dore okulları
Malatya
18 Nisan, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.48
  • EURO
    34.76
  • ALTIN
    2489.5
  • BIST
    9514.52
  • BTC
    62247.68$

Ticaret ve sanayi odaları neden önemlidir? 

30 Mart 2018, Cuma 07:19

 

Malatya Ticaret ve Sanayi Odası, önümüzdeki hafta sonu yapacağı seçimle yeni başkan ve meclisini belirleyecek. Önceki seçimlerin aksine bu seçimde mevcut yönetimi seçimle devirme ihtimali olan güçlü bir rakibi var. Hal böyle olunca, seçimlerde bir hayli önem kazanmış oluyor. Normalde muhtar seçimleri kadar dahi gündeme gelmeyen TSO seçimleri; ilk defa Malatya gündeminde önemli bir yer yakalamış durumda. Böyle olmasındaki en büyük sebep; değişim isteyen, genç, dinamik ve eğitimli bir gurubun yönetime talip olması.  

TSO seçimlerinin önemini kavramak ve desteklenecek adayı tespit etmek için bu odaların işlevlerinin ne olduğunu bilmekte fayda var. Üye sayısının fazla olduğu illerde “Ticaret Odası” ve “Sanayi Odası” olarak iki ayrı şekilde örgütlenen odaların tanımı Anayasamızın 135. maddesinde yapılmıştır.  135. madde odaları; “Kamu Kurumu Niteliğinde Meslek Kuruluşu” olarak belirlemiş ve  “Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve üst kuruluşları; belli bir mesleğe mensup olanların müşterek ihtiyaçlarını karşılamak, meslekî faaliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleri ile ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hâkim kılmak üzere meslek disiplini ve ahlâkını korumak maksadı ile kanunla kurulan ve organları kendi üyeleri tarafından kanunda gösterilen usullere göre yargı gözetimi altında, gizli oyla seçilen kamu tüzel kişilikleridir.” şeklinde tanımlamıştır. 

Odaların Görevleri Nelerdir? 

Birbirinden farklı birçok görevi olmakla birlikte odaların önemli bazı görevleri tabi oldukları 5174 Sayılı Kanunda şöyle sıralanmıştır. 

  1. a) Meslek ahlâkını, disiplini ve dayanışmayı korumak ve geliştirmek, ticaret ve sanayinin kamu yararına uygun olarak gelişmesine çalışmak.
  2. b) Ticaret ve sanayiyi ilgilendiren bilgi ve haberleri derleyerek ilgililere ulaştırmak, ilgili kanunlar çerçevesinde resmî makamlarca istenecek bilgileri vermek ve özellikle üyelerinin mesleklerini icrada ihtiyaç duyabilecekleri her çeşit bilgiyi, başvuruları durumunda kendilerine vermek veya bunların elde edilmesini kolaylaştırmak, elektronik ticaret ve internet ağları konusunda üyelerine yol gösterecek girişimlerde bulunmak, bu konularda gerekli alt yapıyı kurmak ve işletmek. 
  3. c) Ticaret ve sanayiye ait her türlü incelemeleri yapmak, bölgeleri içindeki iktisadî, ticarî ve sınaî faaliyetlere ait endeks ve istatistikleri tutmak, başlıca maddelerin piyasa fiyatlarını takip ve kaydetmek ve bunları uygun vasıtalarla yaymak. 
  4. d) Meslek faaliyetlerine ait konularda resmî makamlara teklif, dilek ve başvurularda bulunmak; üyelerinin tamamının veya bir kesiminin meslekî menfaati olduğu takdirde Meclis kararı ile bu üyeleri adına veya kendi adına dava açmak. 
  5. e) Çalışma alanları içindeki ticarî ve sınaî örf, adet ve teamülleri tespit etmek, Bakanlığın onayına sunmak ve ilân etmek.
  6. f) Üyeleri tarafından uyulması zorunlu meslekî karar almak. 
  7. g) Yurt içi ve yurt dışı fuar ve sergilere katılmak.
  8. h) Gerektiğinde 507 sayılı Esnaf ve Küçük Sanatkârlar Kanununun 125 inci maddesinde sayılan mal ve hizmetlerin azamî fiyat tarifelerini, kendi üyeleri için, Bakanlıkça çıkarılacak yönetmeliğe uygun olarak tespit etmek ve onaylamak.

ı) Ticaret mallarının niteliklerinin belirlenmesine yönelik lâboratuvarlar kurmak veya bunlara iştirak etmek, uluslararası kalibrasyon, test ölçme lâboratuvarı kurmak veya iştirak etmek, belgelendirme hizmetleri sunmak,  

  1. i) Milli Eğitim Bakanlığının izin ve denetiminde ticaret ve sanayi ile ilgili kursları açmak, açılan kurslara yardımda bulunmak, yurt içinde ve dışında ihtiyaç duyulan alanlar için öğrenci okutmak ve stajyer bulundurmak; meslekî ve teknik eğitim ve öğretimi geliştirme ve yönlendirme çalışmaları yapmak, 
  2. j) İlgililerin talebi halinde, ticarî ve sınaî ihtilaflarda hakem olmak, tahkim kurulları oluşturmak,

 k) Açılmış veya açılacak olan sergiler, panayırlar, umumi mağazalar, depolar, müzeler ve kütüphanelere katılmak, 

 l) Yetkili bakanlıkça uygun görülen alanlarda sanayi siteleri, endüstri bölgeleri, organize sanayi bölgeleri, teknoloji geliştirme bölgeleri, teknoparklar, teknoloji merkezleri kurmak ve yönetmek; 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu çerçevesinde serbest bölge kurucu ve işleticisi veya işleticisi olmak, antrepo işletmek ve fuar alanları, kongre merkezleri ile ticaret merkezleri kurmak, işletmek veya kurulmuş olanlara iştirak etmek, 

 

Odalarca Düzenlenecek veya Onaylanacak Belgeler  

  1. a) Fatura suretlerinin onayı.
  2. b) Rayiç fiyatların onayı.
  3. c) Ticarî ve sınaî eşya numunelerinin vasıflarının onayı.
  4. d) Bilirkişi ve eksper raporları ile kapasite raporları.
  5. e) Kefaletname ve taahhütnamelerde yazılı imza sahiplerinin odalardaki sicil durumunu gösteren onay ve şerhler.
  6. f) Sınaî ve ticarî mahiyette belgeler.
  7. g) Ticarî kefalet onayları.
  8. h) Tahsis ve sarfiyat belgeleri.

ı) Kalite, yeterlilik ve numune belgeleri. 

  1. j) Yerli malı belgeleri.
  2. k) Kayıtlı üyelerin tatbik imzalarının onayı.
  3. l) Oda mensuplarına ait kayıt ve sicil suretleri ve üye kimlikleri.
  4. m) Ticarî itibar şahadetnamesi mahiyetinde olmamak üzere, üyelerinin gizli olmayan sicilleri hakkında yazılı veya sözlü sorulara cevaplar.
  5. n) 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 22 nci maddesi gereğince verilen iş makineleri tescil belgesi.
  6. o) Mücbir sebep belgeleri.
  7. p) Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi suretleri.
  8. r) Ticaret sicili hizmetleri.
  9. s) Ticarî ve sınaî mahiyette diğer her türlü belge ve bilgiler ile hizmetler.

 

Bu İşleri Yapabilecek Yönetim Var mı? 

Yukarıda yazılı genel bilgiler bilinmeden TSO'nun ne iş yaptığını bilmek ve önemini kavramak mümkün değil. Aklınıza gelen her türlü işin içinde Ticaret ve Sanayi Odası var. Her türlü komisyonlarda görev alan üyeleri var. Şimdi yukarıda yazılı bilgiler ışığında “Malatya TSO'nun mevcut yönetimi bu işlerin kaçta kaçını başarabilir?” diye bir soru sorarsak, herhalde en iyimser kişi bile % 40 demez. Hal böyle olunca mevcut yönetimin değişmesi gerekliliği gün gibi ortaya çıkmış oluyor. Değişim ile ilgili konu hafızalara iyice yerleştiyse devamında sorulması gereken ilk soru, “kim yapabilir?” sorusudur.  

 

Bu İşi Kim Yapabilir? 

Diğer büyükşehirlere baktığımız zaman oda seçimlerinde genellikle gençlerin ön planda olduğunu görüyoruz. Tabi bunun tam aksi olan illerde var. Fakat ilimizde ne hikmetse bu tür durumlarda gençler hep ikinci plana itilir. Malatya'da her türlü seçimde dikkat çekici bir propaganda aracı, rakibi ekarte etmek için belden aşağı vurmaktır. Bu durum genç ya da yaşlı fark etmez. Rakibinizin en ufak bir hatasını bulduğunuz zaman; alakalı/alakasız diye ayırmadan direkt dalarsınız. İşte Malatya TSO seçimleri içinde buna benzer bir durum yaşandı ve medyada yeterince yazılıp çizildi. Doğrusunu söylemek gerekirse bu belden aşağı vuruşlara karşı olan birisiyim. Fakat şunu da belirtmem lazım ki; bu tür bir işe girişiyorsanız, “yumuşak karnınızın” olmaması gerekliliğidir. Şimdi Malatya'daki iki adaya bakınca, “bu işi kim yapar?” sorusuna bir çırpıda cevap vermek oldukça zor. Mevcut Başkan Hasan Hüseyin Erkoç, kimseye zararı olmayan, mülayim, mütebessim ve yapıcı bir kişi. Fakat kimseye bir faydası da yok! TSO Başkanı olarak değil de bir iş adamı olarak baktığınız zaman, oldukça iyi bir profil ama TSO Başkanlığı yapabilecek yetkinlikte değil. Oğuzhan Ata Sadıkoğlu, gelecek vadeden, dil bilen, dünya görmüş vizyon sahibi bir kişilik. Bu durumda ben oy kullanacak olsam; iki şeye bakarım. Birincisi “değişim” ikincisi “liste.” Sahi her iki adayın listesini inceleyen var mı? Erkoç'un listesindeki kişilerin eğitim durumu, yaşları, yabancı dil bilgisi vs. nedir? Sadıkoğlu'nun listesindekilerin durumu nedir? Konuya bu açıdan baktığım zaman; genç, dinamik, eğitimli, vizyon sahibi ve gelecek vadeden listeden yana tavır koyarım. Sandığa gidecek olan kişilerin de ahbap/çavuş ilişkisinden ziyade konuya bu gözle bakmalarında fayda görüyorum. 

 

Siyasi İradenin Dahli… 

Ülkemiz genelinde bu tür meslek odalarının seçimlerinde listeler yarışır. Yani başkan adayından ziyade listede kimlerin olduğu önem kazanır. Bu listeler bazen bir guruptan, bazen bir partiden, bazen bir ideolojik örgütten oluşturulabilir. Bazen sağ veya sol fraksiyon, bazen iktidar yanlıları veya iktidar karşıtları yarışır. İktidarın ya da muhalefetin yarışan adaylar arasındaki birisine destek vermeleri bana oldukça doğal geliyor. Gayet normal karşılıyorum bunu. Fakat Malatya farklı bir siyasi müdahaleden söz ediliyor. İddia o ki, İl Seçim Kuruluna süresi içerisinde sunulan listelerde değişiklik yapılması talebi var ve bu talep ilgili mahkeme tarafından reddedilmiş. Bunun üzerine siyasi erkin devreye girerek adli makamlara baskı yapıp listeyi değiştirmeye yönelik bir müdahalesinin olduğu söyleniyor. Konunun anlaşılması için olayın seyrini yazmakta fayda var. 

Seçim için askı süresi olan 21 Mart 2018 tarihi saat 17.00'dan sonra aidat yatıran toplam 54 üye işyerinin seçimde oy kullanmaması gerektiğinden bahisle, Battalgazi 1. İlçe Seçim Kurulu Başkanlığına yapılan başvuru neticesinde; Seçim Kurulu 21.03.2017 tarihi saat 17.00'den sonra üyelik ücreti yatırıldığının tespit edilmesi nedeniyle, bu kişilerin seçimde oy kullanamayacağına karar veriyor. Bunun üzerine bir üst mercii olan İl Seçim Kuruluna itiraz ediliyor ve bu karar bozuluyor. TSO Başkanı Erkoç, konu ile ilgili yaptığı açıklamada; “21 Mart saat 17.00'dan sonra internet üzerinden aidatını yatıran üyelerimizle ilgili alınan bir karar vardı, yaptığımız itiraz üzerine bu karar bozuldu.” diye açıklama yaptı. İlçe Seçim Kurulu 17.00'den sonra aidat yatırdıkları için oy kullanılamayacağına karar veriyor, TSO “evet 17.00'dan sonra oy kullanıldı” diyor ama İl Seçim Kurulu kararı bozuyor. Bunun nasıl olduğunu anlamak oldukça zor! Şimdi aklıma iki soru geliyor; birincisi, aidatları 17.00'dan sonra kim yatırdı? Üyeler mi yatırdı yoksa başkaları mı onlar adına yatırdı?  İkinci soru askı süresi saat 17.00'da mı sona eriyor, yoksa saat 24.00'da mı? Bu iki sorunun cevabı verilmedikçe bütün kamuoyunun aklında soru işaretleri kalacak ve seçim şaibeli olarak hafızalarda yer edinecektir. 

Şimdi birçok insan İktidar Partisinin bu konuya müdahil olduğunu düşünüyor. Malatya'da iktidar partisinin bu yola tevessül edeceğine ya da Yargının bu tür bir baskıya boyun eğeceğine ihtimal vermemekle beraber Olağanüstü Hal zamanlarında olur mu olur diye de kafamı kemiren bir durum var. Olağanüstü Hal şartlarını öne sürerek bir baskı yapılıyorsa yargıya, işte buna dur demek herkesin boynunun borcudur. Çünkü böylesi bir hareket daha birçok iş için de yapılabilir ki o zaman adaletten bahsetmek mümkün olmaz. Tekraren bu tür bir iddiaya ihtimal vermiyorum. Zira her iki gurupta da İktidara oldukça yakın kişiler var.  

 

Dağdaki Çoban İle Benim Oyum… 

Zamanında oldukça popüler olan bir zavallıya ait hepimizin bildiği bir söz vardır; “dağdaki çoban ile benim oyum hiçbir olur mu?” diye. Duyduğumuz zaman hepimizin irite olduğu bu sözün, TSO seçimleriyle ne alakası var gibi bir soru gelebilir. TSO Seçimleri bütün üyelerin oy kullanıp salt çoğunluğu alanın seçimi kazandığı bir seçim değil bu. 30 ayrı gurup var ve 16 gurupta seçimi kazanan seçimden galip ayrılıyor. Örneğin 800 üyesi olan bir gurupta üyelerin tamamının oyunu almanız halinde mecliste 1 oy kazanmış oluyorsunuz. 20 üyesi olan guruptan 11 oy almanız halinde yine mecliste 1 oyunuz oluyor. Şimdi 800 oy nerede, 11 oy nerede? İşte maalesef durum bu! “Dağdaki çoban ile benim oyum ir olur mu?” sözü adeta ete kemiğe bürünmüş oluyor TSO seçimlerinde. Burada asıl sorun şu; bu guruplara ait listeleri kim hazırlıyor? Tabi ki mevcut yönetim. Yönetim istediği üyeyi istediği guruba aktarabiliyor. Yani bütün muhaliflerinizi birkaç gurupta toplayıp, % 10-15'lik bir oy oranı ile seçimi kazanma ihtimaliniz bile var. Yönetim üyeleri guruplara ayırırken, şirket tüzüklerine göre hareket ediyor. Her üyenin faaliyet alanını şirket tüzüğüne bakarak belirliyor. Bizim ülkemizde her şirket tüzüğüne akla gelen her türlü faaliyeti eklediği için, yönetimin istediği üyeyi istediği gurupta gösterme imkânı doğuyor. Bu şartlar altında iktidarda olmayanın seçimi kazanma ihtimali matematiksel olarak sıfıra düşüyor. Tabi bu oyunu bozmak yine odanın üyelerine düşüyor. Aslına bakarsanız bu tür saçma bir seçim sisteminin değiştirilmesi çok yerinde bir karar olur. Mevcut iktidar bunu ister mi, zannetmiyorum. 

 

Seni Çok Seviyorum Koltuğum!  

Malatya'mızın meşhurları vardır, dünyaca ünlü olan; kayısı gibi, siyasetçilerimiz gibi. Türkiye'ce ünlü meşhurlarımızda vardır; sanatçı, sinemacı, bürokrat, kabadayı gibi. Ha birde ünlü özelliklerimiz var, belki de sadece bir has! Oturduk mu bir makama, bir daha kalkmayı bilmiyoruz mesela! Koltuğumuzu o kadar çooook seviyoruz ki; o koltukta ölmeyi isteyecek kadar bağlanıyoruz ona! Bizdeki bu koltuk sevgisi hiç bitmiyor. Bir makama oturan ölünceye kadar orada kalmak istiyor. Siyasi makamlar öyle, muhtarlıklar öyle, oda başkanlıkları öyle, STK başkanlıkları öyle, hatta kurum müdürlükleri bile öyle! Yasal bir zorunluluk olmadığı sürece ölünceye kadar işgal ettiğimiz makamı kendi malımız gibi zannediyoruz. Öylesine bir sevda ile bağlanıyoruz ki koltuklara, “seni kimseye yar etmem, ölürüm de senden vazgeçmem” diye türküler yakıyoruz makamlarımıza! Sahi etrafınıza bir bakın bakalım, araştırın/sorun bakalım; zirvedeyken makamını terk eden bir tek kişi var mı bu şehirde! Belki birkaç idealist adam çıkar ama onlarda kaideyi bozmaz zannımca. Siyasetçilerimiz sürekli aynı kişiler, yöneticilerimiz sürekli aynı kişiler, STK denilince aklımıza hep aynı kişiler geliyor, Meslek odaları deyince hep aynı yüzleri görüyoruz, sendikalar hakeza… Bir gün birisi çıkıp, “ey insanlar bana bu görevi layık gördüğünüz içim teşekkür ederim fakat ben zirvedeyken bırakıyorum ve yerime de şu adamın seçilmesini istiyorum” derse kıyamet mi kopar acaba? Bir kişi, sadece bir kişi zirvedeyken bıraksa o makamı ne kaybeder? İla nihaye hafızalarda olumlu bir izlenim bırakmaz mı? İşte bu sebeple seçimin olacağı güne kadar Hasan Hüseyin Erkoç'tan bu tür bir davranış bekleyeceğim. Hakikaten Malatya'da bunu yaparsa Erkoç yapar! Belki de bu tür bir davranış ile Malatya tarihinde yeni bir çığır açar… 

 

Selametle… 

Adem İnsanoğlu