dore okulları
Malatya
26 Nisan, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.55
  • EURO
    34.92
  • ALTIN
    2442.0
  • BIST
    9716.77
  • BTC
    64419.140$

Bu sese kulak verin!..

17 Ağustos 2020, Pazartesi 07:39

 

 -SESLİ MAKALE-

 

Bütün dünyayı kasıp kavuran koronavirüs hastalığı için çeşitli ve etkin önlemler alınmış olsa da yayılmasını sürdürüyor. Malum olduğu üzere, bir süredir biz de bu hastalıkla mücadele ediyoruz. Hal böyle olunca bu hastalıkla ilgili farkındalığımız zirve yapmış durumda. Geçtiğimiz birkaç haftada, hem şahsi hassasiyetlerimizi; hem de ülkemizi ve ilimizi yönetenlerin hassasiyetlerini sorgular olduk.

Hastalık sebebiyle karantinaya alınmış olmak, meşgalelerimden uzaklaşmama ve koronavirüs hastalığıyla ilgili daha fazla araştırma yapmama vesile oldu. Yaptığım araştırmalara gözlemlerimi de ekleyerek bu haftaki yazımı hazırlamaya karar verdim. Toplumu bilgilendirme ve yöneticilerimizi uyarmak adına kaleme aldığım aşağıdaki yazıda bazı konulara dikkat çekmek istedim. Yazımızın bazı kısımlarında tekrarlar olduğu kanaatine kapılabileceğinizi belirtmek isterim. Konunun hassasiyeti ve önemine binaen bazı kelime ve cümleleri tekraren kullandım. İstifade edilmesi umuduyla!

LÜTFEN BU UYARIMIZI DİKKATE ALIN!
Covid-19 denilen illet, Malatya'da tahminlerin ötesinde, hızlı bir şekilde yayılmaktadır. Sağlık Bakanlığı verilerine göre Covid-19'un pik yaptığı dönemde, neredeyse hiç kimsenin çevresinde koronavirüse yakalanan yok iken; şimdi herkes yakın çevresinde bu illetle mücadele eden onlarca isim saymaktadır. Bu sebepten dolayı, Malatya'da siyasetçisinden, bürokratına, ilim adamından, bilim adamına kadar birçok alanda görev yapan kişilerden müteşekkil bir kurul oluşturularak “Covid-19'un yayılmasını nasıl önleyebiliriz?” ve “Vatandaşımızı nasıl bilinçlendirebiliriz?” sorusuna cevap bulmalıdır. Aksi halde bu vebalin altında hepimiz kalırız!

“YAPMAYA ÇALIŞMAK…”
Bir işin yapılması için akıllıca ve izan çerçevesinde hareket edilmeli. Yoksa “Dostlar alış-verişte görsün” diye çaba sarf etmek, kişinin mantık kurallarına ters düşmesine sebep olabilir. Malatya Valiliği'nin Covid-19 kapsamında aldığı tedbir kararlarına, elbette hüsnü niyetle bakmak lazım gelir. Hiçbir şey yapmamaktansa, bir şeyler yapmaya çalışmak takdiri hak ediyor. Lakin “Yapmaya çalışmak”a itirazım var.

DÜĞÜN SALONLARINA YASAK DA, LOKANTALARA NİYE SERBEST?..
Çocukluğumuzda çok meşhur bir söz vardı. Birisi bir konuda hata yaptığı zaman, direk o söz ile muhatap olurdu. "Eller gider Mersin'e, bizimki gider tersine!" Hemen her konuda hata eden herkes için; küçük-büyük, genç-yaşlı herkes bu kalıp sözden nasibini almıştır. Malatya'nın son zamanlarda Koronavirüs Pandemisi ile mücadelesi nedense aklıma bu sözü getirdi. Mesela, düğün salonlarındaki yemek ikramının yasaklanmasını anlamış değilim. Çünkü lokantalarda da bazı vakitlerde düğün salonları kadar yoğun yemek servisi yapılıyor. Eğer yemek vasıtasıyla bu illet bulaşıyorsa; o zaman neden lokantalar kapatılmıyor. Yok, eğer lokantada yemek yediğinizde; bu virüsün bulaşma ihtimali sıfırsa; o zaman neden düğün salonu vasıtasıyla rızkını kazanan esnaf mağdur ediliyor. Kaldı ki esnaf düğünlerde yemek servisi yapmak için malzemesini aylık, hatta senelik almıştır. Bu durumda iş yapamayan işletme sahipleri, zor duruma düşecek hatta iflas edecektir. Hâlbuki düğün salonlarında yemek yasak edileceğine; müzik eşliğinde oynanan halaylar ve sarmaş-dolaş tebrik seremonilerinin yasaklanması gerekir.

YERSİZ TEDBİRE BİR ÖRNEK DAHA…
Keza, 65 yaş üstü ihtiyarlarımız bizim gözümüzün nuru. Onları korumak hepimiz için bir görev. Fakat kısıtlamayı saat:10.00 öncesi ve 17.00 sonrası yapmak, hem yersiz hem de yetmez. Çünkü zaten o saatlerde yaşlılarımız dışarı çıkıyorlar. Olması gereken zorunlu olmadıkça evden çıkmalarını engelleyen, özellikle toplu taşımayı hiç kullandırmayan kurallar koymaktır. Aksi halde alınan kararlar, "iş olsun" diye alınmış kararlardan öteye gitmez.

 “SELA” NEDEN YASAK?

Hakeza vefat anında okutulan selaların yasaklanmasına da mana veremedim. Hem hayatımda hiç sela vasıtasıyla taziyeye gittiğimi hatırlamıyorum. Eminim vali bey de hatırlamaz. Lakin bilgi iletişim teknolojisinin bu denli güçlü olduğu bu zamanda sela okunmadan dahi herkes ölümlerden haberdar oluyor. Özellikle sosyal medya haberi en hızlı yayan araç. Bu tedbir adeta “Camide namaz kılınıp duanın yasak edilmesine benziyor”. Selanın yasak edilmesinden ziyade, taziyelerin yasak edilmesi gerekmez mi? Hal böyle iken ölüm halinde sela okunmasını yasaklamak, göz boyamadan öte bir şey değil.

MALATYA'YI KABULLENEMEDİ

Malatya valisi Aydın Baruş'u geldiği günden bu güne takip ediyorum. Eş-dost, arkadaş ve siyasetçisinden tutun da, iş adamına kadar birçok kişinin ortak görüşü şu şekilde: Malatya Valisi Aydın Baruş, Yeni Malatyaspor'da teknik direktörlük yapıp giden Sergen Yalçın gibi Malatya'yı kabullenemedi…

TIP DÜNYASININ YAPTIĞI HATA…
Birincisi:
Covid -19 şüphesiyle hastaneye giden kişi eğer virüsü yeni kapmışsa, yapılan test sonucu negatif çıksa bile ortalama beşinci gün pozitife dönüşebiliyor. Kaldı ki ilk gün negatif çıkan hastaya hiçbir şey anlatılmıyor. Bu ise virüsün pozitife dönüştüğü hasta kendisini bu virüsten mahfuz gördüğünden; virüslü virüslü gezerek hastalık yayıyor.

İkincisi: Covid hastasına tedavi sürecinden sonra 14 gün kendisini izole etmesi söyleniyor. 14 gün sonra ise herhangi bir test yapılmıyor. Ve tam iyileşmemiş hastaya maskeli bir şekilde dışarı çıkıp, çalışabileceği söyleniyor. Kaldı ki; bir arkadaşım 14 gün kendisini izole ettikten sonra tekrar yaptığı testten, hala pozitif olduğunu öğrendi ve yeniden ilaç tedavisine başladı. Bu durumda insanın sadece iş hayatı yoktur. Aile hayatı ve sosyal hayatı olan böyle bir hastanın “İyileştim” diyerek bu hastalığı yayması muhtemeldir.

TOPLUMUN ÖNDE GELEN İSİMLERİNE DE İŞ DÜŞÜYOR

Malatya'da Covid-19 hızlı bir şekilde yayılıyor. Bu sebepten ilim adamından bilim adamına kadar birçok alanda fikirlerine itimat ettiğimiz kişilere “Malatya'da koronavirüsle nasıl mücadele edilir?” ve “Malatya'da yetkililer bu illet ile mücadele (!) ederken, nelere dikkat etmesi lazım?” şeklinde soru sorduk. İşte aldığımız cevaplar:

*

“Maske, mesafe ve temizlik kuralları da dâhil olmak üzere “Yeni tip koronavirüs COVID-19” konusunda yeterince kurallara uyulmadığını üzülerek görüyoruz. Konu hakkında bazı tespit ve önerilerim:”

“1. Kirlenmiş maskeyi kullanmamak gerekir. Maskeyi çıkartırken ön ya da iç kısmına temas etmemek gerekir. Kirli maskeleri bir şeye sarıp çöpe atmalıyız. Maske sadece ağzı kapatmak için değildir. Burun da kesinlikle maskenin içine konulmalıdır.”

“2. Sabun ya da antiseptik solüsyonlarla el yıkamaya daha da dikkat etmeliyiz. Yüzümüzü ve burnumuzu da su ile yıkayıp bol su ile ağız içi gargara yapmamız faydalı olacaktır.”

“3. Bana bir şey olmaz ya da bende hiçbir bulgu yok demeyin lütfen, siz sağlıklı olabilirsiniz (o an için) ama taşıyıcı olabilirsiniz sorun sadece sizinle ilgili değil.”

“4. Aile içi pozitif vakaların son zamanda artışını görüyoruz. Dışarıda risk alıp, eve taşımayın. 1 hasta, hasta bir aileye yol açabilir. Güney Korede'ki sadece 1 kişinin (31. vaka) tüm ülkeyi ne hale getirdiğini unutmadık.”

“5. Pozitif vaka tanısı alanlar telaşla ortada gezmeden, kendilerini izole etsinler ve ilgili filyasyon ekiplerinin kendilerini arayacaklarını ve tedavilerini planlayacaklarını unutmasınlar.”

“6. Karantina sürecinde psikolojik olarak da rahat girmek çok önemli. Moralinizi yüksek tutun ve pozitif düşünün. Bu süreyi kişisel merak ve hobileri de göz önünde tutarak en iyi şekilde değerlendirmeye çalışmak lazım. Hareketsiz kalmamakla beraber; vücudumuzu yoracak aşırı egzersizlerden de kaçınmalıyız.”

"7.Henüz bu hastalığa spesifik aşı ve ilaç gelişim sürecinin tüm sağlık otoriteleri tarafından kabul edilecek düzeyde tamamlanmadığını unutmayalım.

“8. Hastalığa yakalanmamak için ya da pozitif vaka tanısı konanlar lütfen hekiminiz önermediği sürece ve bilgisi olmadan ilaç ya da destek tedavisine başlamayın ya da reçete edilmiş olanları kesmeyin.”

“9. Sağlıklı beslenme, bilinçli egzersiz ve düzenli uykuya dikkat edelim.”

“10. Yaz sıcağı, tatil, piknik vb düşüncelerle ya da cenaze, düğün vb toplantılarda dikkatsizlikle bugüne kadarki kazanımları ve yapılan fedakârlıkları boşa çıkartmayalım. Bu dava uğruna canlarını feda edenlerin kemiklerini sızlatmayalım.”

“11. Başkaları da zaten kurallara uymuyor sorun benimle mi ortaya çıkacak ya da benim tedbirlerimle mi düzelecek demeyin. Mevcut durumun toplumsal sorumluluğu olduğu ve kul hakkı içerdiğini unutmayalım.”

“12. Tevekkül ve tedbir meselesini karıştırmamak gerekir!”

“13. T.C. Sağlık Bakanlığı ve ilgili komisyon ve birimlerinin titizlikle hazırladıkları talimatlarına ve önerilerine harfiyen uyalım.”  

“14. Güvenilir bilgi paylaşımına özen gösterelim. Ziyaret edebilirisiniz: https://covid19bilgi.saglik.gov.tr/tr/

*


Sağlık bakanlığı, olumlu taraflar

“1-Tüm pozitif hastalara ve olası vakalara derhal ilaç başlanması.”

“2-Salgın nedeniyle aşırı artacak hasta sayısını karşılayacak düzeyde hastane kapasitesi artırımı konusunda gerekli çalışmaları yaptılar ve atılacak adımları belirlediler.”

“3-halkın bilgilendirilmesi konusunda yeterli sayılabilecek düzeyde medya çalışması yapıldı

4-yeterli sayılabilecek düzeyde bir test kapasitesine ulaşıldı.”

“5- test kiti, numune alma malzemesi, ilaç, hastanelere mali destek (3 ay verildi), maske, siperlik vb. tüketim malzemeleri bedava sağlandı veya hızlı alımı konusunda yerel idarelere destek verildi.” 

 

Olumsuz taraflar

“1-Bilim kurulunu çoğunlukla hasta tedavisi ile ilgilenen klinik hocalar domine ediyor. Virüsü iyi tanıyan, laboratuvarda bu virüsle iştigal eden bir bilim adamımız malesef o kurulda yer bulamamış. Bazı bilim kurulu üyelerinin ağustosta salgın biter gibi talihsiz açıklamaları oldu. Bu kişilerin 6 ay sonrasını sağlıklı bir şekilde görüp-görmediği bir soru işareti.”

“2- Malzeme temininde çok gecikmeler oluyor. Özellikle yeterli numune tüpü halen sağlanamıyor. Dolayısı ile test yapılacak kişilerden numune alınmasında aksaklıklar var.”

“3-Özellikle bazı şehirlere pozitif ayrımcılık yapıldığı görülüyor. Herhangi bir ilin sağlık bürokrasisi bakanlıktaki bazı kişiler tarafından daha çok ya da daha az destek görüyor.”

“4-Hastanelere mali destek sadece 3 ay verildi. Bu parayla hastaneler medikalcilere olan borçlarının bir kısmını ödediler. Ancak bu çok az bir destekti. Medikal malzemeye çok ihtiyaç duyulan bu dönemde hastanelerin medikal firmaların kıskacına girdiğini görüyoruz. Medikalci ya borcunu öde ya da malzeme vermeyeceğim şantajını yapıyor veya salgını fırsata çevirip 5 liralık malzemeyi 10 liraya satmaya çalışıyor. Bu malzemelerin çoğunda alternatif seçeneğiniz pek yok.”

“5-Bulgular bu salgının en az bir yıl daha süreceği yönünde. İleriki yıllarda da benzer salgınlar olacaktır. Buna yönelik ülkemizde şimdiden hazırlıklar başlamalıdır. Ancak halen sağlık politikalarımız günü kurtarma düzeyinden daha ileri geçmiş değil.”

 “6-salgın idaresinde kullanılan web tabanlı programın (HSYS, LBYS) çok yavaş, sorunlu (çökmeler) ve bir salgın idaresi için uygun olmaması. 8 aylık salgın geçmişine rağmen bu konuda bir iyileşme/gelişme sağlanamamış olması.”

 “7-Toplum taramaları yapılmıyor. Sadece çok belirgin hastalık belirtisi gösteren kişilerden test yapılıyor.”

 İl Sağlık Müdürlüğü, olumlu taraflar

“1-Test hızı. Sabah test verince öğleden sonra sonucu alabiliyorsunuz. Hastaların çok az bir kısmında en geç 24 saatte sonuç çıkmış. Ancak sorun olan kısım testi verebilmek ve test numunenizin laboratuvara gereken sürede ulaştırılması”

“2-Sağlık kurumları arasında iyi bir koordinasyon sağlamış olmaları. Üniversitenin bilimsel desteğinden istifade ettiklerini söyleyebiliriz. Burada Recep beyin akademi kökenli olmasının faydası var görünüyor.”

“3-Yurt dışına gidecek kişilerde diğer illere göre daha az sorun yaşanıyor. Bu konuda biraz daha gelişme sağlanacak görünüyor.”

“4-Yeşilyurt Hasan Çalık Devlet Hastanesi, salgında iyi bir performans gösterdi. Malatya Eğitim Araştırma Hastanesi'nden de benzer performans bekleniyor (Maalesef iş üretmeyen personel çok fazla…)”

 Olumsuzluklar

“1-Numune alınması için gerekli kitin sağlanamaması. Bu hafta Malatya Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde birkaç gün numune tüpü yokluğundan test alınıp üniversiteye gönderilemedi.”

“2-Hastanelerde ve Sağlık Müdürlüğü'ne bağlı kurumlarda personelin bazıları çalıştırılamamakta. Arkasında bazı destekleri olan kişiler çalıştırılamıyor. Bahaneden gerekçeler ile işten kaçanlar var. Asıl çalışacağı zamanları tatile dönüştürenler. Sekiz aydır devam eden salgına rağmen bu personel sorunu çözülmedi. Kapasite yeterince sahaya yansımıyor. Eksikliklerin giderilmesi için ne yerel siyasette ve ne de bürokraside bir farkındalık yok.”

“3- Pozitif hastalara ulaşmada ciddi gecikme var. Bir kişi pozitif çıktıktan birkaç gün sonra ona ulaşılıyor ve ilaçları başlanıyor. Hâlbuki gecikilen her gün ve saat hasta için riski arttırıyor.”

“4-Malzeme temininde ve personel görevlendirilmesinde birçok bürokratın halen statik davrandığı, prosedürlere çok takıldığı (Salgın döneminde prosedürleri hızlandırma veya by-pass etme yetkileri var), kendi mesleki ve kariyer kaygılarını her şeyin önüne koydukları ve dolayısıyla işlerin çok yavaş yürümesi, tıkanması, zaman ve enerji kaybı yaşanıyor.”

“5- Kritik birimlerin malzeme ve eleman talepleri aylarca görmezden geliniyor.”

“6-İnsanların isteğine bağlı test yapılması imkânının sağlanmamış olması. İlla acildeki veya poliklinikteki hekimi güçlü semptomlarla ikna etmeniz gerekiyor (Bir test yaptırabilmek için.) Bu şekilde salgının hep ardından koşulacak. Salgını önlemek için, en az mikrop kadar hızlı olunmalı. Toplumdaki pozitif kişiler çok hızlı saptanıp önlem altına alınmalılar.”

 Diğer belli başlı sorunlar:

“1-İnsanlar abartılmış düğün, nişan ve sünnet törenlerinde yüzlerce kişi halay çekiyor. Ancak devletin polisi çarşıda pazarda insanların sosyal mesafesi için mücadele veriyor. Çevre yolunda, istasyon kavşağında tüm trafiği tıkayıp araçlarından inip çiftetelli oynayanlar bile var. Müdahale eden yok.”

“2-COVID-19 salgınına karşı dayanıklılığı arttıracak projelerin desteklenmediği, bölgede bu amaçla kurulacak sanayi, AR-GE ve üretim işletmelerine temel oluşturabilecek bir test laboratuvarının tüm girişimlere rağmen destek almamış olması.”

*

“1-Virüs, ağız, burun ve gözden bulaşır. Bu 3 alanı koruyun.”

“2-Bu üç alanı maske ile koruyun.”

“3-Eller sürekli temiz tutulmalı.”

“4-Riskli kişiler ve ortamlardan uzak durulmalı.”

“5-Eve gelindiğinde eller ve yüz yıkanmalı, dış giysiler ayrı bir yere bırakılmalı.”

“6-Riskli kişiler gerekmedikçe dışarı çıkmamalı.”

“7-Maske kullanımına alışılmalı.”

“8-Ateş, öksürük, nefes darlığı, ishal, kızarıklık şikâyetlerinizde maskenizi takıp, hastaneye başvurunuz.”

“9-Vücut direncinizi yüksek tutunuz.”

“10-Beslenmenize dikkat ediniz. Taze sebze ve meyve tüketiniz.”

“11-Uykularınıza dikkat ediniz, vücudunuzu dinlendiriniz.”

“12-Düzenli spor yapınız.”

“13-Kötü alışkanlıklarınız varsa şimdi bırakma zamanı ( Sigara, alkol, uyuşturucu)”

“14-Toplu alanlara girmeyiniz ( Mevlit, düğün, sünnet, taziye gibi )”

“15-Virüs saçan kimselerin bazen belirti vermeden hastalığı yaydığını unutmayın.”

“16-Yoğun bakım duvarlarını izlemek yerine, evinizin duvarlarını izlemek daha keyifli olabilir.”

*

“1) Asansör gibi ortak kullanım alanları mümkün mertebe kullanılmamalı.”

“2) Yemek yemek için restoran ve kafelerin tercih edilmemesi.”

“3) Toplu taşıma araçlarının kullanılmaması.”

“4) Maskenin olması gerektiği şekilde kullanılması. Çene altı gibi alanlarda tutulmaması.”

“5) Maskelerin kullanım süresi 4 saatle sınırlıdır. 4 saatten uzun süreli kullanımlarda faydasının azalacağı bilinmektedir. O yüzden sık sık değiştirilmesi gerekir.”

“6) Eve geldiğinde el yıkamasının nizami olarak yapılması.”

“7) Öksürürken veya hapşırırken ağzınızı ve burnunuzu kolunuzla (ellerinizle değil) kapatın.

“8) Kullandığınız peçeteyi cebe koymayın. Doğrudan çöpe atın.”

“9) Evde ortak havlu kullanmayın.”

“10) Çamaşırlarınızı en az 60 derecede ısıda yıkayın.”

“11-Günde yarım saat egzersiz yapmak.”

“12- C ve D vitamini takviyesi almak.”

“13- Düzenli ve dengeli beslenmek.”

“14- Yeterli ve düzenli uyku.”

“15- Stresten uzak durmak.”

“16- Elleri sık sık sabunla yıkamak.”

“17- Toplu kullanılan araç ve cihazlardan uzak durmak.”
“18) Düğünlerin kaldırılması mümkün olmamakla birlikte katılımcı sayısı sınırlandırılabilir.”

“19) Taziyelerin acilen sonlandırılması gerekir. En az bir yıl boyunca Pandeminin devam edeceği düşünülecek olursa taziyelerin de uzunca bir süre boyunca bu şekilde yasaklanması gerekiyor.”

“20) Umuma açık çocuk oyun parkları belli aralıklarla dezenfekte edilmeli.”

“21) Marketlerdeki sınırlandırılmış müşteri sayısı kuralı uygulanmamaktadır.

Daha titiz bir şekilde takip edilmesi lazım…”

“22) Semt Pazarları kurallara hiçbir şekilde uyumamakta olup yapılan şeyler tamamen göstermelik bir hal almıştır”

“KORONAVİRÜS, EN ÇOK NEREDE?”

“Son günlerde Malatya'da salgının zirve yaptığı inkâr edilemez bir gerçek. Hal böyle olunca insanın aklına "En çok nerede?" sorusu geliyor. Benim izlenimlerime göre en çok kamu kurumlarında vaka olduğu yönünde. Hatta birçok kurum amirinin test sonuçlarının pozitif olduğunu biliyorum. Kurallara en çok riayet edilmesi gereken yerlerde kurallara uyulmayınca bu sonuç ortaya çıkıyor. Temelde bunun iki sebebi var; birinci sebep dikkat etmeyen vatandaşlar diğer sebep halden anlamayan amirler. Yakın çevresinde Covid-19 test sonucu pozitif olan kamu personelinin mutlaka teste gönderilmesi gerekiyor. Bu mümkün değilse bile en azından bu personelin beş gün evinde kendilerini izole etmeleri için izinli sayılmaları gerekir. Fakat birçok kurum amiri ya personel eksiği ya da kişisel bazı sebepler ile bu durumda bulunan personeline izin vermiyor. Bu da virüsün yayılmasına sebep oluyor.”

EK ÖNLEMLER DE DÜŞÜNÜLMELİ!..
“1-Dünyada ve ülkemizde daha uzun bir süre tehdit unsuru olarak devam edeceği anlaşılan pandemi süreciyle mücadelede başarılı ülkelerden biri sayılabiliriz. Ancak söz konusu insan hayatı ise bu süreçte salt sağlık ve polisiye önlemlerin yeterli olmadığı aşikârdır. Bu amaçla aşağıdaki ek önlemler düşünülerek, bölgelere göre sürdürülebilir olanları hayata geçirilebilir.”

“2-Süreç bahane edilerek 5 liralık kolonyanın 15 lira, 7 liralık eldivenin 16 lira yapılarak birçok zorunlu malzemenin stok yapılmak suretiyle fiyatlarının uçtuğu bir ülkede yeterli denetimin yapılmadığı, süreç nedeniyle zaten ekonomik sıkıntı çeken kesimlerin perişan oldukları, yeterince korunamadıkları bir gerçektir. Tedbirlerin arttırılması yoksullaşan halkın bir nebze olsun dertlerine derman olacaktır.”

“3-Resmi özel tüm iş yerlerine girişlerde tüm çalışanların mutlaka temassız ateş ölçer ile vücut sıcaklıkları kontrol edilmesi. Geçiş kontrol sistemi bulunan iş yerlerinde bulaşma riskine karşı temassız sistemler kullanılması.”

“4-Bina girişleri ile asansör kabini ve katlarda bilgilendirme panolarına yeni tip koronavirüs salgınından korunma yöntemlerine ilişkin güncel bilgilerin paylaşılması. Bunun bizzat site/apartman yöneticileri tarafından yapılarak takip edilmesi.”

“5-Her mahallede (İçerisinde muhtar, aza, zabıta, öğretmen, psikolog, sağlık memuru vb.) görevlilerin bulunduğu Filyasyon ekibi gibi görev yapacak bir sosyal ekibin kurularak yukarıdaki tedbirlerin kontrollerinin yapılması.”

“6-Daha çok maske, mesafe ve hijyene dikkat çekildiği,  en az bunun kadar önemli ortak kullanım/dokunma noktaları olan, kapı kolları, kapı/asansör tuşları, market arabaları, merdiven korkulukları, lokanta, kafe koltuk ve masları gibi noktalara eldivensiz temas edilmemesi, edilmesi durumunda ellerin sabunla ovularak yıkanması.”

“7-Ülkemizde 2 milyona yakın öğretmen ve öğretim üyesinin 6 aydır pasif durumda olup maaşları devlet tarafından ödenmektedir. Devlet bu devasa eğitim ordusundan yararlanabilir. Başta moral,  motivasyon ve psikolojik destek olmak üzere ders verdikleri öğrenci ve yaş gruplarına yukarıda sayılan önlemler hususunda online eğitim, uyarı ve bilgilendirme yapılabilir.”

“8-Yaklaşık altı aydır sosyal medya ve televizyonlarda boy gösteren ilgili/ ilgisiz sözde uzmanların vatandaşın bağışıklık ve moral debisini mahveden yayınların kontrol altına alınarak, milletimizin bu tür iç karartan yayınlardan korunmasının sağlanması.”

“9-Korona süreci ile ilgili cami, belediye hoparlörleri ve çeşitli araçlardan yapılan uyarı metinleri ses düzenlerinin yeterli/kaliteli olmaması sebebiyle çoğunlukla anlaşılamamaktadır. Bu hoparlörlerin kontrol edilerek vatandaşı rahatsız eden parazitli seslerden; açık, sade ve anlaşılır bir hale getirilmesi sağlanmalıdır.”

“10-Sürü bağışıklığı sisteminin başka türlü kazanılması ve sürecin atlatılmasının mümkün olmadığına inanıyor; “Kalan sağlar bizimdir” mantığıyla düşünüyorsak eğer, bu da bir yöntemdir. O zaman bu tedbirleri uygulamaya gerek duymayabilirsiniz.”

*
Malatya'da koronavirüs nasıl yayılıyor diye yaptığımız araştırmada; genellikle virüsün cenazelerde, düğünlerde ve bayramlarda yayıldığına şahit olduk. Bununla birlikte bir evde bu illete yakalanan kişi varsa, diğerlerine de bulaştırma ihtimali de muhtemel. Çünkü aynı evde kaldıklarından dolayı virüslü kişinin yanına maskesiz giriliyor ve de sosyal mesafeye dikkat edilmiyor. Bu ise virüsün yayılmasına sebep oluyor. Virüsün bu şekilde yayılmasını engellemek için; kamu spotları oluşturulmalı ve devlet vatandaşı bilinçlendirmelidir.


Sadece polisiye tedbirlerle Türkiye'de Covid-19 sorunu çözülemez, Türkiye'de 1 milyonun üzerinde öğretmen var. Her il, ilçe ve de köyde Covid-19 hastalarının denetimi verilse ve de tedbirler vatandaşa anlatılsa toplum daha da bilinçlenir. Malatya, bu konuda pilot il olabilir…

Selam ve dua ile
Fiemanillah