dore okulları
Malatya
25 Nisan, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    32.57
  • EURO
    35.01
  • ALTIN
    2423.2
  • BIST
    9722.09
  • BTC
    64096.99$

Toplumsal Maliyet

10 Ekim 2014, Cuma 08:37

Linyit rezervlerimizin % 46‘sını oluşturan Afşin-Elbistan Linyit Havzasında üretilebilecek 4,3 milyar tona yakın linyit bulunmakta ve bu miktarla toplam 9450 MW gücünde termik santrallere karşılık gelmektedir.

2007 yılında EÜAŞ tarafından Afşin ilçesindeki Çöllolar bölgesinde yer alan kömür sahasından kömürün çıkarılıp Afşin'deki Elektrik Üretim B santralına taşınması işi 25 yıllığına özel işletmeye verilmiş. Yüzey toprağının hemen altında yer alan kömür üzerindeki toprak alındıktan sonra, iş makineleriyle kömür kırılarak taşıyıcı bantlara yüklenmekte ve bu taşıyıcı bantlar üzerinden elektrik üretim santraline ulaştırılmaktayken 6 Şubat 2011 tarihlerinde meydana gelen toprak kaymasının sonucu 1 işçi yaşamını yitirmişti. 10 Şubat 2011 İkinci toprak kayması sonucu da 10 işçi kayan toprağın altında kalmış 1 işçinin cenazesi çıkarılmış, 9 kişiye ise hala ulaşılamamıştır. 6 Şubat 2011 yılından beri bu kömür sahası kapalı durmaktadır.

 

Diğer taraftan Soma da ise kömür yer altına inilerek çıkarılmaktadır. Buradan elde edilen kömür Afşin'e göre çok daha zahmetli ve bir çok riskleri de birlikte taşımaktadır.

 

Soma'da 301 madencini hayatını kaybettiği olaydan sonra Meclis tarafından yaşanan riskleri en aza indirmek için yapılan yasa ile de üretim maliyetleri artmış oldu. Maden Sektöründe yer alan firmalar yasa ile gelen ek maliyetler sonucu oluşacak fiyatlarla rekabetçi olamayacaklarını belirterek ocakları kapatarak çalışanlarının iş akitlerini fesh etmiştir. 

 

Yurt dışında kömür kullanılmasının azalması sonucu dış piyasalarda bizim maliyetlerimizin çok altında kömür bulunabilmektedir. 1900 yılların başında dünya birincil enerji %60 civarı ile kömürken bu oran 2000 yılında %25'lerin altına düşmüştür.

 

Maalesef ülkemizde insanı merkezine almayan, bilimsel ve teknolojik altyapıdan uzak, eğitimli işgücü, işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin yeterince almayan işletmelerin maksimum üretim ve kâra odaklanmış maliyet hesapları yapılmaktadır. Çevreye ve canlılara verdiği olumsuz etkiler de göz önüne alındığında bu hesap çok değişmektedir.  

 

Üretim dışı maliyetleri olarak görülen bu maliyetler de hesaba katıldığında toplam maliyetler ortaya çıkmaktadır. Bu üretim dışı maliyetleri 3 grupta inceleyebiliriz.

1)    Devletin yüklendiği gizli maliyetler (sübvansiyonlar v.s.)

2)    CO2 yayılımına bağlı küresel ısınma maliyetleri (seller, su baskınları, kasırgalar gibi beklenmedik doğa olaylarına bağlı hasarlar, tarım ve ormancılıkta yaşanan zararlar)

3)    CO2 dışındaki maddelerin sağlığa ve çevreye verdiği zararların maliyeti (asit yağmurlarından kaynaklanan zarar, hastaneye yatma ve üretkenlik kaybı gibi sağlık sorunlarına bağlı giderler)

 

Kömürün yakıt döngüsü içinde 200 den fazla etkisi bulunmaktadır. Öncelikli etkilerine bakıldığında

·         Atmosfer kirliliğinin insan sağlığı üzerindeki etkileri

·         Mesleki ve İnsan kazaları

·         Atmosferik kirliliğinin malzemeler üzerindeki etkileri

·         Atmosferik kirliliğinin bitkileri üzerindeki etkileri

·         Atmosfer kirliliğinin ormanlar üzerindeki etkileri

·         Atmosfer kirliliğinin tatlı su üzerindeki etkileri

·         Atmosfer kirliliğinin yönetilmeyen ekosistemler üzerindeki etkileri

·         Küresel ısınmanın etkileri

·         Gürültü etkisi

·         Kömür madenciliği yeraltı ve yüzey suyu kalitesi üzerindeki etkileri

·         Kömür madenciliği bina ve inşaata etkileri

 

Gelişmiş toplumlarda yatırımların maliyetlerinin hesaplanmasında tesislerin kuruluşundan başlayarak yapılan tüm yatırımlar, çalışma süresindeki işletme giderlerine ve tesis ömrünü tamamladığından kurulu bulunan alanın temizlenmesi (atıkların bertaraf edilmesini) sürecini de kapsayan harcamalara ilave olarak da tesislerin çevre ve insan sağlılığına etkileri sonucu çıkacak (üretim dışı) maliyetlerde hesaba katılarak maliyetler hesaplanmaktadır.

 

ABD de yapılan hesaplamada “Yeni bir kömür santralinde üretilen enerjinin fiyatı (3,5 - 4 sent/kWs) iken sağlık ve çevre maliyetleri katılarak yapılan hesaplamada termik santrallerde kömürden elektrik üretiminin toplam maliyeti 5,5 - 8,3 sent/kWs'e çıkmaktadır.”  Rüzgar Santralından enerji üretimi ise 3,5 – 4 sent/kWs dır.

 

Türkiye'nin enerji ithalatı 2013 yılında (Bu toplam ithalatımızın %25 civarında) 60 Milyar Dolardı. Ülkemizde kamunun sağlık giderleri ise 60 Milyar Dolar olup, 2023 yılı hedeflerinde sağlık giderlerinin 160 Milyar Dolar olacağı öngörülmektedir. Kişi başı 800 Dolar olan sağlık harcaması 2023 yılında yaklaşık 2.000 Dolar civarında olacağı öngörülmektedir.

 

Bu bana Meslek Lisesi Elektrik Bölümündeki Hocamızın “Bir fabrikada bakım teknisyeni oturuyorsa o işletme çok iyi çalışıyor demektir. Bu da bakım teknisyeni görevi çok iyi yapıyor demektir. Eğer bakım teknisyeni üretim sırasında fabrika da kir pas için çalışıp makineleri tamir ediyorsa o teknisyen görevini iyi yapmamış, yani makinelerin bakımlarını zamanında iyi yapmamış, arızaların büyümesini ve daha büyük hasar meydana gelmesini beklemiştir.” dediği sözlerini hatırlattı.

 

Sağlık harcamalarının azaltılmasında; doğru yatırım teknolojilerinin kullanılması ve koruyucu sağlık hizmetleri çok büyük önem taşımaktadır. Hedefimiz sağlıklı toplum yaratmak olmalıdır. Dünyanın en büyük kanser hastanelerini yapmak değil.  

 

Enerji Bakanımız “Doğalgazın yerine nükleeri koymayı düşünüyoruz. Hal böyle olunca Akdeniz'de Akkuyu'da ve Karadeniz'de Sinop'ta kuracağımız nükleer santrallerin üreteceği elektriği doğalgazla ikame edebilmek için bugünkü parayla 7,2 milyar dolarlık doğalgaz ithalatı yapmamız gerekiyor. Ama nükleer santralden ürettiğimiz elektriği doğalgazın yerine koyarsak o zaman bu kadar ithalatı yapmamış olacağız.” beyanat vermiş.

 

Sayın Bakanımıza sormak lazım bu hesabına

1-    Üretim dışı maliyetleri katmış mıdır?

2-    Allah göstermesin 2011 yılında Japonya'nın Fukuşima Nükleer Santralındaki facianın maliyetleri konusunu da göz önüne almış mıdır?

3-    İstanbul Küçükçekmece de yer alan 1 MW ve 5 MW kapasiteli 2 Nükleer Santral binasının güçlendirilmesinin yapılabilmesi için 1996 yılından bu yana kapatılmış olarak durmaktadır. Bu konuda ne tür çözümler üzerinde çalışmaktadırlar?