dore okulları
Malatya
29 Mart, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.36
  • EURO
    35.01
  • ALTIN
    2325.6
  • BIST
    9065.71
  • BTC
    69661.19$

Biyolojik saatinize kulak verin

10 Eylül 2019, Salı 18:59

 

(Sesli Makale)

Bu hafta sizlere sirkadiyen ritim ya da biyolojik saat dediğimiz konudan bahsedeceğim. Biyolojik  saat 24 saatlik süreç boyunca vücudumuzda gerçekleşen davranışsal, fizyolojik ve moleküler değişiklikleri ifade eder. 2017 yılında üç bilim insanına Nobel Ödülü kazandıran bu sistem; uyku-uyanıklık döngüsü, hormon salgılanması, hastalık- sağlık durumu, glukoz dengesi ve vücut ısısının düzenlenmesi gibi birçok biyolojik işlemde önemli bir role sahiptir. Daha anlaşılır olması adına sizler için saat saat vücudumuzda olan değişimleri ayrıntılı bir şekilde açıklayacağım:

21.00 civarı vücudumuz uyku hormonu olarak bilinen melatonin hormonunu salgılamaya başlar. Yani ‘artık uyku zamanı yaklaşıyor işlerini tamamla sakinleş' sinyali verir. Aynı zamanda karaciğerimiz ve kalbimiz yavaş yavaş dinlenme moduna geçer. Bu mod bu saatten sonra yeme içme eylemini bırakmamız gerektiği anlamına gelirken, biz bu saatte bazen akşam yemeği bile yiyebiliyoruz. Hormonal sistemin işleyişine tamamen ters olan bu davranış yağ, kilo ve üzüntü olarak bizlere geri döner.

Saat 11'e geldiğinde artık göz kapaklarımız kapanmaya ve uyku hâli baş göstermeye başlar. Bu saat uyuyacağımız en geç saat olmalı ve bu saatlerde gözlerimizi bilgisayar, telefon gibi mavi ışık yayan cihazlardan korumalıyız. Çünkü mavi ışık bu sistemi negatif yönde etkiler.

Gece 2 uykunun en derin olduğu zaman. Özellikle gece 11 ve 2 arasındaki zaman diliminde alacağımız en sağlıklı ve olması gereken uykudur. Çünkü bu aralıkta birçok hormon salgılanır.

Saat 4 civarı vücut sıcaklığı en düşük seviyeye ulaşır.

6.30'a geldiğinde kan basıncı ve stres hormonu olarak bilinen kortizol üretimi artmaya başlar. Vücudumuz bize uyanma sinyalleri veriyordur aslında. Günün ilk ışıklarıyla güneşi selamlayarak uyanıp tertemiz havayı içimize çekerek güne başlama zamanı şimdi.

Saat 7.30'da melatonin salgısı tamamen sona erecektir, bu yüzden artık uyanmış olmamamız için bir engel kalmaz. Tabii tembelliğimiz hariç.

Saat 10'u gösterirken dikkatimiz de en yüksek seviyeye ulaşmış oluyor. Araştırırken bunu görünce ÖSYM'nin sınavları neden saat 10'da yaptığını da fark etmiş oldum.

12 civarı öğlen yemeğinden sonra vücudumuz sindirimle uğraşacağı için bir miktar yorulacaktır. Kendimize 30 dakikalık bir dinlenmeyi çok görmemeliyiz.

Saatlerimiz 14.30'u bulduğunda koordinasyon yeteneğimiz maksimum seviyeye ulaşmış olacaktır. Çalışmak, üretmek ve mutlu olmak için en ideal saat kısacası.

16.00 civarı kaslarımızın en güçlü olduğu zaman dilimi. Spor için ideal bir aralık diyebilirim.

18.00'a geldiğimizde sindirim sistemi organlarımız hızla çalışmaya devam ederken üretilen hormonlarımız bize aslında ‘çok acıktım akşam yemeği vaktiii' diye sinyal gönderir. Bu saatte akşam yemeğini yiyip yavaş yavaş dinlenme moduna geçmek şart.

Ben bunları yazarken uzun uzun düşündüm, ciddi manada uygulanabilir bir yaşam tarzı mı diye. Neredeyse her bir satırda nebevi bir öğütle karşılaştım. Çünkü dinimiz zaten namazla güne başlamayı, gün ışığına bakmayı, öğlenleri yarım saat kaylule uykusuna yatmayı, vücudumuzu yormayacak kadar yemeyi ve organlarımızı zorlamamamız gerektiğini vurguluyor. Sıkıntı bizim güncel yaşam tarzımızda. Çünkü artık birçoğumuz sabahlara kadar bilgisayar başında çalışıyor, kimimiz akşam yemeği saatinde yolda oluyor. Kimimiz ise öğlene kadar uyuyup kahvaltı bile etmiyor. Liste bu şekilde uzar gider. Biz yaptığımız yanlışlarla hormon sistemimizi ve iç dengemizi mahvettiğimizle kalırız.

Unutmayın vücudunuz her gün aynı saatlerde aynı işleri yaparak çalışıyor. Sistemi bozan taraf olmak sizin elinizde.

Sağlıklı günler diliyorum.

Diyetisyen İrem ERCAN