanatçıların sürekli gençleşme çabalarının ha bire reklamının yapılması. Biri sıfır beden diye toplumda bir algı  yarattı. Etraf diyetteyim lafı ile oturup kalkan, yediği yiyeceklerden  suçluluk duyarak kendini cezalandıran insanlarla doldu. Bu algı operasyonunun gençler üzerinde çok olumsuz psikolojik etkileri var. Zayıf olursam güzel olurum, sevilirim, değerli hissederim düşüncesi ile anoreksiya olarak adlandırılan, kişiyi ölüme kadar götürebilen ruhsal bir hastalığın pençesine düşenler bile var. Hele ucuza mal etmeye çalıştığı işlem nedeniyle hem eski güzelliğinden hem de sağlığından olanlara ne demeli?

Özellikle son yıllarda tanınmış insanların estetik işlemlere eğilimi çok fazla. Ya sıradan insanlara ne demeli? Eskiden sadece televizyonlarda ve sosyal medyada karşılaştığımız değişime uğramış yüzler artık gündelik hayatta sık sık karşımıza çıkar oldu. Aynı anne babadan doğanlar bile bu kadar benzemezken, şimdi iki yabancı kardeşten çok benzeşiyor.

Hiç kimse kendi eski haline benzemiyor, lakin işlem yapılanların hepsi birbirine benziyor.

Eskiler bilir Uzay Yolu diye bir dizi vardı, orda bir Mr Spock vardı. Şimdi 
toplumun bir kısmı Mr. Spock kaşları, silikon dudakları, çıkık elmacık kemikleri, botokslu hali ile pekte mutlu. Bir kısmı pekte başarılı olmayan müdahaleler sonrası, ifadesiz bir yüz, 45 derecelik açı ile sonsuza uzanan kaşlar ve far görmüş tavşan şaşkınlığı yerleşmiş ifadesi ile etrafta dolaşıp duruyor. 

Ben bu derece değişmek istemelerinin nedenini anlayamıyorum. Daha güzel, daha genç görünmek uğruna  yüzüne birçok işlem yaptırarak yüz ifadesini yok etmenin ne manası var?

O çizgiler senin kişiliğini yansıtıyor. Onlar senin acılarını, sevinçlerini, hüzünlerini, mutluluklarını, mutsuzluklarını, kızgınlıklarını, kırgınlıklarını yansıtıyor. Yapılan işlemler sadece dış görüntünü değiştirir, ruhunu değiştiremez. Belki de bu insanların kurtulmak istedikleri geçmişleridir. Kim bilir?

Herkes her şeyi yapmakta özgürdür, lakin topluma dayatılan bu tarz şeylerin genç beyinlere etki etmesini engellemeli. Mesela sanatçı sanatından çok fiziki görüntüsü ile gündeme gelmemeli. Yaptıkları güzel işlerle topluma yön vermeli. Sürekli fiziki değişimleri gündeme getirilen ünlülerin, fizikleri değil sanatsal başarıları, yetenekleri takdir görmeli. 

Gençlerin, televizyonda, sosyal medyada gördüğü herkesi örnek almasının, onlara benzemeye çalışmasının önüne geçilmeli. Okullarda gençlerin kişilik ve ahlaki gelişimine katkıda bulunacak bir takım derslere daha çok yer verilmeli. Çocuklara güzelliğin özde olduğu, fiziki görüntüden çok karakterin, ahlâkın, zekânın, önemli olduğu anlatılmalı.

Gençlerin güzelliği takıntı haline getirmesinin önüne geçmek için, zekasını kullanmaya ve yaratıcı fikirler geliştirmesini sağlayacak alanlara yönlendirilmeli. Zeka ve becerilerini keşfetmeleri sağlayacak alanlar yaratılmalı diye düşünüyorum. 

Özetle, estetik bir toplum geleneğine dönüşmeden, artık bir şeyler yapmalı.