dore okulları
Malatya
26 Nisan, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.56
  • EURO
    34.93
  • ALTIN
    2439.6
  • BIST
    9716.95
  • BTC
    64652.4$

Eski Fotoğrafçılar

05 Ocak 2022, Çarşamba 07:19
Eski Fotoğrafçılar





Fotoğraf makinelerine  film konulduğu..! Futbol maçlarında çekilen fotoğrafların, banyo edilip, kartlara basılmasından sonra, otobüslere verilerek gazetelere ulaştırıldığı, dolayısıyla bu gün oynanan maçın görüntülerinin ertesi gün değil daha sonraki gün yayınlanabildiği, “karanlık oda, agrandizör, banyo, tab, arap” kelimelerinin gündemde olduğu, “maalesef filmler  yanmış” sözünü çok sık duyduğumuz günlerden beri, hem fotoğrafçılık hem de foto muhabirliği yapan bir usta. 85 yıllık bir yaşamın 60 yılını fotoğrafçılık mesleğinde geçiren Yusuf Uğrar, nam-ı diğer Foto Spor. 
           Malatyaspor’un kuruluşundan çok önce başlayan spor muhabirliği görevinde sahaların tozunu yutan, aynı zamanda hem kendi çektiği fotoğrafları, hem de diğer gazetecilerin fotoğraflarını tab ederek karta aktaran ve o günlerden bugüne kalan tek fotoğrafçı Foto Spor, Yusuf Uğrar.
             Madem mesleğin eskilerinden başladık Foto Sümer ile devam edelim. Cemal Gülpınar’a ait olan Foto Sümer, Kışla Caddesinin baş tarafında idi. Cemal usta o zaman büyük coşkularla kutlanan Milli bayramlarımıza katılan öğrencilerin fotoğraflarını çeker ve dükkanın camına asardı. Öğrenciler de camın önüne sıralanır kendi fotoğraflarını arardı. Fotoğraflarda kendini gören öğrenciler o fotoğraflardan birer ikişer yaptırır albümlerinde saklarlardı. Foto Sümer’den 23 Nisan törenlerindeki fotoğrafları almayan çocuk var mıdır acaba?
              Foto Sümer’den aşağı inince Nusret Karadağ ustaya ait Foto Rekor’la karşılaşırdınız. Biraz daha gidince Pazarbaşı manavının yanında  İlhan Evin’e ait Foto Net karşılardı sizi. Daha sonra bu mesleğin eskilerinden bir çok fotoğrafçıyı yetiştiren Nuri ustaya ait Foto Aile gelirdi.
              Kışla Caddesinin karşı sırasında en baştaki fotoğrafçı İzzettin Çakmak yani Foto Yıldız’dı. İzzettin usta nev-i şahsına münhasır bir kişilikti. Dükkanında sık sık delileri özellikle de İzo’yu ağırlar, yedirir, içirir, onların fotoğraflarını çeker, bazen de dükkanının arkasında çilingir sofrası kurar, dostlarını ağırlardı. 
              Daha sonra Hasan Erinan’a ait Foto Işık, daha ilerde, Nuri ustanın rahle-i tedrisinden geçen Abdullah Yapılıkan ustanın Foto Moda adlı fotoğrafçı dükkanı vardı. Abdullah usta sözünü esirgemeyen, açık sözlü biriydi. 
            Bir gün Abdullah ustanın dükkanına bir adam gelir. Eşinin fotoğrafını almaya gelmiştir. Abdullah usta çektiği fotoğrafları çıkarır ve eşinin fotoğrafını seç der ve kendi başka bir işle meşgul olur. Adam fotoğrafı alır ve gider. Eşi fotoğrafa bakınca evde kıyamet kopar, adam karısına benzettiği başka bir kadının fotoğrafını kendi karısının fotoğrafı diye alınca karısından paparayı yemiştir. Ertesi gün fotoğraf elinde Abdullah ustanın karşısına gelir ve sinirli bir ses tonuyla;
                 “Usta bana yanlış fotoğraf vermişsin”
Abdullah usta sesini çıkarmaz. Fakat adam duracak gibi değildir.
                  “Senin yüzünden hanımla kavga ettim, gidip gelmekten yoruldum” Abdullah usta sonunda patlar;
                   “Ula g...vat, sen kırğh yıldır goynuna aldığın arvadını tanımıysın da, bana mı söyleniysin. Ğhağh s...tir.
Zavallı bir papara da Abdullah ustadan yemiştir.
                  Abdullah ustanın talebeleri İsmail Başgel ve Hasan Öncü Foto Moda adıyla, aynı yerde hala mesleğe devam etmektedirler.
                   Foto Kemiksiz’i hepiniz bilirsiniz değil mi? Buranın ilk sahibi Mustafa Naili diye birisidir. Peki “kemiksiz” ismi nereden gelmektedir? Hiç düşündünüz mü?
                   Mustafa Naili bey, sirklerde akrobatlık yapan ve vücudunu şekilden şekile sokabilme yeteneğine sahip sportmen birisidir. İzleyenlerin bir kısmı yahu bu adamda kemik yok ellaham, bir kısmı da yahu bu adam kemiksiz, diyerek Mustafa Naili Bey'e lakap olarak “Kemiksiz Mustafa” ismini uygun görmüşler. Dolayısıyla da dükkanının ismi de “Foto Kemiksiz” olarak kalmıştır.
                  Dalgınlığıyla meşhur, Mehmet Filinte, yani Foto Sabah. 
Mehmet Filinte o kadar dalgınmış ki, müşteri;
                 “ Allahaısmarladık usta” deyip çıkar, kapıyı kapatır, bir süre sonra,
                   “Güle güle” dermiş. Çalışanlar;
                   “Yahu usta müşteri gideli aylar oldu aylar...
                 Daha sonra, Foto İsmet, İsmet Bektaş, Foto Sema Ali Kemal Şahin, dörtyolda şu an ki Waikiki binasının olduğu yerde bulunan Foto Sevim Şefik usta, Foto Yücel Kasım usta, Foto Mehtap Alaattin Karaoğlu, Foto Kamer Abdurrahman ustanın dükkanları gelirdi.
                  Geldik Foto Tuna’ya, çoğunuzun gözlerinin önüne geldiğini tahmin ettiğim Foto Nihat diye bilinen Nihat Tuna. (Foto Tuna)
                Saçsız kafası, hep gülen yüzü ve sürekli omuzunda taşıdığı, büyük bir tas büyüklüğündeki flaşı..! ve kocaman fotoğraf makinesiyle, gerek maçlarda gerek okullarda sık sık gördüğümüz biriydi. 
               Ayrıca bir tek, sürekli uyuklayan, fotoğraf çektirmek için omuzuna vurup uyandırmanız gereken Hasan dayının, Hıdır dayının, ismini bilmediğim, fakat anılarımızda yerleri her zaman var olan, ayaklı ve kocaman makineleriyle hatırladığımız, “Malatya Hatırası” çeken, sulu fotoğrafçıları da anmadan geçmeyelim. Yeni Cami önünde bekleyen bu nostaljik fotoğrafçılar genellikle köyden gelen vatandaşlarımıza ve askerlere hizmet verirlerdi.
                Bir çoğunuzun “aaa,bu benim fotoğrafçımdı” dediğinizi duyuyorum.
                Buralar ya vesikalık fotoğraflar çektirdiğimiz, ya ölmeyecek dostlukları pekiştirmek için eller omuzda gençlik fotoğrafları çektirdiğimiz ya da evlilik gibi mutlu günlerimizi ölümsüzleştirmek için uğradığımız, ama mutlaka uğradığımız  mekanlardı. 
                 Büyük bir çoğunluğu artık aramızda değil maalesef. 
                 Ölenlere rahmet, kalanlara sağlıklı bir ömür diliyorum.
                  Selam olsun Malatya’mın güzel insanlarına..

Fotoğraf: Foto Yıldız İzzettin Çakmak ve İzo