dore okulları
Malatya
19 Nisan, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.59
  • EURO
    34.85
  • ALTIN
    2499.9
  • BIST
    9669.88
  • BTC
    64551.35$

Hababam Derneği (1)

18 Haziran 2015, Perşembe 07:53

Öğretmen okul mezunu olan Rıfat Ilgaz bir süre öğretmenlik yaptıktan sonra “Dolmuş” (Yolcu taşıyan araba) dergisinde öyküler yazmaya başlar. Derginin ismine de uygun olsun diye “Stepne” (Yedek Lastik) takma adıyla öykülerini kaleme alır. “Hababam Sınıfı” da, yazdığı öykülerden bir bölümünü birleştirerek 1957 yılında kitaplaştırdığı eseridir.

Bu kitabın ardından 1972 yılında "Hababam Sınıfı Baskında", 1972 yılında "Hababam Sınıfı Uyanıyor (Öykü)", 1975 yılında "Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı " , 1987 yılında "Hababam Sınıfı İcraatın İçinde (roman)" kitapları ile devam etmiş.

1966 yılında oyunlaştırdığı Hababam Sınıfı eseri; Ulvi Uraz Tiyatro Topluluğu ve sonrada 1969 yılında İstanbul Tiyatrosu tarafından sahneye konur. 1974'te ilk filmi çekilen Hababam Sınıfı o güne dek görülmemiş bir başarı gösterir ve altı filmi daha çekilir.

İlk film denemesinde sansüre takılan Hababam Sınıfı, Umur Bugay'ın senaryosuyla sansürden geçerek Ertem Eğilmez'in yönetmenliğinde film yapılmış. Hababam Sınıfı'nın özüne saygı gösterilmeden çevrilmiş bu filmleri içeriği ve tezi bakımından aykırı bulan Rıfat Ilgaz “Ben eğitimi eleştiririm. Kopyacılığı, ezberciliği... Senaryoyu yazanlar ise öğrenci velilerine başlıyorlar çıkışmaya. [...] diye sansürden geçmeyi başaran senaryo eserini, sadece bütün toplumsal eleştirilerden arıtılmış ve sadece eğlencelik bir komedi haline getirilmiştir” diyerek, bu durumdan hoşnut olmadığını çevresine aktarmış.

50 yılı aşkın süredir önceleri dergilerde öyküler halinde başlayan “Hababam Sınıfı” Kitaplaştırıldı, Tiyatrolarda sahnelendi, Sinemalarda gösterildi, şimdi de birçok TV kanalında izlemeye sıkılmadan, büyük bir keyifle tekrar tekrar devam ediyoruz. “Haylaz Talebe – İlgisiz Veli”.

2000 li yılların başlarında Avrupa Birliği ile ilişkilerin gelişmesi sonucu Avrupa Birliğinin Proje fonlarını da kullanarak ekonomik, sosyal, kültürel, eğitim, spor ve sair alanlarda top yekün kalkınma için projeler üretmek maksadı ile 2004 yılında yeniden düzenlenen dernekler kanunu ile birçok sivil toplum örgütü dernek faaliyetlere başlamış. Bu derneklerden bazıları sivil toplum kuruluşlarını da bir araya getirmesinin yanı sıra, üyeleri arasına bürokrasiden, yerel yönetimlerden, üniversitelerden temsilciler ile toplumunda önde gelenlerini de bünyesine katarak siyasiler üzerinde de etki alanı oluşturmak için faaliyetlere başlarlar.

Kanuna göre Sivil toplum Örgütlerinde kurulması zorunlu 3 kurul bulunmaktadır. Bütün kararların alınacağı ve bütçenin yapıldığı tüm üyelerin katıldığı yüksek karar organı olan “Genel Kurul”, Genel Kurulda alınan kararları ve tüzükte yazılı işleri yapmak üzere genel kurul tarafından seçilen “Yönetim Kurulu”, Yönetim Kurulunun yapmış olduğu işlemleri Genel Kurulu adına denetleyen “Denetim Kurulu”ndan oluşmaktadır.

Bazı büyük oluşumlarda kanunda olmamasına karşın Yönetimle ters düşen üyelerin hakları yok olmasın diye, tarafsız üyelerden oluşan “Disiplin Kurulu”, Üye kayıtlarının sağlıklı tutularak genel kurullara şaibe karışmasın diye oluşturulmuş “Sicil Kurulu” ve grubun önde gelenlerinden fikirlerine başvurulmak üzere oluşturulan “Yüksek İstişare Kurulu” bulunmaktadır.

Ulvi amaçları gerçekleştirmek üzere faaliyete başlayan bu yapılar faaliyete başladıklarında çevreden de önemli itibar görür. Fakat bu yapılarda zamanla aynı Hababam Sinıfındaki gibi “Haylaz Talebe” nin yerini “Haylaz Üye” alırken, “İlgisiz Veli” nin yerine de “İlgisiz Kurucu” alır. Ve bu Haylaz Üyeler yapılacak Genel Kurullardaki seçimlerde bir yerlere gelemeyeceklerini anladıklarında öyle oyunlara baş vururlar ki Hababam sınıfındaki sahneler inanın sönük kalır.

Önümüzdeki yazılarımda sivil toplum örgütlerinde yaşanmış olaylardan derlediğim öyküleri sizlerle paylaşmaya çalışacağım.

Bilgin Akbal