dore okulları
Malatya
25 Nisan, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.49
  • EURO
    34.95
  • ALTIN
    2433.7
  • BIST
    9716.95
  • BTC
    63815.84$

CHP'nin eskisi de yenisi de aynı

26 Mart 2023, Pazar 15:09
CHP'nin eskisi de yenisi de aynı

Önümüzdeki süreçte önemli bir seçim var. Bu seçimin sonucu; ülkemizi ya ileri taşıyacak ya da geri götürecek. Toplumların ilerlemesi için olmazsa olmaz şartlarında biri, tarihini iyi okumak ve analiz etmektir. Oradan çıkarılacak derslerle, geleceğe emin adımlar atılabilir. Tarihteki olumsuzlukların da bir daha yaşanmaması için tedbirler alınır.

Son birkaç senede ülkemiz adına hayli olumlu gelişmeler yaşandı. Bunları bir çırpıda saymak zor ama yine de aklıma gelen birkaç tanesini aktarayım; savunma sanayiindeki ve özellikle insansız hava araçlarındaki gelişmeler bir hayli fazla. Hem hava, hem de mavi vatan savunmasındaki gelişmeleri, bütün dünya büyük bir dikkat ve hayranlıkla izliyor. Yer altındaki zenginliklerimizin de çıkarılıyor olması, ayrı bir güzellik. Yaklaşık iki yıl süren ve bütün dünyanın sağlık sistemini çökerten pandemi sürecinde, Covid 19 ile mücadelede en disiplinli ve başarılı ülkelerden biri olduk. Pandemi sonrası gelişen ekonomik krizlerde de ayakta durmayı ve büyümeyi başaran ender ülkelerden biriyiz. Çevremizdeki çatışma alanlarında, çatışan iki taraf için de kaybedilmemesi gereken müttefik pozisyonunda dururken, ülkemize düşmanlık edenlerin belini kırmasını da bildik. Kısaca, söz dinleyen değil, söyleyen ve dinleten ülke konumuna geldik.

Önümüzdeki süreçte Türkiye'de önemli bir seçim var. Bu seçimin sonucu; Ülkemizi ya ileri taşıyacak ya da geri götürecek. Toplumların ilerlemesi için olmazsa olmaz şartlarında biri, tarihini iyi okumak ve analiz etmektir. Oradan çıkarılacak derslerle, geleceğe emin adımlar atılabilir. Tarihteki olumsuzlukların da bir daha yaşanmaması için tedbirler alınır.

Partilerin seçim propagandaları yaklaşık bir yıl önceden başladı. Adaylar da artık netleşiyor. İktidar, mevcut düzeni sürdürmeyi, muhalefet ise eski sistemi geri getirmeyi vaat ediyor. Partilerin vaatlerini sıraladığı bugünlerde, biz de vatandaş olarak, artıları ve eksileri tartmaya başladık.

Muhalefetin allayıp pullayıp önümüze koydukları "eski"ye şöyle bir bakalım...

İsmet İnönü dönemi

Mustafa Kemal Atatürk'ün ölümünün üzerinden 24 saat bile geçmeden, Cumhurbaşkanı olan İsmet İnönü'nün dönemi, 11 Kasım 1939'da başladı. Cumhurbaşkanlığından önce 17 yıl gibi uzunca bir süre başbakanlık koltuğunda oturan İnönü, 1950'ye kadar da "Cumhurbaşkanlığı" görevini sürdürdü. Aslında bir diğer söyleyişle, 1923'ten 1950'ye kadar Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiye Cumhuriyeti'nin "başında" kaldı.

Vergiler, milletin belini büktü

İkinci Dünya Savaşı'na girmemesine rağmen, Türkiye Cumhuriyeti, ekonomik olarak büyük sıkıntılar çekti. 1941'deki enflasyon yüzde 145, kişi başına düşen milli gelir ise, 1600 dolardı. İsmet İnönü'nün bu sıkıntıları aşmak için bulduğu dahiyane fikirler ise, bugün bile tartışılıyor. Varlık Vergisi, Toprak Mahsulleri Vergisi ve Yol Vergisi, halkın belini bükmüştü.

Yol Vergisi

19 Ocak 1925 günü 23 maddelik 'Yol Mükellefiyeti Kanunu' ile Türkiye'de oturan 18-60 yaş arası erkekler, resmen yol vergisine tabi tutuldu. Verginin karşılığı yılda 6 ila 12 günlük çalışma veya bunun nakdi bedeli 6 ila 12 liraydı. 6 liralık vergi borcundan dolayı yorganı veya sobası icra ile satılanların, hapse girenlerin, vergi memurunu öldürenlerin hatta intihar edenlerin haberleri gazete sayfalarındaydı. Başbakan İsmet İnönü, 8 Kasım 1928'de TBMM'de yaptığı konuşmada "... size 1926 yılı yol faaliyetinin kati hesabını hikâye edeceğim. 2 milyon yol mükellefi yazılmış, 8 milyon liralık para ile 280.000 vatandaş kendileri çalışarak borçlarını ödemişlerdir. Bu rakamları dikkatle tahlil ettim. Bir defa 13 milyon 600 nüfusun 18'den 60'a çıkan mükellefi 2 milyondan fazladır. Sonra 7 milyonluk para ve 280.000 amele 2 milyar mükellefi doldurmaz. Demek ki yol kanunundan verimlilik alamıyoruz. Pek kaçırıyoruz..." ifadelerini kullanıyordu.

Varlık Vergisi

12 Kasım 1942'de Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Özellikle gayrimüslimleri hedef alan bu vergi yüzünden insanlar, Adalar ve Beyoğlu'ndaki evlerini satmak zorunda kaldı. Tamamen keyfiyet üzerine kurulan bu vergi sisteminde, parayı bulamayan gayrimüslimler; Aşkale'ye sürgüne gönderildi. O dönemde Cumhuriyet gazetesi üzerinden gayrimüslimleri hedef alan yayınlar yaptıran CHP, gayrimüslimlerin Türkler üzerinden zengin olduğu iddiasında bulunuyordu.

Toprak Mahsulleri Vergisi

Savaş yıllarında sıkışan devlet ekonomisine vergi geliri sağlamak için, köylünün toplam ürününün yüzde 10'luk kısmı üzerine uygulanan bir ayni vergidir. 1943–1946 yılları arasında uygulandı.

Karneli günler

CHP saltanatının sürdüğü tek partili dönemde, 1942 yılında uygulanmaya başlanan ekmeğin karne ile verilmesi, eski Türkiye'nin vahim durumunu ortaya koyuyor. Söz konusu uygulamayla mahalle muhtarları, haneleri gezerek ekmek karneleri dağıtıyor, buna göre kişi başı en fazla 375 gram ekmek (7 yaşından küçüklere yarısı kadar) alma hakkı veriliyordu. Alınan ekmek miktarları ise, tek tek karnelere işleniyordu. Evinde fazla ekmek bulunduran kişiler, Örfi İdare (Sıkı yönetim) Mahkemesi'nde yargılanıyordu. Ekmekten sonra, gaz ve şeker de; karneyle verilmeye başlandı.

Kur'an-ı Kerim yasağı

Kur'an-ı Kerim öğrenimi yasağı, 3 Mart 1924'te 430 numaralı yasayla başladı. Kanuna göre Arap harfleriyle yazılan kitaplar yasaklı hale geldi. Kur'an-ı Kerim öğrenimi de Tevhid-i Tedrisat uygulamasıyla kaldırıldı. Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile kapatılan 900 medresenin yerine tesis edilen 29 İmam Hatip Okulu, CHP'nin tek parti iktidarı döneminde, 6 yıl içinde tamamen kapatıldı. Türkiye'de, 1931-1950 yılları arasında 19 yıl boyunca "imam" yetiştirilmedi. 1948 yılına kadar aralıksız devam eden yasak, zamanla din öğretimi açığının giderek büyümesi üzerine, 15 Ocak 1949'da İmam Hatip Kursları açıldı. Kur'an-ı Kerim eğitiminin okul bazında verilmesi ise, 1950'deki Demokrat Parti iktidarıyla mümkün oldu.

1944 tarihli İsmet İnönü imzalı Bakanlar Kurulu kararında, Hazreti Muhammed (sav)'in doğumunu anlatan Mevlid-i Şerif ile namazın nasıl kılınacağını açıklayan '54 Farzlı Büyük ve Tam Namaz Hocası' yasaklandı. İcra Vekilleri Heyeti'nce, 25/11/1944 tarihinde kabul edilen kararda, aynen şu ifadeler yer aldı: "İstanbul Maarif Kütüphanesi'nin yayını olan 'Tam Mevlid-i Şerif' ile Burdurlu Abidin Kara Arslan'a ait İzmir Kültür Basımevi'nde yayımlanan, '54 Farzlı Büyük ve Tam Namaz Hocası', 25 Kasım 1944 tarihinde yasaklandı. 1881 sayılı Matbuat Kanunu'nun 2657 sayılı kanunla değiştirilen 51. maddesine göre, İcra Vekilleri Heyeti'nce 25/11/1944 tarihinde kabul olunmuştur"

KAYNAK: STAR GAZETESİ

Yorumlar

  • yorum avatar
    Battal
    26-03-2023 19:13

    Valla milletin ne halde olduğu ortada,bu millet ne yapacağını da şaşırdı..Siyasetüstü bir durum var..

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.