dore okulları
Malatya
26 Nisan, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.56
  • EURO
    34.94
  • ALTIN
    2445.6
  • BIST
    9716.77
  • BTC
    64191.64$

Gonfor yapmak

25 Ocak 2023, Çarşamba 11:41
Gonfor yapmak

         

 

  Bizim gençlik yıllarımızda öyle herkes taksiye binemezdi. Belli insanlar evine taksi çağırır, işine taksiyle giderdi. Taksi durağı arandığı zaman da öyle uzun uzadıya adres tarifi yapılmaz, ben ....falanca, benim eve bir taksi gönderin, demesi yeterli olurdu. Çünkü şehir hem küçüktü, hem de herkes birbirini tanır ve evini bilirdi.
            Altmışlı yıllarda benim hatırladığım, bir tek taksi durağı vardı Malatya'da...
            Eski Belediye binasının yan tarafında, yolun her iki yanına dizilen, 58 model pileymutlar, 56 şevroleler, kadillaklar, vb. gösterişli Amerikan arabaları.
            Daha ticari taksilere, sarı renk zorunluluğu getirilmediği için, tepelerinde de taksi levhası olmadığından renk renk araçlardan oluşan sadece yan tarafındaki sarı siyah damalardan taksi olduğunu ayırdedebildiğiniz, filosuyla Ersan Taksi...
            O zamanki şöförlerin en büyük özelliği "Üçgen oturma" larıydı.
           "Üçgen oturmak" sanıyorum yalnız Malatya'da kullanılan bir tabirdi, mesela buna Elazığ'da "yanpeş" oturmak denirdi. 
            Her neyse bu tabiri yeni yetme çağaların bildiğini sanmıyorum. O dönem yukarda saydığım o devasa arabalara, üçgen oturarak, yirmi kilometre hızı geçmeden, pikabın sesini de açarak, Fahri Özyıldırım'ın "ev süpürür toz eder, alında yürü, salında yürü" türküsüyle, müşterisine "Konfor" yaptıran şöförlere rastlardınız. 
           Şimdi yeni yetme çağaların, bu konfor yapmak da ne menem bir şeydir dediğini duyar gibiyim. Gençler için kısaca anlatayım; 
           O zamanlar çoğu kimsenin arabası yoktu, fakat insanlarda arabaya binme arzusu had safhadaydı, bunun için insanlar bu arzularını, arabanın arka sağına oturup, müzik dinleyerek, iş için değil, sadece zevk için bir şehir turu atarak gidermeye çalışırlardı. Bunun adına da konfor yapma denirdi. 
          Pekiii arabaya bu kocaman pikabı nasıl koymuşlar? 
          Diyen yeni yetme çağaları duyar gibiyim.
          Öööf onu da babanıza sorun o anlatsın.
          Konfor yapmanın olmazsa olmaz kuralları vardı. Bir kere müziksiz konfor yapılmazdı. Hız yirmi kilometreyi geçerse o konfor, konfor sayılmazdı. Şöförün üçgen oturup, müşterisiyle göz teması kurarak sohbet etmesi olmazsa olmazdı, bunu her şöför beceremediği için, 
       -"Yav şöför Mamo çoğh güzel gonfor yaptırıyı" 
diyerek şöför seçimi yapılırdı. 
          Konfor Ersan Taksi önünden başlar, önce mutlaka kanal boyunda bir veya iki tur atılır, oradan bir hastane turu, oradan ver elini vali konağından istasyon ve istasyondan bir "u" dönüşü yapılarak, Sümerbank, Sıtmapınarı, Dörtyol, güzergahları takip edilerek çarşıda son bulurdu. 
           Şöförlere;               
       -"Yahu niye beyle üçgen oturuysunuz"
 denildiğinde         
     -" Ağabeg beyle daha az benzin yağhıyı" derlerdi.
          En iyi üçgen oturan şöför "Gımılı Mehmet" lakaplı şöfördü. Biraz tarama özürlü olduğu için, saçının sol tarafını uzatır ve onu komple alır sağ tarafa yapıştırırdı.
         O kadar üçgen, o kadar yan otururdu ki neredeyse dik üçgen olur, sol tarafı hiç görmez, arabanın solundaki kaldırımdan geçenler de onun yüzünü değil, ancak sırtını görürlerdi.     
        Şöför tarafındaki dış  aynaya hiç ihtiyacı olmazdı, çünkü görmesi imkansızdı, ayna onun için bir aksesuardı, göstermelikti, ona lazım olmazdı. 
        Onun gözü sanki taksimetredeydi. O dönem taksimetreler arabanın sağ ön tarafında  ve dışarıdaydı. 
        Yeni yetme çağalara, taksimetrelerin aracın dışında ve kocaman bir alet olduğunu hatırlattıktan sonra gelelim o günkü şöförlere.
          Ersan taksinin sahibi de olan Gımılı Mehmet, Sinek Nuri, Gabağh Ahmet, Çelem Nevzat, Palolu Zeko, Şibili, Torpağhçı Hacı ve diğerleri. 
          Ölenlere rahmet olsun...
          Bunların hepsinin ortak  özelliği de çok güzel üçgen oturmaları! ve çok güzel gonfor! yaptırmalarıydı...
          Eski bir geleneğimizi ve taksicilerimizi hatırlatmak istedim...
          Selam olsun Malatya'mın güzel insanlarına...

Yorumlar

  • yorum avatar
    mehmet yılmaz
    26-01-2023 11:38

    Atilla bey kaleminize sağlık. Yazılarınızda Malatyamızın o güzel hatıralarını okudukça eskilere gidiyor, o güzel günleri yad ediyoruz. Malatyamızın o güzel insanlarını Allah rahmet eylesin. Malatyamızın kültürünü malatyalı olmayan idareciler yok etmeye devam ediyorlar.

  • yorum avatar
    Adnan sain
    26-01-2023 10:20

    Attila bey o günler geri gelirmi tabiki gelmez ama bizler o güzel günleri yaşadık ne mutlu bizlere selamlar

  • yorum avatar
    MALATYA Kernekli Gürsel TAŞCI
    25-01-2023 18:42

    MALATYAMIN HAS ADAMI ADAM GİBİ ADAM Atilla AĞABEGİM.... biz ne örgendik ne bildiysek bizlere YOL AÇAN bizlere GILAVUZLUK yapan SİZLER vardınız .... gonfor nasıl atılır fiyaka nasıl atılır caka nasıl satılır acı nasıl paylaşılır edep terbiye görgü nedir ..., sizlerden örgendik.... Allah'tan ..., sizler vardınız Sizden aldıklarımızı bizlerde elimizde galanı ile bizleri takip edenlere bırağmaya çalıştık.., çalışıyoruz Allah sizleri var etsin İNŞALLAH Şunu demeden geçemeyecem ( herkesten ÖZÜR dileyerek )siyah beyaz filimlerde kalan HATIRALAR gibi ANILAR gibi bizim o dönemler ..., ÇAGGAL dedikimizlerin bile kendine HAS EDEBİ vardı...., diye düşünüyorum katılan olur olmaz ayrı konu... şimdiki ÇAKALLARA bakınca bizim ÇAKGALLARIMIZI arar hale geldik .... vah vah vah ( küçük bir not düşmek istedim sadece yanlış anlaşılmasın ....) Saygılarımla ABE

  • yorum avatar
    Remziye OMAÇ
    25-01-2023 18:10

    Okurken çocukluğum, gençliğim ,anılarım babamın adını da okuyunca burnumun direği sızladı. Atilla abim babam için çok şık ve modayı takip eden giyim tarzıylada anlatırlar. Rahmetli kıyafetinden taktığı aksesuarları dahi uygun olmadan giymezdi . Arsak Tatlıdil abi bir ansını bana anlattı bende size aktarayım;Nevzat abe çok şık giyinirdi mahallenin biz genç delikanlıları Nevzat abeyi evden çıkarken izler duruşunu, giyimini , arabaya binişini izler hayranlıkla seyrederdik.Bi gün dayımın saatçi dükkanından sun taksinin önüne doğru gelirken Nevzat abeyi gördüm hızlıca yanına doğru yaklaştım acaba bana selam verirmi diye beni görünce “yeğen nasılsın eve girdiysen arabayla bıraksınlar seni “diyince sevinçten ne yapacağımı bilemedim diyor hemen eline sarılıp sağol abe dedim. O günü hayatım boyunca unutmadım. Mahallemin ağır abesi benim hatırımı sormuştu diye hep hatırlarım . Rahmet olsun o güzel insanlara…

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.