dore okulları
Malatya
25 Nisan, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.47
  • EURO
    34.97
  • ALTIN
    2435.9
  • BIST
    9716.95
  • BTC
    64547.38$

KARANTİNA GÜNLÜKLERİ

04 Nisan 2020, Cumartesi 20:27

 

 

SESLİ MAKALE 

 

Değerli takipçilerim yeni bir haftaya merhaba derken bugün sizlere diyecek çok sözüm var. Öncelikle virüsten dolayı hayatını kaybeden bütün vatandaşlarımıza Rabbimden rahmet diliyorum. Tez vakitte bu imtihanı geçebilmeyi, başka kayıp vermeden kurtulmayı ümit ediyorum.

İlk sözüm bu kadar ciddi bir tablo ile karşı karşıya olduğumuz şu günlerde dünya çapında pandemi ilan edilmesine rağmen çarşı pazar gezen, misafircilik oynayan, hatta Covid testi pozitif çıkmasına rağmen evinde kendini izole etmeyen insanlara. Ne oluyor acaba? Devlet tatil ilan etmedi arkadaşlar. Durum gördüğümüzden hatta göremediğimizden çok daha vahim. Bütün dünyayı alt üst eden bir musibetle karşı karşıyayız. Ama birkaç gündür duyduklarım gerçekten beni dehşete düşürdü.

‘Virüs bize uğramaz, biz sağlıklı insanlarız' diyenler ikinci sözüm size. İlla hasta olup ölmenize gerek yok. Virüs herkeste aynı etkiyi göstermeyebiliyor bunu artık biliyoruz. Belki bir şekilde virüsle enfekte olacaksınız, hiçbir belirti hissetmeyeceksiniz ama sizin bulaştırdığınız insanlar hasta olacak. Unutmayın enfekte olmuş 1 kişi tam 16 kişiye hastalığı bulaştırıyor. Bu işin bir de kul hakkı boyutu var. Vereceğiniz tüm maddi zararları bir kenara koysanız dahi manevi zararları telafi edebilir misiniz? Lütfen evinizde kalın.

Üçüncü sözüm ‘şu besin koronavirüsü yeniyor, bu ürünü içerseniz virüs size uğramaz' diyen hilekarlara. Henüz virüsle ilgili bilimsel veriler, çalışmalar bile bu kadar sınırlı iken, nasıl bu kadar büyük laflar edebiliyorsunuz?

Ben Korona Savar Besinler başlıklı yazımda bağışıklık sistemini güçlendirecek besinlerden bahsetmiştim. Tüm bu besinlerin tüketimi, maske kullanımı, eldiven kullanımı, doğru el yıkama gibi eylemler sizin bağışıklık sisteminizi güçlendireceğiniz ve virüse karşı tedbir olarak kullanacağınız yöntemlerdir. Ancak ‘hasta olan birini şu besin iyileştirir, bu ürün virüse maruz kalmasını engeller' gibi ifadeleri kimse kullanamaz. Çünkü henüz çok fazla bilimsel yayın, yapılmış yeterli çalışma yok.

Dördüncü sözüm sosyal medyada felaket tellallığı yapan klavye kahramanlarına. Bu millet hiçbir zaman ihtiyacı olana sırtını dönmemiştir. Bugün devletimizin başlatmış olduğu yardım kampanyası takdire şayandır. Adı üstünde ‘bağış' istemeyen zaten yollamaz. Size ne oluyor ki sıcak evinizde istediğinizi yiyip içip bir de üstüne şikayet ederken, garibana gidecek bir kilo bulgura laf atıyorsunuz?

Son sözüm de yardım kolileri hazırlayan kişilere. Hayrda yarışırken olayı gerçek bir yarış ortamına çevirdiniz resmen. ‘Bizim kolilerde şu ürünler var, şu kadar lira' deyip ardından kolide olan ürünle talep ettiğiniz para örtüşmeyince ‘bunlar kolilerin prototipi' diyerek az mı rezil oldunuz?

Bu süreçte bana en garip gelen şeylerden biri insanların kendi evinde oluşundan şikayet edişi. Yahu bir eviniz olduğu için şükredeceğiniz yerde ‘evden durmaktan çok sıkıldık yeter' deyip kendini yollara atanlar… Hiç mi aklınıza gelmez evsiz yurtsuz kalan çocuklar?

Bu kadar şeyden sonra size bu hafta vereceğim öneriler de yine karantina günleri ile ilgili olacak elbette. Koronavirüslü günler bizim için her açıdan büyük imtihan oldu. Belki en fazla israfın yapıldığı, kendimizi korumak adına belki daha fazla bencilleştiğimiz bir imtihan… Bu süreçte çok fazla pişirip, çok fazla yiyip kiloları depoluyoruz maalesef. Fiziksel aktivite konusuna daha evvel değinmiştik. Olabildiğince aktif kalmamız gerektiğini biliyoruz artık. Peki bu süreçte hangi besin ögesinden ne kadar tüketmeliyiz?

Normal bir zamanda tükettiğinizden farkı yok aslında. Tabii ki yeterli ve dengeli bir öğünden bahsediyorum. Türkiye'ye Özgü Beslenme Rehberi'nde önerilen Sağlıklı Yemek Tabağı'na göre her ana öğünde tabağın bir çeyreğini sebzelerden, diğer çeyreği tam tahıl ürünlerinden ve kalan yarısının eşit üç parça halinde meyvelerden, yüksek proteinli gıdalardan (kurubaklagiller, et, yumurta, balık, tavuk, yağlı tohumlar, vb.) ve süt ürünlerinden (süt, yoğurt, ayran, peynir vb.) gelmesi önerilmektedir.

S_2

Yetişkin bir birey için her gün ve her öğünde sebze tüketimi sağlanmalıdır. Günde en az 3 porsiyon sebze, 2 porsiyon meyve tüketilmelidir.

Protein tüketimi de bu süreçte önemlidir. Proteinler kas kütlesine en fazla katkı sağlayan besin ögesi grubudur. Et ve süt ürünleri protein ihtiyacımızı önemli ölçüde karşılar. Oldukça dayanıklı ve besin değeri yüksek bir başka protein kaynağı alternatifi ise kuru baklagillerdir. Yeşil, kırmızı mercimek, nohut, fasulye çeşitleri, barbunya gibi gıdalar her gün tüketilebilirler.

Bunların yanı sıra yeterli su tüketiminin sağlanması gerekmektedir. Su ihtiyacı bireylerin yaşına ve boyuna göre değişir ancak herkes mutlaka günde en az 2 litre su içmelidir.

Yemekler hazırlanırken/pişirilirken mutlaka zeytinyağı tercih edilmelidir.

Son bir önerim de yardım kolisi hazırlayanlara. Hazırladığınız paketlere lütfen et, tavuk, yumurta, süt, kuru fasulye, nohut gibi protein içeriği yüksek ve nispeten biraz daha pahalı olan ürünlerden koyun. Çünkü gerçekten ihtiyacı olan insanlar için nohut almak makarna almaktan daha masraflı.

Sağlıklı haftalar diliyorum.

Diyetisyen İrem ERCAN