dore okulları
Malatya
24 Nisan, 2024, Çarşamba
  • DOLAR
    32.52
  • EURO
    34.78
  • ALTIN
    2419.3
  • BIST
    9669.67
  • BTC
    66602.83$

MUCİZE BESİN: ANNE SÜTÜ

07 Mart 2020, Cumartesi 21:22

 

SESLİ MAKALE 

 

Sevgili takipçilerim hepinizi saygı ve sevgi ile selamlayarak bu haftaki konuma geçiyorum.

İnsanlar her zaman en sağlıklı olan, en kısa yoldan zayıflatan ya da en zengin içeriğe sahip olan besinin yani mucize besinin peşinde. Biz de insanlara beslenme eğitimi verirken mucize bir besinin olmadığını söylüyoruz. Bir istisna hariç; anne sütü. Bu hafta sizlere anne sütünden bahsedeceğim. Bu aslında birkaç sayfa ile sınırlandıramayacağım, bir haftada anlatamayacağım bir konu ancak sizler için olabildiğince anlaşılır ve özet olarak bir şeyler yazmaya çalışacağım.

Anne sütü nerdeyse bebek anne rahmine düştüğü andan itibaren vücutta üretilmeye başlanır. Tüm vücut bebeğin ihtiyacına göre çeşitli değişimlere gider. Bebek doğduğu andan itibaren özellikle ilk bir saatte emzirmek çok önemli. Kolostrum dediğimiz ilk süt yeni bir dünyaya göz açan bebeği korumak için bir sürü vitamin ve mineral içeriyor. Kolostrum kendi başına bir mucize olmasının yanı sıra şöyle de bir şey var. Her annenin sütü kendi bebeğinin ihtiyaçlarını karşılayacak bir özelliğe sahip. Diyelim ki bebek prematüre doğdu; sütün içeriği ona göre şekilleniyor. İçindeki antioksidanlar, mineraller o oranda artıyor. Bebek doğar doğmaz ilk süt çok önemli olduğu gibi bazı yörelerde adet olarak bebek doğunca ağzına başka besinler verilebiliyor. Maalesef bu asla yapılmaması gereken bir şey. Unutmayın ki, bebeğinize verdiğiniz her besin, ağzına dokundursanız dahi, bebeğin mineral emilimini azaltıyor.

Anne sütü öyle bir mucize ki, o bebeğin 6 aya kadar olan tüm vitamin, mineral, protein, karbonhidrat… Aklınıza gelecek hatta gelemeyecek tüm besin gereksinimlerini karşılıyor. Hatta emzirme sırasında da şöyle bir mucize var. Bebek emerken ilk gelen süt biraz daha renksiz, sıvı haldedir çünkü ilk gelen kısım bebeğin olası hipoglisemi riskine karşı daha fazla şeker içerir. Bebek emmeye devam ettikçe sonlara doğru gelen sütün yağ oranı artar. Çünkü bu yağ tokluk sağlayacaktır. Yani tüm süreç bebeğin zarar görmesine, aç kalmasına engel olacak şekilde işler.

Anne sütünün sadece bebeği doyurmakla kalmayıp aynı zamanda onu birçok hastalıktan koruduğu, duyusal ve bilişsel gelişimini desteklediği, bebek ölümlerini azalttığı, çocukluk ve yetişkinlik çağı obezitesinden koruduğu ayrıca unutulmamalıdır.

Sadece bebek için değil elbette anne için de sayılamayacak maddi manevi faydası vardır. Emzirme,  doğumdan sonra annenin hızlı bir şekilde iyileşmesine olanak sağlar, ayrıca yumurtalık ve meme kanseri riskini azaltır, annenin gebelik öncesi kilosuna dönmesini kolaylaştırır ve doğum sonrası psikolojik olarak toparlanma süresini azaltır. Emzirme, anne ile bebek arasında duygusal bağlanmayı oluşturan en önemli eylemdir diyebiliriz. Süt emerken huzura kavuşan bebek annesinin kalp atışlarını dinlerken anneden ve bebekten salgılanan oksitosin, serotonin gibi hormonlar ikisi arasındaki o mucize bağlanmayı oluşturur. Tabii babalara da bir çift sözüm var, bu bağlanma hormonları Aşkın Biyokimyası yazımda da anlattığım üzere dokunmayla, sarılmayla salgılanan hormonlardır. Özellikle bebeğinizle yapacağınız ten teması bağlılığı artırıp bebeğinizin daha mutlu ve huzurlu olmasına olanak sağlayacaktır. Lütfen sık sık onu göğsünüze yatırıp kalp atışlarınızı dinletin :)

Anne sütüne yüce kitabımızda da yer verilmekte ve Bakara suresi 233. ayette ‘Emzirmeyi tamamlamak isteyen için analar çocuklarını tam iki yıl emzirirler. Onların normal ölçülerde yiyecek ve giyeceklerini sağlamak da çocuk kendisi için doğurulanın (babanın) borcudur. Hiç kimse gücünü aşan bir şeyle yükümlü kılınamaz' buyrulmaktadır. Bugün Dünya Sağlık Örgütü de annelerin 2 yaşına kadar bebeklerini emzirmelerini önerir. Tabii ki ilk 6 ay sadece anne sütü ile 6. aydan itibaren ek besine başlamak suretiyle.

Sevgili anneler ve babalar, unutmayın ki hiçbir besin bebeğinizi anne sütünden daha fazla besleyemez bu yüzden siz yerken, canı çeker yavrucağın deyip bebeklerinizin ağzına bir şeyler vermeyin. Bu ona yarardan çok zarar sağlayacaktır. Vitamin, mineral emilimi azalacağı için farklı hastalıklar çıkabilir ya da yemeye alışan çocuk daha fazla isteyerek obez olma yoluna doğru koşabilir. Tüm bu bilgilere rağmen 2018 Toplum Nüfus Sağlık Araştırması sonuçlarına göre ülkemizde maalesef 6 aydan küçük çocukların %41'i sadece anne sütüyle besleniyor. Yani bir şekilde altı aydan önce bebeklere ek besin veriliyor.

Bu yazıyı yazarken zaruri durumlardan dolayı bebeğine süt veremeyen anneleri de düşündüm tabii ki. Ortada gerçekten çok mecburi bir durum olmadıkça lütfen bebeğinizi süt için zorlayın. Yani doktorunuz bebeğinizin süt emmesi için bir engel yok diyorsa, bebeğim süt ememiyor mama ile destek vereyim, açlıktan ölecek çocuk gibi evhamlara kapılmanıza gerek yok. Bazen çok zor olabilir ama ya sabır diyerek mücadelenize devam edin. Yazının başından beri belirttiğim şekilde anne sütünün hiçbir muadili yok. Olmadığı zaman bebeğinize vereceğiniz hiçbir besin yerini tutamaz. O yüzden ilk altı ay bu mucize hediyeyi iyi değerlendirin ve sonraki süreçte iki yaşına kadar muhakkak bebeğinize süt vermeye devam edin.

Sağlıklı ve mutlu bebekler sağlıklı ve mutlu bir toplum oluşturacaklar. Bu yüzden onları mucize besinden mahrum bırakmayın.

Bol gülücüklü haftalar diliyorum :)

Diyetisyen İrem ERCAN