dore okulları
Malatya
28 Mart, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.32
  • EURO
    35.13
  • ALTIN
    2299.0
  • BIST
    9057.25
  • BTC
    70727.14$

MASTÖB’de kavgasız kongre istemek hayalden öteye geçemez mi?

29 Haziran 2015, Pazartesi 08:11

Malatya Sivil Toplum Örgütleri Birliği (MASTÖB)'ün kongresi dün yapıldı. İstanbul Wyndham Otel'de gerçekleştirilen kongrede Adil Gevrek yeniden Genel Başkanlık görevine seçildi. Bugün kongreyle ilgili olarak izlenimlerimi paylaşmak istiyorum sizlerle.

İnsanların birbirlerine hoşgörüyle yaklaşması gereken, tahammülü ve saygıyı elden bırakmaması lazım gelen Ramazan-ı Şerif ayında gerçekleştirilen bu kongre, maalesef yine kavga ve sataşmalarla geçti. Bu kongreye insanların birbirlerine bilenmiş olarak geldiğini gördüm maalesef.

Birbirine öfkeli olan ve sivil toplum örgütü lideri sıfatı taşıyan bu kişiler birbirlerine patlamak için mazeret arıyorlardı sanki. Her geçen dakika da tahammül sınırlarının zorlandığına şahit oldum. MASTÖB'ün faaliyet(!) raporu okunduğu sırada söz hakkı tanınan Erkan Ulukaya, okunan raporun faaliyet değil yeme-içme raporu olduğunu belirtti. Aslında sözlerinde haklılık payı da hayli yüksekti. Sadece üslupla ilgili bir itirazım olabilir.

YEREL TELEVİZYON KANALINA VERDİĞİM DEMEÇ AKLIMA GELDİ

Bu olaylar yaşanırken, geçtiğimiz günlerde Green Park Otel'de MASTÖB Genel Başkan Adayı Hasan Özbey'in iftarına katıldığım günü düşündüm. Malatya'da yerel yayın yapan bir televizyonun muhabiri, MASTÖB hakkındaki görüşlerimi sormuştu. Uzatılan mikrofona, “2009 yılından bu yana MASTÖB'ü izliyorum. O günden bu güne kadar MASTÖB'deki gelişmeleri anlayamadım. Bir gazeteci olarak, “MASTÖB nedir ya da ne değildir” diye soruşturduğumda daima bana şu cevap veriliyordu: “Kısa adı MASTÖB olan Malatya Sivil Toplum Örgütleri Birliği'nin iki önemli görevi vardır. Birincisi; Avrupa Birliği hibe fonlarından istifade etmek, diğeri ise dernekler arasında koordinasyonu sağlamaktır." Fakat ben MASTÖB'de bu iki madde hususunda herhangi bir faaliyete rastlamadım.” ifadelerini kullanmıştım. Mikrofonu uzatan muhabir, “Peki MASTÖB faydalı konuma getirilebilir mi?” diye sorduğunda cevabım şuydu: “Tabi ki mümkündür. Ama bu bütün ilçelerimizden ehliyet ve liyakat sahibi insanların yönetime gelmesiyle olabilir. Eş, dost, ahbap-çavuş ilişkileri bir kenara bırakılmalıdır. Fayda sağlayacak kişilerin bu çatı altında toplanmasıyla bu mümkün olabilir.”

NURETTİN UĞUR'UN KONUŞMASI, DANANIN KUYRUĞUNUN KOPTUĞU AN OLDU

Erkan Ulukaya'dan sonra söz alan ve geçtiğimiz dönem MASTÖB'de Emlaktan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı olan Nurettin Uğur, “Ben yalancı değilim” babında sözlerle konuşmasını yaptı. Bu sözleri defalarca yineleyen Uğur, Malatya'ya 21 Milyon liralık yatırım yaptığını vurguluyor ve elindeki beş veya altı tane dosyayla konuşmasını destekliyordu. Dosyaları inceleme fırsatım olmadı, ama söylediklerinin gerçeklik payı varsa, büyük bir yatırım olduğunu söyleyebilirim. Nurettin Uğur bu müdafaayı yaparken, Malatya bürokrasisinin de orada hazır bulunmasını çok isterdim. Çünkü söylenilen rakam gerçekten de çok büyük bir rakamdır. “Malatya'da konuk evi yaptık” diyerek övünen(!) MİAD Başkanı sayın Yunus Akdaş, “Orada bulunanlar arasında 21 Milyonluk yatırımın ne demek olduğunu açıklayabilecek en iyi kişiydi” diyebiliriz. Keşke bu minvalde bir açıklama gelseydi.

MALATYALILARI BİRLEŞTİRMESİ GEREKENLERİN YAPTIĞI AYRIŞTIRMA SÖZCÜKLERİ DİKKATİMİZDEN KAÇMADI

Yapılan kongrede CHP İstanbul Milletvekili Gülay Yedekçi "Biz İsmet İnönü ve Atatürk'ün torunlarıyız” sözlerini(!) etti. İnanın çok üzüldüm. Bu sözlere üzülmekle birlikte Hasan Özbey'in verdiği iftardaki bir konuşma da aklıma geldi. MHP İstanbul Milletvekili Arzu Erdem "Ne mutlu Türküm" diyene, diyerek Türk olmayanları ötekileştirmişti. Malatyalıların iki tane organizasyonu ve ikisinde de ayrıştırmalara sebep olacak vekil sözleri vardı. Hassasiyeti olanlar elbette çok üzülmüştür. Niye insanları ayrıştırdıklarını, niye birlik ve beraberlik mesajları vermediklerini anlayabilmiş değilim. Hem de MASTÖB gibi bir birliğin organizasyonunda birlikten ziyade bölünme dile getiriliyordu. İsmet İnönü'den, Atatürk'ten ve Türklük'ten bahsedilirken birileri de çıkıp “Neden Özal'dan bahsetmiyorsunuz?” diyebilirdi. Neden insanlar ayrıştırılmaya çalışılır? Ayrıştırma derken Hasan Özbey'in kongredeki konuşmasına da dikkat çekmek istiyorum. Özbey yaptığı konuşmada, ayrımcılığı yapmıyormuş gibi görünerek ayrımcılığın büyüğüne imza attı. İşte Özbey'in konuşmasından birkaç bölüm: “Maalesef 6 ayda bir kongre yapıyoruz. Özellikle Alevi kardeşlerim çok üzülüyorlar bu duruma. Küçük adımlarla yol alıyoruz. Malatyamız parçalanıyor. Kavga olmadan, gruplaşma olmadan yürümemiz lazım. Şu anda bir tane vekilimiz var. Seçim zamanı bir sürü milletvekili görürdük burada. Ben bütün alevi kardeşlerimle birlikte seçimin iptal edilmesini istiyorum. Çünkü 600 tane üyemiz var. Ama 60 tanesi burada. Hayallerle yürümeye çalışıyoruz. Bu hayaller bizi bir yere götüremeyecektir. Bizim birliğimizi bozdular. Bugün bir Malatyalı olarak geldim buraya. 60 tane dernek başkanı burada ben seçimin iptal edilmesini istiyorum. Adil Başkan'a da iki koltuk fazladır. Hem Yeni Malatyaspor'un başkanlığı'nı yapıyor hem de MASTÖB'ün. İkisini birden kaldıramaz. Bunu kaldıramayacağını kendisi de biliyor. Kurumsal bir başkan istiyorum” Hasan beyin sözünün bir yerinde “Aleviler ötekileştiriliyor” cümlesinin geçiyor olması ciddi ve tehlikeli bir siyasetin işaretidir.

ORTAK PAYDAMIZ MALATYA'DIR

Hasan beyin alevileri temsil edermiş gibi bir havası ve bu havası sebebiyle de seçimin iptal edilmesini istemesi birlik ve beraberlik adına ne kadar doğruydu? Gerçi Hasan bey daha sonra adaylıktan çekildiğini açıkladı ama ne fayda. İnsanları Alevi veya Sünni diye ayırmak gibi bir gaflete düşmüş oldu.

Ben burada çiçeği burnunda iki vekile ve Hasan beye seslenmek istiyorum: Ortak paydamız ne Atatürk, ne İnönü, ne Özal, ne Türklük, ne de Alevilik'tir. Ortak paydamız Malatya ve Türkiye'dir. Bu hususu nazarı itibara alırsanız, siyasetiniz daha meşru olur.

BİLGİN AKBAL'IN TESPİTİ…

Bu arada MASTÖB kongrelerinin renkli siması Bilgin Akbal da bir konuşma yaptı. Konuşmasında MASTÖB'ün kuruluş amacı olan birleştirici ve çatı kuruluş olma iddiası sebebiyle, sürekli eleştirilerin odağında olduğunu belirtti. Birlik ve beraberliğin tesisi için sürekli mücadele ettiklerinin altını çizen Bilgin Akbal'ın dünya literatürüne girmiş bir Napolyon hikayesini anlatması ise salondakilere tebessüm yaşattı. İşte Bilgin Akbal'ın meşhur hikayesi: Napolyon İspanya'yı işgal eder. İşgalin ardından İspanya Kralı Napolyon'a hitaben "Sen para için savaşıyorsun. Biz ise şerefimiz için savaşıyoruz" diye haykırır. Napolyon cevap verir : "Herkes kendisinde olmayan şey için savaşır."

ADİL GEVREK'İN KONUŞMASI…

Hakarete varan eleştirilerin odağında olan ve faaliyet raporuyla ilgili “Yeme-içme raporu” sözüne cevap vermesi gereken Başkan Adil Gevrek'in konuşmasına da dikkat çekmek isterim: “Başta sayın vekilimden ve herkesten özür diliyorum. Maalesef yaşanmaması gereken olaylar yaşandı bugün. Tabii ki hatalar vardır. Tabii ki eleştiriler olacaktır. Ama maalesef hakarete varacak sözler söylendi burada. “MASTÖB ne yaptı ne etti?” dediler. Biz birliği ve beraberliği sağladık. Ahmet Karaaslan, Celal Karahan, Bekir Alyüz, Hikmet Tanrıverdi başkanlarıma ve yönetim kurullarına teşekkür ediyor MASTÖB'e yaptıkları hizmetler için. Ben yaklaşık 5 senedir MASTÖB'deyim. Bekir başkanımın ve Celal başkanımın zamanında da görev yaptım. Unkapanı'nda üç-beş sandalyeli bir yerde toplantılarımızı yapıyorduk. Şimdi ise 1 buçuk trilyonluk bir mülkümüz var. Bu yeri aldığımızda MASTÖB'e büyük bir yatırım yapmış olduk. Şu anda Meclis'te 21 tane milletvekilimiz var. MİAD, MEV ve MADEF gibi kuruluşlarımızın başkanlarıyla el birliğiyle 21 milletvekilini Meclis'e gönderdik. Tekrar etmek istiyorum. MASTÖB'ün hataları olmuştur. Bundan önce de olmuştur bundan sonra da olacaktır. Ancak biz hataları en aza indirmek için çalışıyoruz. Eleştiriler elbette olacak. Bu eleştiriler yapıcı eleştiriler olmalıdır. Yıkıcı eleştiriler olmamalıdır. Bölücü, parçalayacı eleştiriler olmamalıdır. Gördüğünüz gibi bugünkü eleştiriler yıkmak içindi. Sanki rövanş almak için yarışılıyordu. Rövanşı almak için yarışılmaz, hizmet yapmak için yarışılır. Birliğimiz ve beraberliğimizi sağlamak için çalışmalıyız. Eğer doğru işler yapılıyorsa, bunu herkes görmeli. 3-5 kişinin eleştirisiyle MASTÖB yıkılmayacaktır. Ayrım yapmadan, Türküyle, Kürdüyle, Alevisiyle, sünnisiyle hem Malatya'yı hem de Türkiye'yi geliştirmek ve büyütmek için çalışacağız. Sivil toplum örgütü olarak siyasilerimize desteğimizi veriyoruz. Karşılığında da Malatya'ya ve ülkemize hizmet etmelerini bekliyoruz.”

BUNDAN SONRAKİ KONGRELERE ÖRNEK OLMAZ İNŞALLAH…

Sayın Adil Gevrek'i böylesine toparlayıcı bir konuşma yaptığı için tebrik ediyorum. Bu konuşmada tek bir eksik vardı. O da faaliyet raporuna yapılan yakıştırmaya cevap vermemesidir. Bir kongre daha kavgayla gürültüyle bitti. Bu kongrenin bundan sonraki kongrelere örnek teşkil etmemesi ve hayırlara vesile olmasını diliyorum. Allah bu millete ayrılığı, gayrılığı göstermesin.