dore okulları
Malatya
20 Nisan, 2024, Cumartesi
  • DOLAR
    32.50
  • EURO
    34.78
  • ALTIN
    2499.5
  • BIST
    9693.46
  • BTC
    64066.537$

Yepyeni bir döneme hazır olalım!

04 Şubat 2019, Pazartesi 07:00

 

 

Yeni Valimiz geldi görevine başladı. Allah hayırlı etsin. Çok arzuladığımız 2. Devlet Üniversitesi olan Malatya Turgut Özal Üniversitesi açıldı, eğitim öğretime başladı. Belediye Başkanlarının çoğu değişiyor. Neoparalel dediğimiz yapı tasfiye edildi/ediliyor.  Bütün bunlar değişen şeyler ama değişmeyen bazı şeylerde var tabi ki; Malatya'da Ak Parti tekelinde tutan kişiler değişmedi. Aynı vesayet hala ve artarak devam ediyor. Artık sadece parti yetmiyor olacak ki; kurumlar ve belediyelerde aile bireyleri arasında paylaşılıyor. Şirket ortakları, kuzenler, kankalar aday gösteriliyor. Yeğenler,  kardeşler, akraba-ı taallukat yönetici yapılıyor. Bütün bunlar yaklaşan bir yerel seçim öncesi yaşanıyor. İşte bugün bu konuları yazmak istiyorum. Mahallenin delisi misali yazmak istiyorum. Seçim sürecinde bir daha yazar mıyım bilmiyorum.

 

Yeni Valimiz Hayırlı Olsun 

Ne hikmetse ilimize Vali dayanmıyor. Son 2 Vali birer sene arayla şehrimizde görev yaptılar. Son Valimiz Ali Kaban için sürekli iyi şeyler yazdık, gidince şok yaşamadık değil. Bilen birine sorduğumuzda gidiş sebebi ile ilgili bir sürü sebep saydı, önemli olanları yazayım. 

1- Aşırı derecede harcama yaptı, ultra lüks bir yaşam sürdü. 

2- Valilik binasında Vali katını halka kapattı, hatta kurum müdürlerine bile. 

3- Vali Konağının etrafını kale surlarıyla çevirdi.

4- Vatandaşlarla hiçbir zaman münasebet kuramadı. Hiçbir insanın derdiyle dertlenmedi. 

5- Çevresindeki kadroyu genel olarak Tayyip Erdoğan'ı sevmeyen kişilerden oluşturdu. 

Malatya Valisi Aydın Baruş'a yeni görevinde muvaffakiyetler dilerken, yukarıdaki uyarıları da dikkate almasını tavsiye ederim.

 

Yeni Üniversitemiz Hızlı Çıktı

Prof. Aysun Bay Karabulut Rektör olarak atandıktan sonra Malatya Turgut Özal Üniversitesi hızlı bir yapılaşmaya başladı. Lakin unutulmamalı ki acele etmek doğru sonuçlar vermez. Bu arada Üniversite Bilimsel çalışmalardan ziyade etkinlik yaparak adını duyurmaya çalışıyor. Buradan Aysun Hocaya âcizane birkaç uyarı da bulunmak  istiyorum.

1- İnönü Üniversitesinin 44 yılda geldiği duruma 44 günde gelmeye çalışma.

2- Ayağını yorganına göre uzatmayı unutma.

3- Adam tercihlerini iyi yap. Özellikle üst düzey yöneticilerini iyi insanlardan seç. Sadece referansına bakarak adam alma. Kişiyi araştırırken sadece güvenlik soruşturması ile yetinme, sicil ve özlüğüne de bak. Aksi halde atamış olduğun kişileri geri göndermek zorunda kalırsın ki bu durum Kurumsal hafızayı yok eder. 

4- Ehil ve layık olduktan sonra tercihini Malatyalılardan yana kullan. Yarın bir gün çekip gitmesinler. Malatya'daki kurumlarda çok cevval insanlar var, kaliteyi uzaklarda arama.

5- Harcanan her kuruş parada 80 milyon insanın hakkı olduğunu unutma.

6- Tarım şehri olan şehrimizin tarımsal üretimi veya tarıma dayalı üretimi arttıracak projeler üret. Bu tür projeler yapabilecek iyi bir ekip kur.

 

Ak Parti Adaylarına Dair

Malatya yediden yetmişe herkes değişim istiyordu. Değişim mesajı Ak Partinin Genel Merkezince alınmış olmalı ki 3'ü hariç bütün belediye başkanlarını değiştiriyor. Mesaj alınmış alınmasına da sanki yanlış anlaşılmış.  Aslında milletin tepkisi genel olarak Malatya'daki üst düzey yetkililereydi. Fakat orada bir değişiklik yok. Üstelik adamlar yerini daha da sağlam edip, kendilerine yakın kişileri başkan adayı yaptırdılar. Kimisi kuzenini, kimisi ortağını, kimisi kankasını... "Anketlere baktık" sözü sadece Büyükşehir adayı için geçerli. Geriye kalan hiçbir adayın anketle ilgisi yok. Tabi ankette en yüksek oyu alıp aday yapılan var fakat etkili olan anket değil. Aday tercihleri sokakta her zamanki gibi karşılık bulmadı. Büyükşehir adayı Selahattin Gürkan ile ilgili olumsuz tek cümle duymadım. Fakat benim endişe ettiğim bir iki konu var ki onları daha sonra yazarım.

 

Milletin Tepkisi Nasıl Etki Yaptı? 

Milletin tepkisi seçime kadar sürer mi bilemiyorum. Genel olarak tepki Reis Malatya'ya gelip miting yaptıktan sonra şiddetini kaybediyor. Tabi süreçte birde "beka sorunu" vurgusu oldu mu, millette "Yelkenler Fora" hali başlıyor. Bu seçim içinde Reis "beka sorunu" demeye başladı şimdiden. Fakat milletin tepkisi dinmiş değil. Ak Partinin yöneticileri biraz daha konuşmalarını böyle devam ettirirse, tepki artarak devam edecek gibi. "Herkes haddini bilsin" "bunlar kendini bir halt zannediyor" gibi söylemler, tehdit içerikli konuşmalar sadece milletin tepkisini arttırır. Hani birde bu lafları söyleyen zevat, kendini bilse! Esenlikten market satın alıp, sonra zarar ettim diyen fakat aldığı yeri kaç yıllığına kaç liraya kiraya verdiğini söylemeyen bu kişiler yüzünden, milletin tepkisi canlı kalacak gibi. Üstelik tepkiyi yok etmeye bir strateji, bir çaba, bir çalışma, bir söylem ortada yok. Ancak tehdit var!

 

Yerel Seçim Beka Sorunu Olur mu?

Normal şartlarda belediye ve muhtarlık seçimlerinin herhangi bir beka sorunu oluşturduğunu söylemek mantıksız olur. Fakat yaşadığımız zaman o kadar hızlı akıyor ki; her gün o kadar büyük değişiklikler görüyoruz ki, yerel seçim için beka sorunu yakıştırması yapınca kimsenin gıkı çıkmıyor. Yerel seçim ülke için belki bir beka sorunu değil ama görünen o ki ak Partinin geleceği açısından önemli bir beka sorununa işaret ediyor. Yerel seçimden oy kaybederek çıkacak olan bir Ak Parti veya Ak Parti/MHP ittifakı sonrası, her iki partiden bölünme sinyalleri geliyor. Muhtemelen her iki partinin küskünleri yerel seçim sonucuna göre hareket edecekler. Partinin şimdiki gücü ile partiyi bölmek mümkün görünmüyor. Daha doğrusu kimse buna cesaret edemiyor. Fakat yerel seçim sonrası Ak Partinin alacağı oy sayısına göre bu durum değişecektir. Ak Parti veya Ak Parti/MHP ittifakını ülkenin geleceğiyle eşdeğer olarak görenler için, elbette ülke içinde önemli bir beka sorunu var demektir. Bu millet Ak Parti gibi bir partiyi Rahmetli Erbakan Hoca'nın siyasi temelleri attığı 1969'da 2002 yılına kadar bekledi. Millet sor bulduğu bu partiyi kolay kaybetmek istemiyor. Fakat özellikle Ak Parti içindeki Kemalist/Laik bir güruh partiyi çok sıkıntılı bir halin eşiğine getirmiş durumda.

 

Ak Parti Neden Sıkıntılı?

Öncelikle aday tercihleri kesinlikle milletin istediği yönde değil. Aday belirlemede en önemli etken “kimin adamı?” sorusunun cevabında saklı. Aday yanlışlığı bir tarafa son birkaç yıldır devletin yapmış olduğu işlerde de büyük sıkıntılar var. Ekonomik sıkıntı, fahiş fiyatlar, aşırı zam ve devletin bunlar karşısındaki zafiyeti bu işin cabası. Devlet Kurumlarındaki her hata siyasi iradeye mal ediliyor. Millet bu konuda haksız sayılmaz. Elbette siyaset bazı şeylere müdahil olmalı ama her şeyi tekeline almak zorunda değil. Siyaset kurumuna düşen; insanların refah seviyesini arttırıcı, adaleti yücelten, kalkınmayı hızlandıran; kararlar almak, kanunlar çıkarmak, yasal düzenlemeler yapmaktır. Fakat siyaset kurumunun bununla ilgili hiçbir çalışması yok. Tam tersine bu işler bürokratlar eliyle yürütülüyor ve millet iradesinin buraya yansıması neredeyse sıfır hükmünde oluyor. Hal böyle olunca siyasiler; kurumlarla ve onarın çalışanlarıyla uğraşmaktan öteye iş yapmaz oluyorlar. Asgari ücretli işler için bile devreye ne bakanlar, ne vekiller giriyor. Devletin iş bulma konusunda dezavantajlı olan kişilere, sosyal yardım alanlara ve emekliliğine kısa süre kalıp sigorta yapamayanlar için getirdiği Toplum Yararına Çalışma Programları adeta siyasiler için oy tarlasına dönmüş durumda. Halbuki kazanılan bir oy kaybedilen 5 oy var ortada. Kimsenin buna baktığı yok. Herkes kendi yakınının işini görmenin derdinde. Fakir/fukara, garip/gureba edebiyatı yapan çok ama onların sorunlarının kalıcı olarak çözülmesi için çaba sarfeden yok. Bu guruptaki insanlar sadece sosyal yardım götürülen oy deposu olarak görülüyor. Ehliyet/liyakat denilen kavramı bilen yok. Bütün işlerde referans aranır olmuş durumda. Asgari ücretle iş bulmadığı için intihar edenler var fakat gören yok. Kurum amirlerinin bazısı saltanat kurmuş, bırakın toplumu görmeyi, evlerinde yaşananlardan bir haber olmuşlar. Nasıl olsa arkalarında siyasi bazı kişiler sağlam duruyor. Hangi belediyeye giderseniz gidin, her müdürün odasının çevresinde birkaç bayan çalışana denk geliyorsunuz. “Devlet bu parayı nerden buluyor, bunlar kim, ne iş yapıyor” diye sorun, bunlar “İşkur elemanı, asgari ücretle çalışıyor garipler” diye cevap alırsınız. Açın bakın şecerelerine kimin nesi olduklarını anlarsınız. On taneden bir bile gariban kesimden değil. Emin olun bazı kurum amirleri kendi evlerindeki temizlik işlerinde bile bu insanları kullanıyorlar. Ceplerinden bir kuruş para çıkmasın diye. Hatta evinin önüne bunlardan güvenlik görevlisi diken bile var. İşte millet bunları gördükçe Ak partiden soğudukça soğuyor. Bir tarafta evine ekmek götüremeyen gariban, diğer tarafta zevkine işe giden ensesi kalın. Garibanın ak Parti seçmeni olduğu kesin, diğeri meçhul!

 

Psikolojimiz Bozuldu!

Yukarıda yazdığım olayları duydukça giderek bu ülkenin geleceğine dair umutsuz hisler taşımaya başlıyorum. Bir tarafta bu milletin zor bulduğu ve kendisi için ölüme yürüdüğü Lider Recep Tayyip Erdoğan diğer tarafta O'nun partisi. Halkın Reis'e olan teveccühünde çok büyük değişim yok ama O'nun partisine olan güveni iyice azalmış durumda. Ak Parti tarihi boyunca ilk defa bir seçime bu kadar kötü bir başlangıç yapacak. “Zor bulduk, kolay kaybetmemeliyiz” diyen insanlar, akabinde “ama bir ders lazım” demeyi de ihmal etmiyor. “Ak Parti giderse ülke elden gider” diyen insanlar “ama bu seçimde güçlenirse bu yöneticiler bize yapmadıklarını bırakmaz” şüphesini de içinde taşıyor. Aklı başında herkes “Ak Partiyi kaybetmemeliyiz” diyorlar. Ve ekliyorlar “bu seçimde geçen seçimden daha yüksek oy alırsa ne yapacağını kestiremiyoruz.” Toplum olarak psikolojimiz bozuldu. Buna psikolojide “kaçınma, kaçınma çatışması” deniliyor. Yani her iki durumda da olmasını istemediğiniz sonuçlar ortaya çıkıyorsa sizin yaşadığınız travmanın adıdır bu. Her iki yolda bu millet için sıkıntılı görünüyor. Millet kararını verecektir. Milletin kararı her şeyin üzerindedir.

 

Hasıl-ı Kelam…

Önümüzdeki 31 Mart tarihinde bizi önemli bir seçim bekliyor. Her ne kadar yerel bir seçim olsa da sonuçları itibariyle genel bir seçim havasında geçiyor. Seçim iki büyük ittifak arasında geçiyor. Eski seçimlere göre sonucu şimdiden kestirmek oldukça zor. Milletin ekonomik yapısı, aşırı zamlar, fahiş fiyatlar, devlet kurumlarındaki yozlaşmalar ve bunun üzerine aday belirlemede yapılan hatalar seçim sonucuna dair tahmin yürütmemizi zorlaştırıyor. Ak Partinin kalesi olan yerlerde CHP, CHP'nin kalesi olan yerlerde ak Parti kazanırsa şaşırmamak gerekir. Umarım millet iradesini sandığa yansıtmak için seçime gider ve desteklediği partiye oy verir. Milleti tehdit eden değil, gönlüne girebilen seçimin galibi olacaktır; kazansa da kaybetse de…

 

Selametle…

Adem İnsanoğlu