
-MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, HSK üyesi Hamit Kocabey’in istifasını neden istedi?
*
-Devlet Bahçeli’nin, Hamit Kocabey’le birlikte çektirdiği fotoğraf, neyi ifade ediyor?
*
-İstifa istemine karşı, Hamit Kocabey’in tavrı ne oldu?
*
-Hamit Kocabey, şu anda ne yapıyor?
*
-İşte olay istifanın, perde arkası:
Algı siyasetiyle ülke yönetme iddiasında olan bir takım siyasetçilerin, medyadan edindikleri taraftarlarıyla; iftiralar silsilesiyle yaşadığı bir ortamdayız maalesef.
Hakkında çok şey yazıldı ve çizildi…
Dikkat ettiğinizde, iddiaların (!) hiç birinin yerli yerine oturmadığını görürsünüz. Hatta hepsi koca “Bir yalan-bir algı”…
İddialara muhatap olan kişiyi yakinen tanıdığım için, iddiaların aslında bir “itham” olduğunu kesinkes biliyorum. Anlaşılan, birileri intikam almaya çalışıyordu da, “Fırsatı yakalamışken var gücümüzle yüklenelim” dercesine, bir taraflarını yırtınırcasına bağırıyorlar.
Gözden kaçırdıkları bir şey vardı ki; bütün planlarını suya düşüren bir sabun köpüğü gibi dağıtacak rüzgarı bekliyorlar.
Lideri istifasını isterken dahi, birlikte fotoğraf çektirip, sosyal medya hesabından paylaşıyor. İşte bu fotoğraf karesinin yansıması, lideri ve davasına sadakatini; yeri geldiğinde gözünü bile kırpmadan; makamını, mevkiini ve konumunu elin tersiyle nasıl itileceğinin mümtaz bir örneğidir.

HUKUKSUZLUKLARA BAŞKALDIRAN ADAM
Yukarıdaki cümlelerimde bahsettiğim kişi Sayın Hamit Kocabey, konu ise kendisine atılan iftiralardır. HSK üyeliğine ikinci kez seçilmiş, görev süresi bitmediği halde, gönül verdiği davanın genel başkanı Devlet Bahçeli’nin istifa etmesini istediği Hamit Kocabey’den bahsediyorum.
Hamit Kocabey ile geçmişte yaptığım bir röportajda; “Merhum babanızın, sakalından dolayı lojman nizamiyesinden girerken sıkıntı yaşadığını biliyoruz. Bu malum zihniyete rağmen, devletin bu önemli konumunda olmanızı "Adaletin bir tecellisi" olarak görüyor musunuz?” şeklinde bir soru yöneltmiştim. Sayın Kocabey de “Babam Ankara'da ikamet ediyordu. Erzincan'a gelmedi. Malatya'ya bir düğün vesilesiyle geldi. Esasen bazı engeller çıkarıldı; ama biz tanındığımız için lojmana girdi. Ama bu konuda sıkıntı yaşanıyordu. Mesela insanlar belediye otobüsünden indirilip bakılıyordu. TSK'dan asıl istifa etme nedenim, eşimin başörtüsünden dolayı uğradığımız haksız uygulamalar olmuştur.” diyerek cevap vermişti.

ŞEHİT YAKINLARINA REVA GÖRÜLEN MUAMELE!..
Aynı röportajda Sayın Kocabey, “Size çok acı bir olay anlatacağım. Yeğenimiz Metin Atabey şehit olduğunda övünç madalyası verilecekti. Babası ve annesi törenin yapılacağı ordu evinin önüne geldiklerinde, başı örtülü olduğu için annesi içeri alınmadı. Bu uygulama, maneviyatımızda bir yara açmıştır. Bunu şimdi de duygulanarak anlatıyorum. Bu ülke için canını veren vatan evlatlarının annelerine, babalarına zulüm etmemek lazım. Şimdiki güzel yaklaşımı o zaman da gösterselerdi, ne kadar güzel olurdu... Bu vesile ile halen ifa ettiğim HSK üyeliği görevimde hiçbir mağduriyete ve haksızlığa göz yummamaya ve hakkı teslim etmeye gayret gösteriyorum.” ifadelerini de kullanmıştı.
Toplumumuzun geçmişten günümüze gelen adalet anlayışıyla ince detaylar da vermişti Hamit Kocabey. İşte o veciz sözlerden bir kaç tanesi:
“DEVLETİ AYAKTA TUTAN, ADALETTİR”
“Hz. Ali'ye “Devletin dini nedir?” diye soruyorlar. O da “Devletin dini adalettir” diyor. Devletleri ayakta tutan adalettir. Zulüm varsa fazla yaşamıyor, yıkılıyor. “Adalet mülkün temelidir” diye bir Hadis-i Şerif var. Bu da inanç dünyamızda çok önemli. Cenab-ı Allah da “Adaletli hükmedin, emaneti ehline verin” diyor. Bunlar, bizim manevi ışıklarımız.”
ADALETE ÖRNEK İKİ MİSAL...
Bir de tarihin derinliklerine gidelim... Türk devletlerinin yapısını, inançlarını, yaşayışlarını uzun müddet inceledim. Hun Sultanı Attila'nın bir hatırası var. Bunu çoğu vakit anlatırım. Attila suikasttan kurtuluyor. O zaman da mahkemenin başkanı Sultan Attila bu görevden çekiliyor ve “Ben burada adil olamam” diyor. Yargılaması başkası tarafından yapılıyor. Yükselme döneminde bir “gayr-ı müslim”in arsasının üzerine cami inşa edilince, şikâyet üzerine “Şeyhülislam”ın padişahı bile yargıladığı, “gayr-ı müslim”in haklı bulduğu ve caminin yıkılmasını emrettiği bir vakadır. Bizim adalet anlayışımız budur.”
OPERASYON ÇEKMEYE ÇALIŞIYORLAR
Röportajımızın içinden bir kaç paragraf vererek düşüncelerini aktarmaya çalıştığım Hamit Kocabey, bu inanç, bu hassasiyet ve bu hamiyetle yaşayan bir insan. Bu sözleri okumayan, görmeyen veya görmek istemeyen solak medya, algı operasyonlarına silahşor, iftira kampanyalarına basamak olmaya devam ediyor. Yaptıkları namussuz yayın politikalarıyla, Hamit Kocabey’e ve çevresine namus dersi vermeye çalışıyor.
Devletin bekası ve Cumhur ittifakının selameti için bu istifanın yaşandığının en güzel delili, Devlet Bahçeli tarafından ortaya konulmuştur. O cevap da; Hamit Kocabey’in, MHP Genel Başkanı Hukuk Danışmanı olarak atanmasıdır.
Şimdi anladınız mı o fotoğrafın sırrını?
Selam ve dua ile...
Fiemanillah.
Hayırlı Cumalar herkese. Bizler devlet malını, yetim hakkını koruyan ve ifa ettiğimiz görevi namus düsturuyla ifa eden bir ecdadın torunlarıyız. Bizlere atılan çamur tutmaz. Mayamız sağlamdır Murat abi. Lakin Siyaset artık belden aşağı oynanan bir oyuna döndüğü için ve de herkes kendi durumuna göre yorumlar yaptığı için sabretmek ve Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu Başkanın dediği gibi ''BİR SANİYESİNE BİLE HÜKMEDEMEDİĞİMİZ DÜNYA İÇİN BU KADAR FIRILDAK OLMAYA GEREK YOK.'' ves selam saygılarımla.
Yazınız için teşekkür ederim, Hamit Kocabey in yiğeniyim. Duygularımıza tercüman olmuşsunuz, Allah a emanet olun...
Kaleminize sağlık. Şehidimiz Metin Atabey'e Allah'tan rahmet sizlere de sabırlar dilerim. Yazınızın bu bölümünü duygulanarak okudum. Bir anne düşünün ki, evladını 9 ay karnında, yıllarca kucağında, son nefesine kadar da kalbinde taşıyor. Evladını uğruna şehit verdiği vatanın sözde sahipleri tarafından karşılaştığı muameleye bakın! Evladı şehit düşerken bir teselli arayan acılı anne oğlunun cenazesine bile katılamıyor. Bu zihniyettekilerdir asıl kapı önüne koyulması gerekenler. Hem vatan uğruna evladını toprağa vereceksin hem de inançların bahane edilerek dışlanacaksın. Üstelik olan ana gibi analarımıza baba gibi babalarımıza oldu. Ben hiç tırnağı ojeli, saçı başı bakımlı, giyimi marka bir şehit annesi görmedim. Bu işte bir terslik yok mu? Vatan herkesin vatanı değil o zaman. Vatan eli kınalı, başı örtülü, dili dualı anaların vatanıdır! Sayın Hamit Kocabey'e de bu vesileyle görevinde başarılarının devamını dilerim.
Ülkemiz dünya hukukun üstünlüğü sıralamasında 126 ülke arasında 109.sırada!!...Adalet bir gün herkese lazım olacaktır..