Malatya, “sorumsuzlar” sebebiyle, “yok sayıldı”

Kahramanmaraş merkezli “depremlerde” yaklaşık yüzde 70’lik yapı stoğunu kaybeden “Malatya, görülmedi-görülemedi”. 

Şunu açık-seçik ifade edeyim; Malatyalılar “Benim yaram, diğerlerinden daha fazla. Benin acım, onunkinde daha çok…” tarzında bir yarışa girmiyor. 

Sadece durumun “vahametinin tesbiti”nde “adaletsizlik” yapılmasını istemiyor.

AFAD’IN HASAR     LİSTESİ…

Bu “adaletsizliğin”, “bu görülmemenin” sebeplerini, haftalardır yazıp-çiziyoruz…

Hatırlarsanız; “İlk tepkimiz” AFAD’a olmuştu!

Malatya’nın yaralarının hafif (!) görülmesi sebebiyle, yapılan bir liste (!) vardı.

Malatya kamuoyunda büyük “infiale” sebep olan o liste, AFAD tarafından güncellenmişti (!).  

ŞAMPUAN FİRMASI DA GÜNCELLEME YAPTI

Depremler sebebiyle, depremzedelere yardımlar gönderilmeye başlanmıştı.

Bütün Türkiye seferber olmuş, sadece devlet kurumları değil, firmalar bile “yardım kampanyaları” başlattığını açıklamıştı. 

İşte o firmalardan bir “şampuan markası” da, kampanya başlatmış, Kahramanmaraş, Gaziantep ve Hatay’ı listesine dahil etmiş, ancak Malatya’yı o listenin dışında bırakmıştı. 

Ortaya çıkan kamuoyu tepkisi sonucunda, o marka da listesini güncelleyip; Malatya’yı dahil etmek “zorunda” kalmıştı…

TEPKİLER SONRASI MOTAŞ’TA, ULAŞIM ÜCRETSİZ OLDU 

İlk günden beri MOTAŞ’la ilgili haberleri yapıyor ve takip ediyoruz. 

Hayatın normale dönmesiyle ilgili yapılan çalışmalarda, MOTAŞ’ın etkisi büyük olması gerekirken, baktık ki MOTAŞ ulaşım hizmeti “ücretliymiş”. 

“Nedir bu? Belediye kuruluşu depremzededen ücret mi alacak?” Diye tepkiler ortaya çıkınca, MOTAŞ “ücretsiz ulaşım sağlamaya” başladı. 

TRT’NİN MALATYA’YI YOK SAYMASI!..

Malatya ile ilgili “son vukuat”ın müsebbibi, TRT Haber oldu. 

TRT Haber’in “depremle ilgili yayınladığı klipte”, Malatya unutulmuştu!..

Malatya’nın “öksüz” ve “yetimliğini” tesciller nitelikteki bu yayın da, gelen “tepkiler üzerine kaldırıldı”. 

Klip, Malatya’nın da “dahil” edildiği şekilde yeniden yayına alındı.

GELELİM MALATYA’NIN BUGÜNKÜ HALİNE!..

Bildiğiniz gibi, Malatya’da hayatın “normalleşmesiyle” ilgili çalışma yapıldığı yönünde haberler var. 

Birçok yerde esnaf için “geçici işyeri alanı inşaatları” sürüyor. 

İşyerlerinin yoğun olduğu organize sanayi bölgelerinde de, birçok işyeri “şalterlerini kaldırmış”, “ekonomiye katkı sağlamaya” çalışıyor. 

Bir iki hafta önce “MOTAŞ’ın seferlerinin azlığı”yla ilgili bir yazı kaleme almıştık. 

Yaptığımız yayınların “olumlu etki”sini görmedik. 

Bugün halen, işyerlerine gitmeye çalışan insanların, “çevre yolunda beklediklerini” görüyoruz. 

MOTAŞ’ın “sefer sayısı”nda bir artışın olmadığını görüyor ve üzülüyoruz. 

İşe gitmek isteyen vatandaş, minibüslerden “medet” umuyor. 

Minibüsçüler de haklı olarak “Az yolcu var zarar ediyoruz” diyerek, o hatlarda çalışmıyor. 

Sonuçta onlar da depremzede. MOTAŞ ise “kâr veya zarara bakmaksızın” hizmet vermek zorunda. 

Maalesef, MOTAŞ’ın adı (!) kaldı ortada! 

Son olarak MOTAŞ’ın müdürü görevden alındı ama, hala ilerleme yok, her şey yerinde sayıyor. 

MOTAŞ’ın Müdürü Cemal Erkoç, istifa etti. 

Cemal Erkoç’un “kendi isteğiyle mi, yoksa zorla mı istifa ettiği” önümüzdeki günlerde netleşecektir. 

MASKİ, NEREDE?..

Depremzedenin en büyük sıkıntısı olarak “suyu” söyleyebiliriz. 

Büyük bir “afet yaşadığımız” doğru. 

Bütün “su ve kanalizasyon şebekesi”nin çöktüğü de doğru. 

Ancak aradan geçen zaman zarfında bu hatların “tamiri”, “yenilenmesi” ya da başka “hatların” oluşturulması gerekmez miydi? 

Taşıma suyla nereye kadar?.. 

Gerçekten de büyük bir “alandan” ve büyük bir “şebeke hattı”ndan bahsediyoruz.

Buradan Malatya’yı yönetenlere (!) sesleniyorum: Haklısınız büyük bir “alan” ve “büyük bir iş”. 

Ancak sizin de bildiğiniz gibi, sadece MASKİ yok ki bölgede… 

Türkiye’nin dört bir yanından buraya gelen belediye ekipleri var. “İlle de her eve bir hat çekilsin…” demiyoruz. 

Belli başlı yerlere “geçici” de olsa, başka bir “hat” çekilemez miydi?

Ben “sade vatandaş” olarak soruyorum. 

Siz de “işi bilen”, “etkili” ve “yetkili” insanlar olarak, “sorularımın cevabını” verin.

TYP PERSONELİNİN MAAŞI, NEDEN ÖDENMİYOR?..

“Toplum Yararına Programlar; afet, salgın, acil durum dönemlerinde ve diğer mücbir sebeplerde, kamu hizmetlerinin desteklenmesi yoluyla özel politika gerektiren gruplar başta olmak üzere; işsizlerin çalışma alışkanlık ve disiplininden uzaklaşmalarını engellemek ve bu kişilere geçici gelir desteği sağlamak üzere, aktif işgücü hizmetleri kapsamında İŞKUR ile kamu kurum ve kuruluşları işbirliğinde düzenlenen programlardır.”

Yukarıdaki izahatı İŞKUR’un sitesinden aldım. 

Gayet “güzel” açıklıyor.

Afetler olana kadar “TYP”nin ne olduğunu bilmiyordum. 

Depremler sonrası “Malatya’da da TYP uygulaması” yapılıyor. 

Ancak, TYP ile ilgili olarak çok büyük bir “mağduriyet” olduğunu belirtmek isterim. 

Şöyle ki; “TYP ile işe alınan” yüzlerce insan var. 

Şubat ayının 13’ünde işbaşı yaptılar. Şubat ayının 28’ine kadar da çalıştılar. 

Mart ayında da devam ediyorlar. 

İşin mağduriyet olan kısmı, bu insanların “13 Şubat ile 28 Şubat” arasındaki çalışmalarından dolayı almaları gereken “maaşları”, maalesef halen “ödenmemiş”.

Yetkili bir arkadaşımdan aldığım bilgiye göre; TYP personelinin gönderilecek yerini, yani hangi “kurumun” kaç “kontenjanı” olduğunu valilik belirlermiş. 

Her kurum da kendi TYP personelini çalıştırırmış. 

Ancak valilik hem kontenjanı “belirlemiş”, hem de personeli “kendi çalıştırmaya başlamış”. 

Yani şu anda TYP personellerinin tamamının “Valilikte çalıştığı” görünüyor. 

Hal böyle olunca da bir “karışıklık” ortaya çıkıyor. 

Bu uygulama “Vali beyin mi, yoksa İŞKUR İl müdürünün mü bilmem…” ama, bildiğim bir şey varsa; o da biri bu işi “eline-yüzüne bulaştırmış…” olması.
    
Ayrıca devletin kendi kadrolu işçi ve memurunun, “belli bir saati”, “belli bir izin günü” varken, TYP’lilerin “belli bir saati ve belli bir izin günü” de yokmuş. 

Sonuçta bu insanlar da “depremzede” ve ailelerine götürmek istedikleri “iki lokma ekmek” var. 

O iki lokma ekmeği de “gününde” verin.

Selam ve dua ile…
Fiemanillah