dore okulları
Malatya
26 Nisan, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.60
  • EURO
    34.99
  • ALTIN
    2438.2
  • BIST
    9716.95
  • BTC
    64473.67$

Martılar, bir adam ve dostluk 

28 Ekim 2021, Perşembe 14:45
Martılar, bir adam ve dostluk 





Üsküdar sahilinde gezerken Kız Kulesi’nin hemen karşısında martıları kendi elleriyle besleyen bir adama rastladım. 
Martılarla, tıpkı bir kedi ve köpekle konuşur gibi anlaşıyor. 
Çağırıyor,
Kızıyor, 
Bağırıyor,
Seviyor, 
Sohbet ediyor. 
Martılar da kendilerini elleriyle besleyen bu adama bir insan gibi cevap veriyor.
Gel deyince geliyorlar.
Kız Kulesi’nin etrafında bir tur at, öyle gel diyor. Martı da Kız Kulesi’ni bir kerecik tavaf edip adamın elindeki yemi alıp uçuyor. 
Bazen kızıyor, neden gelip yemini almıyorsun, diye… “Anladım, ilerideki gemide bol balık yedin değil mi?” diyor.
Bazen de, üç beş gündür ortalıkta görünmeyen martıya ismiyle sesleniyor, “Nerelere kayboldun İstanbul?” diyor. Her martıya bir isim takmış, hepsini tanıyor. Boğazın derin ve soğuk suları üstünde uçuşan yüzlerce martı arasında kime seslense o geliyor. 
Kısacası, bildiğiniz bir insan gibi ilişki kurmuş martılarla… Her gün geliyor, Üsküdar sahilindeki her zamanki yerine kuruluyor, martıların en sevdiği yemleri avucuna alıp, boğazın bu güzel kuşlarını kendi elleriyle besliyor.
Martılar akıllı kuşlardır. 
Kendilerini besleyen bu adamı çok iyi tanıyorlar. Şeklinden, sesinden, ellerinden… Martılarla adam arasında görünmez, sırlı bir bağ kurulmuş. Bu bağın adı sevgidir. Tabiatta neyi ve kimi severseniz, size kopmaz bağlarla bağlanır. 
Martılar da adamın dostluğuna karşılık veriyor. 
Bir elinde yem bir elinde fotoğraf makinesi… Martı geniş bir kavis çizerek havada süzülüyor, avuç içindeki yeme dalış yapıyor ve yemi kaptığı gibi havalanıyor. Adam da o sırada deklanşöre basıyor. Martı da giderken gak diye bir ses çıkarıyor.  Yani teşekkür ediyor adama… Vefalı dostlar. 
Bir an düşündüm ve derin bir ah çektim. 
İçimden dedim ki, “Öyle insanlar var ki, bu martı kadar olamadılar. Martıdaki vefanın zerresi yok nankör insanlarda…”