Hind's Hall'den Yükselen Sesler

Fransız düşünür ve yazar Roger Garaudy “İslam’ın Vadettikleri” kitabında “Batı yüzyıllar boyunca Müslümanları barbarlıkla, İslam dünyasını ise gerilikle, gericilikle suçladı, suçlamaya da devam ediyor. Batı, İslam ülkelerine karşı Haçlı ruhunu dün olduğu gibi bugün de bazen sinsice, bazen alenen sürdürüyor. Batı, kendi insanını gerek okul gerekse de medya yoluyla alenen İslam düşmanı olarak yetiştiriyor…” diyerek Batının İslam’a ve İslam dünyasına bakışını irdelemektedir.

Bugünlerde tekrar okuduğum bu kitap ve Garaudy’nin İsrail-Siyonizm üzerine yazdığı diğer tüm eserlerinin Filistin ve Gazze olaylarının yankısının şu günlerde öğrenci eylemleriyle başka bir boyuta taşındığı Amerika’ya bakış açımın netleşmesini ve olayları anlamlandırmamı sağladığını söyleyebilirim.

Peki şu günlerde gündemden düşmeyen Amerikan üniversitelerinde neler oluyor ve öğrenciler neden ayaktalar?

Bu sorunun cevabı geçmiş yıllardan getirdiği özgürlükçü tutum ve mirasla ayağa kalkan Columbia üniversitesinde. Üniversite protesto kültürüne sahip bir üniversite olarak bilinmekte. Olaylar geçtiğimiz nisan ayının ortalarında yüzden fazla öğrencinin Gazze’de yaşanan soykırımı protesto ettikleri için kampüse çadır kurup tutuklanmasıyla başladı ve hızla diğer üniversitelere yayıldı.

Öğrenciler, üniversitelerin İsrail'in Gazze'deki saldırılarını destekleyen tüm şirketlerle ve bazı durumlarda bizzat İsrail'le ilişkilerini sonlandırmaları yönünde çağrıda bulunuyordu. Polisin sert müdahalesi ile karşılan öğrenciler geri adım atmadı.

Protesto ve eylemler giderek büyüdü. Üniversite öğrencilerine hocalarından da destek gelmesi üzerine büyük bir direniş kitlesi ile karşı karşıya kalındı. Sonuçta bugün gelinen noktada üniversite eylemleri Avrupa Üniversitelerine taştı. Nasıl ki Amerika’nın en prestijli üniversiteleri protestolara ön ayak olduysa bugünlerde benzer haberler Avrupa’nın en iyi en bilinen üniversitelerinden gelmekte. Viyana, Sorbonne gibi.

Amerika ve Avrupa’dan 7 ekimden bu yana ciddi eylemler gelmeye devam ediyordu zaten. Sanatçılarda bu duyarlılığın bir parçası. Belki de en bilinen isimlerden biri Filistin asıllı ünlü model Bella Hadid. Hadid en son modelliği bıraktığını açıklamıştı. Filistin yanlısı söylemleri ve tutumları olayların en başından beri vardı.

Son günlerde ise yaptığı “Hind’s Hall” şarkısıyla gündeme gelen isim, Filistin’e desteğini her platformda dile getiren Abd’li rapçi Macklemore oldu. Şarkı adını henüz 6 yaşında olmasına rağmen İsrail askerleri tarafından şehit edilen Hind Recep’in hikayesinden alıyor. Şarkının adının verilme nedeni bir grup üniversite öğrencisinin eylemler sırasında Hamilton Hall’e girip binanın adını Hind Hall olarak değiştirmesi. Şarkı eylem yapan öğrencilere ithaf edilmiş aynı zamanda. Onların bu onurlu duruşuna bir selam gönderiyor.

Abd’de öğrencilerin başlattığı küresel intifada dalga dalga yayılmaya devam ediyor. Bu eylemlerin neler doğuracağını zaman gösterecektir. Daha önce de Rachel Corie gibi Amerikalı aktivistler Filistin direnişine destek olmuş ve Rachel işgalci İsrail askerleri tarafından bir buldozerin altında ezilerek can vermişti. Belki de başta Amerikalılar olmak üzere artık Amerikan rüyasından uyanıyoruzdur. Güneş Batı’dan mı doğuyor onu ancak ve ancak Allah bilir. İnsanlığın İslam’ın Vadettiklerine koştuğunu söylemek mümkün şu durumda. Roger Garaudy’ nin hatırlatması ile; Batının yüzyıllardır süren hegemonyası, insanı bir tüketim nesnesi durumuna getiren büyüme biçimi ve kültür modeli artık ve uzun süredir insanlığı yok oluşa sürüklüyor. İnsanlık yüce gayeler edinmezse yok olmanın eşiğindedir. Kim bilir bu yok oluşu büyük bir dirilişe çevirecek olan da belki İslam’dır.
Dünyanın neresinde olursa olsun zulme baş kaldıran ve Filistin’e ses veren vicdan sahibi tüm insanlara selam olsun.

Ve evet “Filistin özgür olana kadar barikatları kapatın”