dore okulları
Malatya
20 Nisan, 2024, Cumartesi
  • DOLAR
    32.50
  • EURO
    34.78
  • ALTIN
    2499.5
  • BIST
    9693.46
  • BTC
    64365.184$

Terörle ülkeleri yönetmek!

28 Eylül 2022, Çarşamba 10:20
Terörle ülkeleri yönetmek!

 

 

Dünya'da 208 ülke bulunuyor, bunun yanı sıra 172 adette uluslararası olarak bilinen terör örgütleri var, ayrıca sayısı belli olamayan irili ufaklı terör örgütünün varlığı da biliniyor, yani her ülkede neredeyse 3-5 tane terör örgütü bulunuyor. 

Bu örgütlerin çoğunluğu Arap ülkeleri veya yeraltı kaynakları çok ve zengin olan ülkelerde faaliyetlerini yürütüyor, tabi aklı başında olan herkes bilir ki, bir terör örgütü, bir devletin, bir istihbarat örgütünün desteği olmadan kurulamaz, kurulsa da ömrü çok olmaz.  

Türkiye'de de bir çok örgüt kurula gelmiştir, kimisi sol, kimisi dini, kimisi de milliyetçi örgütlerdir ve hepsinin amacı ortaktır; varolan ortamda ayrımcılık yapmak, ortamı terörize etmek, huzuru bozmak, mevcut hükümete ve yöneticilere olan güveni azaltmak, iç karışıklık çıkarmak. 

Bu örgütler dünya üzerinde 3 veya 4 ülke kurabilecek istihbarat ve lobi gücüne sahiptir, diğer ülkeler de bu örgütleri küçük desteklerle, işlerini kolaylaştırıcı uygulamalarla kendi çıkarları için kullanırlar.

Bilindiği gibi terör saldırılarında önemli olan orada ölecek 3-5 insan veya maddi zarar değildir, bu saldırıdan sonra eylemin konuşulması, köpürtülmesi, kafalarda soru işaretleri oluşturmak, güvensiz bir ortam yaratmak, endişeyi çoğaltmak, korku kültürünü yaygınlaştırmak, devleti ve kurumları aciz göstermektir.

Saldırı yapıldıktan sonra adında özgürlük, çağdaşlık, insan hakları, ezilen halklar gibi ibareler bulunan sivil toplum örgütleri, beraberinde haberciler, kalemşorler, sosyal medyacılarla fısıltı haberleri devreye sokulur.

Konu köpürtüldükçe köpürtülür, günlerce gündemde tutulmaya çalışılır, daha sonra siyasi partilere yönlendirilir, siyasi malzeme olarak kullanılır ve gerekli olursa uluslararası kurum ve kuruluşlar, yargı makamları devreye girer.

Sol örgütler kurulduklarında Türkiye bu örgütleri eski SSCB menşeli solcu, sosyalist, komünist diye tanımlıyordu, bunlar kendilerini orak çekiçli bayraklarla SSCB'ye bağlamak için can atıyordu, kahrolsun kapitalizim, kahrolsun patronlar, işçinin hakkını yiyorlar, kanını emiyorlar söylemleri geliştiriyorlardı.

Ama çok ilginçtir ki, hiçbir patrona bir zararları olmamıştır, hiç bir fabrikaya, şirkete, işadamına, hiç bir saldırıda bulunmamışlardır, ancak ya gece bekçilerini hedef almışlar, ya da kendi gibi düşünmeyen faşist diye nitelendirdikleri garibanlara saldırmışlardır.        

26 Aralık 1991 yılında SSCB dağılmıştır, tüm SSCB ülkeleri, Çin Halk Cumhuriyeti kapitalist sisteme geçmiştir, her nedense bizdeki sol örgütler varlığını bitirmemiştir, sonlandırmamıştır, dünya üzerinde bir tek Küba adlı ülke kalmıştır, o ülke de dışardan bakıldığında 1960’ları yaşayan bir ülke görünümdedir. 

Burada şu soru geliyor insanın aklına; bunları SSCB veya komünistler desteklediyse neden bitmediler; cevabı o kadar açık ki, çünkü bu örgütleri kuranlar emperyalist güç dediğimiz ülkelerden başkası değildi, hangi ülkelerden bahsettiğimi herkes anladı.  

Dini söylemlerle kurulan örgütlere baktığımızda da cihat, şeriat çağrıları yapan bu örgütlerin hiç bir zaman bir gayri müslüme saldırdıklarını göremezsiniz, hiç bir küresel şirketlerin bir şubesine de saldırmazlar, İslam ülkeleri dışında hiçbir saldırıları olmaz, onlarda hep Müslümanları hedef alır.

Şeriat devleti kuracağız dedikleri ülkelere baktığınızda Emperyalist devletlerin küresel şirketleri, tesisleri ve işletmeleri kurduklarını görüyoruz.

Burada da yine aynı sivil güçler devreye giriyor, haberciler, sosyal medyacılar, kalemşorler, sivil toplum kuruluşları ve benzeri kanallarla yapılan saldırılar bir takım olaylarla ilişkilendirilip gündem oluşturuluyor ve uluslararası zeminde o ülkenin eli zayıflatılıyor.

İşte bu şekilde terör örgütleri kurdurulup ülkeleri kan gölüne çevirenlerdir bizim asıl karşımızdaki ülkeler ve güçler. 

Bizim birbirimizle çatışmayı, ayrışmayı bir kenara bırakıp her zaman bu saldırıları kimin yaptırdığını unutmamız gerekiyor.

Unutmayın ki bir yerde bir terör saldırısı yapılıyorsa, yaptıran bu terör örgütünü kuran ve yöneten ülkelerdir.

Köpürtenlerin kim olduğu konusunda kısaca şunu belirtmek gerekir; 1453' ten bu yana birlikte yaşadığımız, 1'inci Dünya Savaşı'ndan sonra cesaretlenip ortaya çıkan, 1918-1920’lerde kurulan gayrimüslüm cemiyetler, diğer cemiyet yanlıları ve onları destekleyenler vardı, Kurtuluş Savaşı'nın sonrasında yaşadıkları yerleri değiştirmişler, birden bire ortadan kaybolmuşlar ve çıkarılan soyadı yasasıyla da Türk ve Müslüman isim ve soy isimlerini almışlardı. 

Bunlar şu an Türk toplumu içerisinde yaşamaktadır ve yeni fırsatları tekrar beklemektedirler. 

Beklerken ötekileştirmek, toplumu ayrıştırmak, toplumu ve kitleleri yönlendirmek için üzerlerine düşeni yapmaktadırlar.   

Onun için çok daha dikkatli olmamız ve daha çok kenetlenmemiz gereken bir dönem yaşıyoruz.

Birbirimize sıkıca sarılacağımız günler diliyorum, saygılarımla.