dore okulları
Malatya
19 Nisan, 2024, Cuma
  • DOLAR
    32.57
  • EURO
    34.62
  • ALTIN
    2526.7
  • BIST
    9524.59
  • BTC
    61002.1$

Sinemalarımız

03 Mart 2022, Perşembe 11:14
Sinemalarımız
  
       
 



"36 kısım tekmili birden... Kirk Douglasın baş rolünü oynadığı... Binlerce figüranın rol aldığı... senenin en büyük filmi Spartaküs... Renkli sinemada duyduk duymadık demeyin "
           Megafondan gelen bu mikrofonik ses Babacana aitti.
           Babacan renkli sinemada teşrifatçı olarak çalışan; fakat gür ve davudi sesi nedeniyle, sırtına afişleri asıp, megafonla mahalle mahalle dolaşıp filmin reklamını yapan biriydi.
              Her sinemanın böyle çığırtkanları vardı. Meşhur Malatyalı Köse de bunlardan biriydi.
              Evet sinemalarımızdan bahsediyorum, bir döneme damga vuran, gençlik yıllarımızın tek eğlencesi olan sinemalarımız .
              Bayramlarda harçlıkları toplayıp, o sinemadan çıkıp, ötekine gittiğimiz günler ve o güzelim sinemaları hatırladım, unutanlar olabilir düşüncesiyle  sizlere de hatırlatayım istedim.
              Gazi İlkokulu bitişiğindeki İstanbul sineması Malatya'nın en eski sinemalarındandır. İstanbul sinemasının mülkiyeti bir dönem Özel İdare' ye aitti. Daha sonra SSK' ya satışı yapıldı. SSK' da sinemayı bir süre kapatıp tadilat yaparak daha modern, kaloriferli bir sinema için kolları sıvadı. Hatta o günlerde İstanbul sineması için bir metre kareye bir koltuk sloganı kullanılıyordu.
           Tadilattan sonra Malatya, renkli sinemadan sonra ikinci kaloriferli sinemasına kavuşuyordu. 
          Tamamen kesme taşlardan yapılan, sinemanın altı çıkış kapısı olduğu söyleniyordu.
             Çıkarılan ihalede renkli sinemayı işletenlerden biri olan Nejat Dirican en yüksek fiatı vererek sinemanın yeni sahibi oluyordu.
              İstanbul sinemasının karşısındaki, şehir sineması o dönemin en güzel ecnebi (yabancı) filmlerinin oynadığı bir sinemaydı. Sinema salonu olarak yapılmadığı için zorlama bir sinema görüntüsü veriyordu. Kalorifer olmadığı için ortada varilden bir soba yanar, soğuk kış günlerinde insanlar etrafında toplanıp üstünü başını, su çekmiş ayakkabılarını, hatta hatta ayakkabılarını  çıkarıp ayaklarını dahi ısıttıkları için sinemanın içi tarifi imkansız bir kokuyla dolardı. Ayrıca yazlık sinemaların devreye girdiği sıcak yaz günlerinde bodrumu ahır olarak kullanıldığı için, bit, pire mebzul miktarda mevcuttu. Bu sebepten sık sık ilaçlama yapıldığı bilinirdi. Malatya'da sinemacılığın duayenlerinden olan Sinemacı Heyri (Hayri) tarafından işletilirdi. Bu sinemada izlediğim Herkül, Dört Dev Adam, Masist, Zorro filmlerini unutmam mümkün değil.
              Yeni Melek sinemasının yeri şu anki emekliler parkının, Fuzuli Caddesi'ne bakan taraftaydı, dönemin daha çok avantür tarzı filmlerini oynatan bir sinemaydı .
              Yılmaz Güney, Orhan Günşıray, Fikret Hakan filmleri kapalı gişe oynar bilet kuyruğunda kavgalar olurdu. Ben küçükken sinemanın bilet kesicisi Aboş dayı, dedemin ahbabı olduğu için sinemanın önünde beni gördüğünde, hemen içeri alır, teşrifatçıya teslim eder, sinemanın en güzel yerine oturttururdu. Hatta 1964 yılındaki depremde ben Yeni Melek sinemasındaydım ve çıkan izdihamda ayakkabımın tekini kaybedip, tek ayakkabıyla eve gittiğimi hatırlıyorum.
               Her nedense renkli sinema hariç diğer sinemalarda bilet alma kuyruğu oluşmaz, herkes harala gürele bilet almaya çalışır, güçlü olan, insanları ezenler biletlerini rahatça alır, diğerleri sinemaya geldiklerine geleceklerine pişman olmuş vaziyette, ya bileti alır filmi seyreder yada evlerinin yolunu tutarlardı.
             Yeni Melek Sineması Türk sinemasının Fetret Dönemi 70' li yıllarda erotik filmler yayınlamaya başladı.
             Kız Enstitüsü karşısındaki, Renkli Sinema dönemin en lüks, kaloriferli, sıgara içmenin yasak olduğu, ancak antrakt sırasında sıgaraya içmeye izin verilen, koltukları ve havalandırması daha modern olan sinemasıydı. 
            Renkli sinemanın en önemli özelliği, hanımların her zaman sinemaya gitmesini sağlamak için, arka koltukların hanımlara ayrılması neticesinde hanımların, "bayanlar matinesi" dışında da sinemaya gitmeye başlamasıydı. Burada genellikle vizyondaki en yeni yabancı filmleri oynar, insanlar kuyruğa girerek biletlerini alır, sigarasız bir ortamda filmlerini izlerlerdi. Buna rağmen aileler daha çok locaları tercih eder, beş nolu loca her zaman Vali Beye ayrılır,  vali gelmezse hatırlı kişilere verilirdi. 
            Ayrıca sıcak yaz günlerinde rahat bir ortamda film izlemek için, yazlık kısmı da hemen yanına yapılmış unutulmaz filmler izlediğimiz harika bir sinemaydı. Ben-Hur, Doktor Jivago, Yavru ile Katip serisi, İyi Kötü Çirkin, Batı yakası hikayesi, On emir, aklıma gelen filmlerden bazıları.
               İbrahim İpekçi, Burhan Kazanç, Nejat Dirican tarafından işletilen sinema, Burhan beyin Ankara'ya gidişi, Nejat beyin de ölümü sonrasında, İbrahim bey tarafından uzun süre işletilmiş, sonra düğün salonu olarak kullanılmış, sonunda yıkılarak bir başka iş koluna dönüştürülmüştür.
               Şark sineması şu anda Yeni Cami arkasında bulunan Pamuk hanın olduğu yerdeydi. Yanlış hatırlamıyorsam, Sinemacı Rıfat veya Kırmızı Rıfat da denen aynı zamanda Pınar sinemasını da işleten Rıfat Barış tarafından işletiliyordu.
              Burası da biraz daha eskimiş Türk filmleri oynatan, perdesi koltuk seviyesinden üç metre yukarıda olduğu için sinema çıkışı herkesin boyun fıtığı!!! olduğu, tuvaletlerindeki idrar kokusunun tüm sinemaya ve insanların üzerine sindiği, enteresan bir mekandı!
               Ankara sineması şu günkü postanenin yan tarafında yer almaktaydı, bu sinema da kalorifersiz, modern sinema görüntüsünden uzak ama sıcacık sinemalarımızdan biriydi. Yusuf ve Hediye Yücebilgin çalıştırırlardı.
                Pınar sineması da hükümetin arkasında yazlık sinemalarımızdan biriydi. Yazlık sinemalar, duvarları beyaz badanayla boyanmış, açık mavi veya pembe renkli  tahta sandalyeleri, arkadaki üç beş locası, rengarenk lambalarının aydınlattığı, kapısında dondurmacıların, mısırcıların bağır çağır satış yaptığı, genelde Fahri Kayahan'ın parçalarının çalındığı o zaman bize çok büyük gelen ama gerçekte çok büyük olmayan ve bugün numune olarak dahi göstereceğimiz bir örneği kalmayan ailece film seyrettiğimiz bahçelerdi.
              Sinemacı Rıfat'ın işlettiği sinema, yaz günlerinin çoluk çocuk tüm Malatyalılar'ın  çekirdeklerini alıp eğlenmeye gittikleri bir mekandı. Maalesef imar rantının artmaya başlamasıyla yazlık sinemalara dolayısıyla da Pınar Sinemasına veda etmek durumunda kaldık.
                Bu anlattığım sinemalardan daha sonra hizmete giren birde Can sinemamız vardı. Yeni Melek sinemasını işleten Hüseyin Yeşil'in işlettiği sinema Postane karşısında Parlak pasaj da bulunmaktaydı .
                Derme ilkokulunun karşı köşesinde şu anda Büyük Çarşı olan yerde Yeni Melek sinemasının yazlık kısmı bulunmaktaydı, bu sinema daha sonra Fuzuli Caddesi'nin ortalarında bir yere taşınmıştır.
                 Bu arada herkesin unuttuğu bir sinemada Can sinemasının biraz yukarısında şu anda Galeria iş merkezinin bulunduğu yerde ki, Ar sinemasıydı. Bu sinemanın sahibi Nevzat ve İsmet Arpacı kardeşlerdi.
                Birgün bu sinemada Kuyu diye çok trajik ve bol ödüllü bir film oynuyordu. Filmi İsmet ağabey ile beraber izliyorduk, bir ara İsmet ağabeyin hıçkırarak ağladığın farkettim ağabey hayırdır diye sorunca:
               -"Bu benim üçüncü izleyişim " demesin mi.
               -"Peki, ilk izleyişinde ne yaptın abi" dedim merakla...
                  Ar sineması da bir yangın nedeniyle aramızdan ayrıldı maalesef.
                 Dönemin en modern mimarili sineması Büyük sinema en son yapılan sinemalarımızdandı. Fuayesiyle, büyüklüğü ve dekoruyla, koltuklarıyla, ses sistemiyle son sistem bir teknolojiyle Malatyalıların hizmetine girmişti.
                 Vanlıoğlu ailesine ait sinemanın yerinde şimdi büyük bir baharatçı bulunuyor.
                 Bütün bu sinemalarımızdan başka Mahfel (Ordu evi ) sineması, Sümerbank sineması ve Sıtmapınarında adını hatırlayamadığım bir sinema...
                  Güle Güle sinemalarım,
                  Başın sağ olsun Malatyam ...
                  Seni de, sinemalarını da unutmayacağım, anılarımda hep yaşayacaksınız ...
                  Selam olsun Malatya'mın güzel insanlarına...