dore okulları
Malatya
20 Nisan, 2024, Cumartesi
  • DOLAR
    32.50
  • EURO
    34.78
  • ALTIN
    2499.5
  • BIST
    9693.46
  • BTC
    64269.367$

Erken seçime doğru?

19 Mayıs 2016, Perşembe 08:31



Anayasamız 1982 yılından bu yana 18 defa yapılan Değişiklik/Yenilenme çalışmalarıyla 105 maddesinde düzenlemeler yapılmış. Dolayısı ile 1982 Anayasasının toplam 177 maddesinden, 105 maddesi 18 farklı tarihlerde değiştirilerek Yenilemiş bulunmaktayız. Diğer bir deyişle 34 yılda 18 kere Yenilenmiş Anayasa'ya sahibiz.

2001 yılında halk oylamasına gidilmeden, TBMM tarafından partiler arası anlaşmayla 32 maddeyle en kapsamlı değişiklik yapılmış. Diğeri de 2010 yılında Halk oylamasına gidilerek 26 maddede Yenilik yapılmıştır. AkParti iktidarı döneminde 9 değişik tarihte yapılan düzenleme ile toplam Anayasanın 54 maddesinde Yenilik yapılmıştır.

Bugünlerde TBMM'de görüşmeleri yapılan dokunulmazlıklarla ilgili Anayasa Değişikliği/Yenilenmesi çalışmaları da sonuçlanırsa, 19'uncu defa yapılmış olacak. Önümüzde günlerde yine 20'ncisi Partili Cumhurbaşkanlığının yolunu açmak için Haziran ayında Meclisin gündemine getirilmek istendiği de medyada yer almaktadır. Türk tipi Başkanlık sistemine ilişkin değişiklikler ile daha kaçıncılarını da göreceğiz bugünden bilenmez ...

Biz 1982 Anayasamızın 34 yılda toplam 177 maddesinin 105 maddesini yeniden düzenlerken, Amerika Birleşik Devletleri Anayasası yürürlükte olduğu yaklaşık 230 yıllık zaman içinde toplam 27 maddede İlave/Değişiklik yapılmış. Bu 27 maddenin 10 maddesi 225 yıl önce “Haklar Bildirisi” kapsamında düzenlenmiş.

“Haklar Bildirgesi” kapsamında 225 yıl önce yapılan ve bizim açımızdan önem arz eden bazı değişiklikler

1.    Değişiklik DİN, SÖZ VE BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ; TOPLANMA VE BAŞVURU HAKKI;

Kongre, dini bir kuruma ilişkin veya serbest ibadeti yasaklayan; ya da ifade özgürlüğünü, basın özgürlüğünü kısıtlayan; ya da halkın sükûnet içinde toplanma ve şikâyete neden olan bir halin düzeltilmesi için hükümetten talepte bulunma hakkını kısıtlayan herhangi bir yasa yapmayacaktır.

4.      Değişiklik ARAMA VE TUTUKLAMA MÜZEKKERELERİ

Kişilerin, üstlerinin, evlerinin, belgelerinin ve eşyalarının gereksiz aranması ve bunlara el konulmasına karşı bağışıklıkları ihlal edilemeyecek ve bu yetkiyi veren müzekkere mutlaka muhtemel bir nedene dayanacak, yemin ve beyanla desteklenecek, ve özellikle aranacak yeri, tutuklanacak kişi ile el konacak eşyaları belirleyecektir.

6.      Değişiklik ADİL VE TARAFSIZ YARGILANMA HAKKI

Bütün ceza davalarında sanık suçun işlendiği eyalet ve daha önce yasaca saptanacak bölgenin tarafsız bir jürisi tarafından, hızlı ve kamuya açık yargılanmak, suçlamanın türü ve nedeni konusunda bilgi sahibi olmak; kendi aleyhindeki tanıklarla yüzleşmek; kendi lehinde tanıklar sağlamak için tanıkların zorla mahkemeye getirilmesi, ve savunma için bir avukat tutma hakkına sahip olacaktır.

9.   Değişiklik HALKIN SAKLI HAKLARI

Bazı hakların Anayasa'da sıralanmış olması, halkın diğer haklarının reddedilmesi veya küçümsenmesi olarak yorumlanmayacaktır.

En son 27. değişiklik 7 Mayıs 1992'de yapılmış.

27.  Değişiklik KONGRE ÜYELERİNİN MAAŞLARI

Senatörler ve Temsilciler Meclisi üyelerinin maaşlarını değiştirecek olan hiç bir yasa, arada yeni bir Temsilciler seçimi yapılana kadar uygulanamaz.

2007 yılında Meclisimizce yapılan Anayasa değişikliğinin halk oylamasıyla da kabul edilmesi sonucu; 2014 yılında yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonucu 12. Cumhurbaşkanımız halk tarafından seçilmiş oldu.

Cumhurbaşkanı Ağustos 2014 Hükümeti atadıktan sonra yapmış olduğu açıklamada “Sayın Başbakanın Türkiye'nin içişleri ile yakından daha çok ilgilenmesini, kendisinin de daha fazla yurt dışı temaslarında olacağını” belirterek yeni dönemdeki yol haritasını belirlemişti.

7 Haziran 2015 tarihinde 1. Gelen AkParti'nin hükümeti kurmak için yeterli Milletvekili çoğunluğu bulamaması sonucu, 1 Kasım 2015'te yenilen seçimlerde, milletin istikrardan yana eğilim göstermesi ile AkParti tek başına Hükümeti kurma çoğunluğunu elde etti. Ortaya koydukları hükümet programı ve hedefleri doğrultusunda ülkeyi de idare etmekte idi.

Kurulduğu günden bu yana Cumhurbaşkanımız AkParti'nin tartışmasız doğal lideri olmasının yanı sıra atamış olduğu Başbakan, Bakanlar, Milletvekilleri, Belediye Başkanları ile tüm AkPartililer de lideri Cumhurbaşkanımıza sıkı sıkıya bağlılar. Kamuda görev yapan bürokratlar AkParti Hükümetince atanmakta, Meclis çoğunluğu da AkParti'de olduğu için istedikleri kanunları, istedikleri gibi geçirmekte ve uygulamaktalar.

Birden bire AkParti'de ne oldu ki kongreye gitme zarureti ortaya çıktı? Görünen o ki Başbakan'ın yurt dışında bulunduğu temaslarda öne çıkmasıdır. Avrupa Birliği ile yapılan görüşmelerde öne çıkması, Amerika'ya bir toplantı için gitmeyi planlarken görüşme takvimine Başbakanımızın ABD Başkanı da alması, randevu istemesi ve kısa zamanda randevu isteğine olumlu cevap verilmesidir. Kısacası Yurt dışındaki siyasiler tarafından Başbakanımızın fazlaca ilgi gösterilmesi ve ön plana çıkarılmak istenmesidir.

Başbakan'ın Suriyeli sığınmacılarla ile ilgili Avrupa Birliği ile yapmış olduğu toplantılarda varılan mutabakat Cumhurbaşkanımız tarafından kabul görmemiş. Yapılan görüşmeler İki başlılık gibi bir görüntü vermekteydi.

Cumhurbaşkanımız 2002 yılında da Sayın Abdullah Gül'ün Başbakanlığı sırasında yurt dışı temaslarda Parti Genel Başkanı olarak bulunmuş ve hep ön planda olmuştu. Bu son hamle ile Yurt dışına da Türkiye'de lider benim diye mesajını verdi.  Bundan sonra da Türkiye'nin İç ve Dış siyasetinde hep ön planda olmak isteyecektir.

Öyle görülmektedir ki. Mevcut Meclis yapısıyla Cumhurbaşkanımızın arzuladığı Anayasayı yapmak pek mümkün görülmemektedir. Cumhurbaşkanımızın arzu ettiği Türk usulü Başkanlık maddeleri Meclisimizden 330 oyu bularak halkoyuna götürülmesi durumunda bile, halk oylamasından %50 geçmesi de riskli olabilecektir.

Mevcut siyasi duruma bakıldığında, CHP içinde %25 oy oranlarını aşaması sıkıntılara sebep olmaktadır. Kenarda bekleyenler “Bir Şey Yapmalı” diyerek parti içinde öne çıkmak için çalışmalar yapmaktalar. MHP delegelerin kurultay isteklerine karşı Parti yönetiminin isteksiz davranıp, reddetmesi de parti seçmelerinin partiden soğumasına ve uzaklaşmasına sebep olmaktadır. HDP'de geçen sene Halk nezdindeki popülerliğini ülkemizde yaşanan çatışmalardan dolayı ciddi olarak kaybetmiştir. Bugün medyada ve toplumdaki genel kanı yapılacak bir seçimde MHP ve HDP'nin %10 seçim barajının altında kalacağını yönündedir. MHP ve HDP'nin baraj altı kalması durumda AkParti %45 civarında alacağı oy oranı ile Anayasayı TBMM'inde (Halk Oylamasına gerek kalmadan) doğrudan değiştirecek Milletvekili sayısına çok yüksektir.

Bu durumda Cumhurbaşkanımızın önümüzdeki dönemde daha da öne çıkarak Türk Tipi Başkanlık Sisteminin getirilmesi için 2015 başında hedef olarak koyduğu AkParti'ye 400 Milletvekili verilmesi istemini tekrardan gündeme getirerek, ülkemizi kısa bir zamanda Erken Genel Seçime görülme ihtimali çok yüksek gözükmektedir.

Bilgin AKBAL

Elektrik Yük.Müh.