dore okulları
Malatya
26 Nisan, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.48
  • EURO
    34.85
  • ALTIN
    2446.9
  • BIST
    9872.93
  • BTC
    64344.43$

Cumhurbaşkanını halk seçmeyecek, seçilmişler üstünden tercih yapacak

24 Temmuz 2014, Perşembe 09:01

Anayasamızda Cumhurbaşkanının görevleri, sorumlulukları, nasıl bir profil olması yer almışken, Halk tarafından seçilecek Cumhurbaşkanın Siyasi yönü olmalı veya olmamalı, Çatı aday olmalı veya olmamalı gibi tartışmaları yapılmaktadır.

Unutulmaması gereken önemli bir husus 2007 yılında Meclisimizce yapılan ve halk oylamasıyla da kabul edilen Anayasa değişikliği ile 2014 yılında Cumhurbaşkanımız halk tarafından seçileceği 7 yıl öncesinden belli idi. 2007 yılında yapılan değişiklikler, cumhurbaşkanının halk tarafından seçileceği, görev süresinin 5 yıl ve en fazla 2 dönem görev yapacağıydı. Bu değişikliklerin haricindeki bütün hususlar 12 Eylül 1982 anayasanın ilk halinde olduğu gibidir.

Hukuk Devletinde Kuvvetler ayrılığı (Yasama, Yürütme ve Yargı) esas'tır. Yapılan tartışma konularını Anayasamıza göre yapmak ve değerlendirmek önceliğimiz olmalıdır. Bunun içinde Anayasamızda bu konu nasıl yazılmış ona bir bakalım.

T.C. Anayasamızda; Egemenlik, kayıtsız şartsız Türk Milletine ait olup, egemenliğini, Anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili organları eliyle kullanılacağı ve egemenliğin kullanılması, hiçbir surette hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılamayacağı, hiçbir kimsenin veya organın kaynağını Anayasadan almayan bir devlet yetkisi kullanılamayacağı yazılıdır.

 

Anayasamıza göre

  • Yasama Yetkisi, Türk Milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisinde olup, bu yetki devredilemez.
  • Yürütme Yetkisi ve Görevi, Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu tarafından, Anayasaya ve kanunlara uygun olarak kullanılır ve yerine getirilir.
  • Yargı Yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır.

 

Anayasanın Bağlayıcılığı ve Üstünlüğünü hakkında da; Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır. Kanunlar Anayasaya aykırı olamaz. Hükmü ile kesin olarak belirlemiştir.

Anayasanın 101.Maddesi: Yürütmenin başında yer alan Cumhurbaşkanın nitelikleri ve tarafsızlığı içinde, kırk yaşını doldurmuş ve yüksek öğrenim yapmış, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri veya bu niteliklere ve milletvekili seçilme yeterliğine sahip Türk vatandaşları arasından, halk tarafından seçilir. Cumhurbaşkanının görev süresi beş yıldır. Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir. Cumhurbaşkanlığına Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri içinden veya Meclis dışından aday gösterilebilmesi yirmi milletvekilinin yazılı teklifi ile mümkündür. Ayrıca, en son yapılan milletvekili genel seçimlerinde geçerli oylar toplamı birlikte hesaplandığında yüzde onu geçen siyasî partiler ortak aday gösterebilir. Cumhurbaşkanı seçilenin, varsa partisi ile ilişiği kesilir ve Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliği sona erer.

102. Madde Cumhurbaşkanlığı Seçimin nasıl yapılacağı, 103. Madde Andiçmesini ile Görev ve yetkileri tanımlandığı 104. Madde göre de:Cumhurbaşkanı Devletin başıdır. Bu sıfatla Türkiye Cumhuriyetini ve Türk Milletinin birliğini temsil eder; Anayasanın uygulanmasını, Devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetir.

Bu amaçlarla Anayasanın ilgili maddelerinde gösterilen şartlara uyarak yapacağı görev ve kullanacağı yetkiler şu şekilde sıralanmışdır:

A)   Yasama ile ilgili olanlar: Gerekli gördüğü takdirde, yasama yılının ilk günü Türkiye Büyük Millet Meclisinde açılış konuşmasını yapmak, Türkiye Büyük Millet Meclisini gerektiğinde toplantıya çağırmak, Kanunları yayımlamak, Kanunları tekrar görüşülmek üzere Türkiye Büyük Millet Meclisine geri göndermek, Anayasa değişikliklerine ilişkin kanunları gerekli gördüğü takdirde halkoyuna sunmak, Kanunların, kanun hükmündeki kararnamelerin, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün, tümünün veya belirli hükümlerinin Anayasaya şekil veya esas bakımından aykırı oldukları gerekçesi ile Anayasa Mahkemesinde iptal davası açmak,  Türkiye Büyük Millet Meclisi seçimlerinin yenilenmesine karar vermek,

B)   Yürütme alanına ilişkin olanlar: Başbakanı atamak ve istifasını kabul etmek, Başbakanın teklifi üzerine bakanları atamak ve görevlerine son vermek, Gerekli gördüğü hallerde Bakanlar Kuruluna başkanlık etmek veya Bakanlar Kurulunu başkanlığı altında toplantıya çağırmak, Yabancı devletlere Türk Devletinin temsilcilerini göndermek, Türkiye Cumhuriyetine gönderilecek yabancı devlet temsilcilerini kabul etmek, Milletlerarası andlaşmaları onaylamak ve yayımlamak, Türkiye Büyük Millet Meclisi adına Türk Silahlı Kuvvetlerinin Başkomutanlığını temsil etmek, Türk Silahlı Kuvvetlerinin kullanılmasına karar vermek, Genelkurmay Başkanını atamak,  Millî Güvenlik Kurulunu toplantıya çağırmak, Millî Güvenlik Kuruluna Başkanlık etmek, Başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu kararıyla sıkıyönetim veya olağanüstü hal ilân etmek ve kanun hükmünde kararname çıkarmak, Kararnameleri imzalamak, Sürekli hastalık, sakatlık ve kocama sebebi ile belirli kişilerin cezalarını hafifletmek veya kaldırmak, Devlet Denetleme Kurulunun üyelerini ve Başkanını atamak, Devlet Denetleme Kuruluna inceleme, araştırma ve denetleme yaptırtmak, Yükseköğretim Kurulu üyelerini seçmek, Üniversite rektörlerini seçmek,

C)   Yargı ile ilgili olanlar: Anayasa Mahkemesi üyelerini, Danıştay üyelerinin dörtte birini, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıvekilini, Askerî Yargıtay üyelerini, Askerî Yüksek İdare Mahkemesi üyelerini, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyelerini seçmek. Cumhurbaşkanı, ayrıca Anayasada ve kanunlarda verilen seçme ve atama görevleri ile diğer görevleri yerine getirir ve yetkileri kullanır.

 105. Madde Sorumluluk ve sorumsuzluk hali için: Cumhurbaşkanının, Anayasa ve diğer kanunlarda Başbakan ve ilgili bakanın imzalarına gerek olmaksızın tek başına yapabileceği belirtilen işlemleri dışındaki bütün kararları, Başbakan ve ilgili bakanlarca imzalanır; bu kararlardan Başbakan ve ilgili bakan sorumludur. Cumhurbaşkanının resen imzaladığı kararlar ve emirler aleyhine Anayasa Mahkemesi dahil, yargı mercilerine başvurulamaz. Cumhurbaşkanı, vatana ihanetten dolayı, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının en az üçte birinin teklifi üzerine, üye tamsayısının en az dörtte üçünün vereceği kararla suçlandırılır.

 2014 deki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin 2007 ve öncesindeki seçime göre sıkıntısının nereden kaynaklandığına bakacak olursak; halk tarafından seçilecek Cumhurbaşkanı ile diğer tarafta mevcut Parlamenter sistem içinde (genelde) çoğunluk partisinin lideri de Başbakan olarak atanmaktadır. Her ikisinin de seçim meydanlarından gelecek ve her ikisi de Yürütme üzerinde söz sahibi olmak isteyecektir. Anayasamız bugünkü hali ile kalırsa yukarıda yer alan 105. Maddeye göre alınacak kararlardan sorumluluğu olmayan Cumhurbaşkanı, buna karşın Sorumluluğu üzerinde taşıyacak olan Başbakan ve Bakanlar. 

 Diğer taraftan 104. Maddeye göre “Cumhurbaşkanı Devletin başı olup, bu sıfatla Türkiye Cumhuriyetini ve Türk Milletinin birliğini temsil eder; Anayasanın uygulanmasını, Devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetir.” Tüm kurumların üstünde bir görevi olduğu ve101. Madde'ye göre de“Cumhurbaşkanı seçilenin, varsa partisi ile ilişiği kesilir ve Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeliği sona erer.” tarafsız ve partiler üstü olmasını işaret etmektedir.

 Burhan Kuzu Hocamızın önerdiği Amerika'daki Başkanlık sistemini (Benimde arzu ettiğim sistem olup ülkemizdeki birçok tartışmanın önünü de keseceğini ve ülkemizin kalkınmasına da fayda sağlayacağına inanmaktayım.) ülkemizde var etmek istiyorsak; öncelikle Anayasamızda aşağıdaki düzenlemeyi yapmamız gerekmektedir.

  • Yasama Yetkisi, Türk Milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisinde olup, bu yetki devredilemez.
  • Yürütme Yetkisi ve Görevi, Cumhurbaşkanı ve Bakanlar (Milletvekili olmayan) tarafından, Anayasaya ve kanunlara uygun olarak kullanılır ve yerine getirilir.
  • Yargı Yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır.

 Yürütmenin başında yer alacak Başkanın veya Cumhurbaşkanın Meclis ve Yargı Kurumlarıyla olan Yönetimsel anlamdaki bağlarının kesmemiz gerekir. Amerika'da Başkanlar yasama ve yargıya müdahale edememektedir. Amerika'nın Başkanı yasa teklifi veremez ve gerektiğinde de mahkemelerce yargılanmaktadırlar. Orada her kurum kendi işini yapmaktadır.

 Amerika'da Partilerin başkan adayları; başkanlık seçimlerden yıllar önce şehir şehir dolaşıp kendilerini seçmene/partililerine tanıtmakta ve partilerinin büyük kongrelerinde seçilerek Başkanlık seçimlerine partilerin adayı olarak katılabilmektedirler.

 Üzüldüğüm asıl nokta ülkemizde Cumhurbaşkanını Halk seçecek denilmesidir. 2007 yılı dahil hep iktidar partilerinin Genel Başkanları Cumhurbaşkanlarını seçmiş ve seçtiklerine de TBMM'deki Milletin Vekillerinden (Seçmiş olurdu) oy vermelerini istemiştir. Cumhurbaşkanı adaylarını hali hazırda Parti Genel Başkanları seçiyor/belirliyor. Milletimiz de Parti Genel Başkanları tarafından seçilen adaylardan (Bugünlerde 3 aday olacağı ön görülmekte) birini 2 ay sonra tercih etmiş olacak. 

 Anayasamıza göre yirmi milletvekilinin yazılı teklifi ile Cumhurbaşkanlığı Adaylığı mümkün. Böyle olunca da Millet, Cumhurbaşkanını seçemez ancak seçilmişler üstünden tercihini yapmış olur.

 Bugünkü Anayasamıza göre “siyasi kimliğini öne çıkararak Cumhurbaşkanlığı yapılır” diyenlerin öncelikle 103. Maddedeki And'a bakmakları ve Anayasasın ruhunu anlamaları gerekmektedir. Anayasamızdaki Hukuk Sistematiğimiz içinde seçilecek Cumhurbaşkanının, Siyasi Yönünü öne çıkararak ülkeyi yönetmek istemesi durumunda, kuvvetler aylığı ilkeleri içindeki “Hukuk Devleti” uygulaması olmaz. Olsa olsa “Başkanın Devleti” uygulaması olur.

 

Bilgin Akbal

Elektrik Yük.Müh.